Rüzgar gibi geçti traduction Français
73 traduction parallèle
Bana, "Sousè,'Rüzgar Gibi Geçti" filminden bile daha güzel " dediler.
Ils m'ont dit, "Sousé... c'est meilleur qu'Autant en emporte le vent."
Ben Selznick'i bile "Rüzgar Gibi Geçti'yi" çekmekten vazgeçirmeye çalışan kişiyim.
J'ai bien dit à Selznick de ne pas faire Autant en emporte le vent.
"Rüzgar Gibi Geçti" yi de red ederdiniz.
Vous auriez refusé Autant en emporte le vent.
Rüzgar gibi geçti.
Emportée par le vent.
Bob da Rüzgar Gibi Geçti'yi çektiğini zannediyor.
Bob croit tourner Gone with the Wind.
"Rüzgar Gibi Geçti" yi izleyince ağlaman gibi.
Vas-y. Que tu as pleuré pour Autant en emporte le vent.
Rüzgar Gibi Geçti.
Autant en emporte le vent?
Johnny, nereden bildin benim hep Rüzgar Gibi Geçti'yi istediğimi?
Comment tu savais que je le voulais?
Rüzgar Gibi Geçti'yi istiyor galiba, ona okuyabilmem için.
II veut Autant en emporte le vent, pour que je lui lise.
"Yetişkin Filmlerinin Rüzgar Gibi Geçti'si."
C'est le Autant en emporte le vent du film X.
İşte o "Rüzgar Gibi Geçti"'ydi.
Le bon moments, c'était : "Autant en emporte le vent".
'Rüzgar Gibi Geçti'deki Ashley gibi.
Ashley dans "Autant en emporte le vent"
Arkadaşım Jason, parasal özgürlüğün tadını alınca meşhur sözdeki gibi, rüzgar gibi geçti.
Mon ami Jason a eu sa première expérience d'indépendance financière... et elle s'en est allée avec le vent proverbial.
Belki de "Rüzgar Gibi Geçti" de sana bayılmıştır.
Il t'a probablement déjà aimé dans "Autant en emporte le vent".
Rüzgar Gibi Geçti etkisinde, baş döndürücü.
Autant en emporte le vent sous mescaline.
Charlotte'ın kesilmemiş halini gördüğü tek şey Rüzgar Gibi Geçti'nin orijinal haliydi.
La seule version "non-coupée" qu'elle ait jamais vue, c'était l'original de "Autant en emporte le vent".
"Rüzgar gibi geçti" MGM - 1939
J'ignore si ça va marcher, mais...
" "Rüzgar gibi geçti." " "
"Autant en emporte le vent."
Bütün o Rüzgar Gibi Geçti havasında yükselen müzikle ve yükselen... müzikle.
Ambiance Autant en emporte le vent, avec des poussées d'émotion et... d'émotion.
Rüzgar gibi geçti.
"Autant en emporte le vent".
Bu insanların üç katlı evleri var. "Rüzgar gibi geçti" de gördüğümüz her şeye sahipler.
Ces gens, ils ont une vieille baraque, un porche sorti d'"Autant en emporte le vent", et tout.
- Hayır, hayır, hayır. Büyük Hollywood filmleri çekiyorum ; Rüzgar Gibi Geçti, Müziğin Sesi gibi.
Non, je fais de grands films, genre Autant en emporte le vent, mais actuels.
"Rüzgar Gibi Geçti" ydi.
C'était Autant en emporte le vent.
"Rüzgar Gibi Geçti" filmini çekerken öldüm.
Je suis morte pendant le tournage d'"Autant en emporte le vent".
"Rüzgar Gibi Geçti" filmini çekerken öldüm.
Je suis morte pendant le tournage de "Autant en emporte le vent".
Franklin Mint olabilir. Rüzgar Gibi Geçti tabaklarından ısmarlamıştım.
C'est peut-être mes assiettes "Autant en emporte le vent".
Büyük kıvrılan bir merdiveni var, tıpkı'Rüzgar Gibi Geçti'deki gibi.
Il y a un magnifique escalier comme dans Gone With the Wind.
