English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ P ] / Programlar

Programlar traduction Français

1,804 traduction parallèle
Eğlence programlarında bundan bahsetmediler. Evet.
J'ai pas entendu ça au JT.
Tabi, nükleer programları bu reaktörlerle yürütüldüğü sürece.
Pas si un programme nucléaire repose sur ces réacteurs.
Bu yüzden ülkemiz ve tüm dünya gün geçtikçe eğlenceyle medyayla, televizyon programlarıyla, lunaparklarla, uyuşturucuyla, alkolle ve aktivitelerin her çeşidiyle dolu hale geldi, insanların zihnini meşgul tutmak için.
C'est pourquoi notre pays et notre monde sont victimes d'une telle prolifération de divertissements, de programmes télévisés à grande écoute, de parcs d'attractions, de drogues, d'alcool, et de toutes sortes de divertissements qui maintiennent l'esprit humain diverti.
İnsanların kendi bilgisayarlarında çalıştırabilecekleri, herhangi bir yönetici listenin ya da koordinasyonun olmadığı bir yerde, kendilerini ağın bir parçası haline getiren bilgisayar programları.
Des logiciels que tout le monde peut opérer sur leurs ordinateurs et qui leur permet de faire partie du réseau sans qu'il y ait une liste maîtresse ou une coordination centralisée.
Sanal makine kullanmışlar, programlarını ana makineden izole edip sunucuyu geri yükleyeceğim.
Le hack est sur machine virtuelle, j'isole l'API et je démarre l'hôte.
Bu lanet tıp programları konusunda çok hevesli olmadığımı biliyorsunuz.
J'aime pas trop ces programmes médicaux.
Bir emsal oluşturulduktan sonra hükümetin bir adamın çalışma yerini ve yöntemlerini belirleyebileceğini göreceksiniz. Bunun ardından bu ülkede bildiğimiz tüm özgürlükleri elimizden alan diğer federal programlar gelecek.
Nous savons tous que si on laisse le gouvernement décider d'où et de comment un homme doit travailler, il s'ingérera ensuite dans toutes les autres libertés que nous connaissons.
Yarın, sabah 9'da, sabah programlarının divası... seninle canlı olarak ev dediğin bu bok çukurunda görüşme yapacak.
Demain matin, 9 h, la diva des interviews va te parler en direct de ton petit trou inconfortable et terne que tu appelles ton chez toi.
CNN, ABC, MTV hepsinde bunun gibi kurgulanan ve hile karıştırılan programlar var.
CNN, ABC, MTV... Toutes trafiquées et manipulées comme ici.
Şimdi Stranz ve Fairchild Van Waldenberg'e bağlanalım. Programlarını tamamlayacaklar. Sokakların diliyle çizilmiş belirgin bir kent kültürü kostümü içindeler.
Allons rejoindre Stranz et Fairchild Van Waldenberg qui terminent leur numéro, un regard sur la culture urbaine exprimé dans le langage de la rue.
Programlarına verdikleri ad : "Ateş ve Buz."
Ils ont intitulé ce numéro "Feu et Glace."
Çok yeni tedavi yöntemleri ve programlar mevcut. Bir tek başvurunuza bakar. Belki ilginizi çeker.
Il existe de nouveaux traitements, un programme expérimental une demande est nécessaire, Vous pourriez être intéressés.
İnternet sayfamızda programlar mevcut, ve ücretsiz indirilebiliyor.
Et mes émissions sont sur le net, gratis.
İtiraf programlarından daha iyi olduğumuzu sanıyordum, ama insanlar olumlu tepki verdi.
Je croyais qu'on valait mieux qu'une "radio confesse", mais les gens réagissent bien.
Bu da kamera şakası programlarından biriyse ben yokum.
Si c'est une émission d'attrape, ça ne me tente pas.
Şu programlar.. Şu programlar ne kadar ödül veriyor?
Que pensez-vous de ceux - ceux kilométrage programmes de récompenses?
- Boş beleş programlar mı?
- De la vulgarité?
Programların hiçbirinde şarkı söyleyemeyebilirsin. Söz veremem.
Je ne peux promettre à aucun des participants de chanter.
Başka kim bu aptal eğlence programlarını izler ki?
Vous regardez ces conneries?
O zamandan beri koltuğuna oturmuş genelde, TV'de gündüz programlarını izliyor.
Depuis il reste sur son canapé, à regarder la télé.
Lava Springs'te eskiden beridir yaz için öğrenci programlarımız bulunmaktadır.
Nous prenons souvent des étudiants pour des jobs d'été à Lava Springs. Vous êtes prêt?
"Bilmek" bir "Adli Tıp" olmayacak. Ve kesinlikle bütün cevapların gözümüze sokulduğu şu popüler "sır programları" na da benzemeyecek.
"Savoir" ne sera pas une sorte de "Crim9 Lab", pas une de ces séries mystère que l'on voit partout, où l'on nous donne toutes les réponses.