Flak Jacket rüzgar gibi geçti. Sober Jones, üçüncü.
Flak Jacket dépasse Solar Jones...
- Rüzgar gibi geçti.
- Ça ne s'ouvre pas plus.
Onlar benim.Bana aitler.Silah kontrol filimlerinden Rüzgar Gibi Geçti'ye benziyor.
C'est tout eux. Ils se sont identifiés. C'est comme dans le film promotionnels pour les pistolets.
Aynen Rüzgar Gibi Geçti'deki gibi.
C'est Autant en emporte le vent!
Hayır, "Rüzgar Gibi Geçti" için ben seçilmedim ama...
Non, je n'ai pas auditionné pour Autant en emporte le vent, mais c'est que...
İlk kez, sinemanın en büyük filmi Rüzgar Gibi Geçti'de...
Votre premier rôle a été dans Autant en emporte le vent,
George Rüzgar Gibi Geçti'de oynamış Eddie.
- George a fait Autant en emporte le vent.
- Rüzgar gibi geçti.
Je te couvre! J'ai senti l'air frémir.
- O rüzgar gibi geçti.
- Elle ne reviendra plus.
Üzerinde Rüzgar Gibi Geçti'nin bir kopyası var mı diye aramadık.
On ne l'a pas fouillé pour voir s'il avait une copie d'Autant en emporte le vent non plus, monsieur.
Gregers, "Rüzgar Gibi Geçti" filmini izlerken ağladığını söyledi.
Gregers dit que tu as pleuré devant Autant en emporte le vent.
Rüzgar Gibi Geçti'deki küçük kıza ne olmuştu, hatırlıyor musun?
Et la fillette de Autant en emporte le vent?
"Rüzgar Gibi Geçti" yi ya da "Casablanca" yı hiç seyretmedim ama, size Arnold filmlerindeki her satırı söyleyebilirim.
Je n'ai jamais vu "Autant en emporte le vent" ou "Casablanca" mais je peux vous dire chaque ligne de chaque film d'Arnold.
1939'da "Rüzgar Gibi Geçti" filminin setinde öldün.
Morte sur le tournage de "Autant en emporte le vent", 1939.
Melanie "Rüzgar Gibi Geçti" filmindeki oyuncuydu.
Mélanie c'était l'héroine de Autant en emporte le vent.
- "Rüzgar Gibi Geçti" yi seyretmen için kaç zamandır sana yalvarıyorum ve beni başından savıyorsun.
Je t'ai supplié mille fois de regarder Autant en emporte le vent.
"Rüzgar Gibi Geçti" yi seyredeceğim.
- Chercher Autant en emporte le vent.
"Baba" yı seyretmemizin sebebi, Jennifer "Rüzgar Gibi Geçti" yi izleyip bitirmiş olmam.
Je vois. C'est parce que j'ai fini Autant en emporte le vent.
"Baba" nın sonunu seyredelim sonra da ben "Rüzgar Gibi Geçti" nin sonunu sana özetlerim. Önemli noktaları bilirsen Jen geldiğinde iyi durumda olursun.
On regarde la fin du Parrain et je te ferai un résumé de la fin d'Autant en emporte le vent.
Açıkçası "Rüzgar Gibi Geçti" filminin sonunu ben de izlemedim.
Moi non plus, j'ai pas vu la fin d'Autant en emporte le vent.
Tamam, artık resmileşti. "Rüzgar Gibi Geçti" yi izlediğin için teşekkürler.
C'est officiel, merci d'avoir regardé Autant en emporte le vent.
Bebek doğurtmakla ilgili tek bildiklerim "Rüzgar Gibi Geçti" den öğrendiklerimden ibaret.
Ce que je sais sur l'accouchement
Şiir benim değil, Zé, İçimden rüzgar gibi geçti.
Ce n'est pas mon poème, Zé, il est passé par moi, comme le vent.
Ben de tanıştığımızdan beri Adam'a "Rüzgar Gibi Geçti" yi seyrettirmeye çalışıyorum.
{ \ pos ( 192,200 ) } Adam a toujours refusé de voir Autant en emporte le vent.