- Başka ne var, şov programları mı?
- Et le reste, c'est de la télé réalité?
Ya da zeka içerikli bir gösteri olur, ölmüş insanlar konuk olur, Mozart ya da Sherlock Holmes, o haftanın TV programlarını senin aracılığınla yorumlarlar.
Sinon, on pourrait faire une émission intellectuelle avec des personnalités décédées comme Mozart ou SherIock holmes, qui critiqueraient Ie programme de Ia semaine à travers vous.
Radyo programlarında 1 numarayım.
Ma chanson est numéro un à la radio.
Ama sen bu tür programları seyretmezsin.
Ça devrait être interdit, ces trucs-là.
Evet, bayanlar, oda dağıtımını yaptım ve nöbetleriniz bitmeden haftalık programları da belirleyeceğim.
Ok, les filles, j'ai posté vos assignations de chambres sur le tableau et nous travaillerons sur le nouvel emploi du temps de la semaine avant que vos gardes ne soient finies.
Bana sorarsan, düzgün programlar ABC, CBS, NBC'de. - Gerçek kanallardan biri.
À mes yeux, une bonne émission est diffusée à ABC, à CBS ou à NBC, à une des vraies chaînes, tu vois.
İşte buradayız, zeki bir tartışma içindeyiz ve birden farkına vardım ki, gerçek bir hikaye yayınlatman mümkün değil "özgürlüğün yuvası, obezlerin ülkesi" arasında yer bulamazsın ve tabii eğlence programlarınız.
Nous sommes là, à discourir grandement sur la guerre et la politique, et je viens juste de réaliser que vous n'arriverez pas à placer un vrai sujet entre un reportage sur "le pays des obèses"
- Ya borç bağışlama programları?
Et l'effacement de vos crédits?
Öyle programlar var, ama reklamdaki kadar bağışlayıcı değiller.
Il y a des programmes mais ils n'effacent pas tant que ça.
Okul sonrası programları bilir misin?
Tu sais, après l'école.
Ethan da ben de programların kolay okunduğunu düşündük.
Avec Ethan, on a trouvé que les programmes étaient très faciles à lire.
Ethan da ben de programların kolay okunduğunu düşünüyoruz.
Avec Ethan, on a trouvé que les programmes étaient très faciles à lire.
Hani şu realite programlarından... birini sunan adam. Ama adı... adı neydi?
Celui qui anime l'émission de télé-réalité, quel est son nom?
Gerçek hastaneler TV programları gibi olmasa da bu bazı gizemler olmadığı anlamına gelmiyor. Sağlıklı bir kadının kalbinin iflas etmesi gibi. Ya da yetişkin bir adamın turuncu olması.
Même si dans les vrais hôpitaux ce n'est pas comme à la télé, des mystères peuvent se produire : une femme à la santé et un cœur malade, un homme adulte orange.
Ona sahte hayalet videoları yapıp televizyon programlarına yollamak istiyorum dedim, yardım etmeyi kabul etti.
Après lui avoir fait croire que j'en avais filmés, je lui ai proposé d'envoyer des copies aux médias, et elle a marché.
WhoJackie takma adıyla çevrimiçi forumlarda televizyon programlarını eleştirmeyi seviyordu.
Il aimait se disputer sur des séries télé dans des forums sous le nom de WhoJackie.
- Onun için programlar var.
- Il existe des programmes pour ça.
Programlarımız var.
On a des programmes.
Bunlar zararsız şeyler, oyunlar, programlar, spor videoları.
- Des trucs insignifiants. Jeux vidéo, logiciels, sport.
Quahog sağırlar okulunun mükemmel programları vardır, akademik ve sportif birlikte.
L'école de sourd de Quahog a un programme intéressant, mélangeant le scolaire et le sport.
Clippers maçı olduğunda Kanal 9 programları bir saat geçe alıyor.
Channel 9 retarde tous ses programmes d'une heure pour les matchs des Clippers.
- Çiçekçiyle iletişime geçerim. - Programları konuşalım.
Discutons du programme.
- Programları.
- Tu veux un programme?
- Michel, programları merak etme.
Hey, Michel, ne t'en fais pas pour le programme, okay?
Elbette, onlar sadece benim temel koda yaptığım değişikliklerden o kadar fazla etkilenmeyen alt programlar,.. ... ama yine de, çalışması için onlar gerekli.
Des sous-routines mineures, peu affectées par les changements que j'ai apportés au code, mais on en a besoin.
Ve güzel görünüyorlar. - Evet, programlar güzel görünüyor.
Je me suis donné du mal pour ces programmes, et ils sont beaux.
Hayır. Stajyer doktorlar için eğitici programlarımız sürecek.
Nos programmes didactiques auront toujours lieu.
Küçükken komşumuzun kucağında izlediğimiz programlar lazım bize.
Le genre de spectacles qu'on regardait gamin assis sur les genoux du voisin.
- Bu programlar için çok çalıştım.
Quoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]