Sadece sen traduction Français
10,562 traduction parallèle
Sadece sen de ben de biliyoruz ki benim senin yasa dışı aktivitelerin üzerine olan bilgim seni kolaylıkla barodan attırabilir.
Je dirais juste que nous savons tous les deux que vos activités périscolaires pourraient vous faire radier du barreau.
Doğru. Sadece sen düşünürsün bunu.
Seulement toi.
Onu sadece sen kurtarabilirsin.
Et tu es la seule qui puisse le sauver.
Sadece sen ve ben sanırım.
Je crois que ce ne sera que toi et moi.
Sadece sen ve ben.
D'accord, seulement toi et moi.
Sadece sen değil, bu çiftlerin yapabileceği bir şey.
Oui, c'est un truc de couple
O baskından sağ çıkan sadece sen ve David değildi.
David et vous n'êtes pas les seuls a avoir survécu.
Bir gün, okyanuslara açılacağız, Jeremy. Sadece sen ve ben.
Et un jour, on naviguera sur l'océan, Jeremy, juste toi et moi.
Hayır, ezelden beri bu kıyafetlerim var sadece sen etraftayken giymiyordum.
Non, tu vois... J'ai ces habits depuis toujours, je les mets pas souvent quant tu es là, c'est tout.
Sadece sen değilsin, bir sürü kişiyi.
Ce n'est pas à cause de toi, mais de tout ce merdier.
Hayır hayatım, sadece sen, ben ve bulaşıklar var.
Il n'y a plus que toi et moi et la vaisselle.
- Sadece sen mi yoksa ikiniz için mi?
C'est rien que pour toi ou pour vous deux?
Sen sadece kaybettiğin için sinirlisin.
Tu es juste furieuse d'avoir perdu.
Sen sadece para istiyorsun, bende para yok. Senin paranı istemiyorum.
Tu ne veux que de l'argent et je n'en ai pas!
Sadece sen.
Juste toi.
Sen sürekli ona özel olduğunu söylediğin için sadece Evo'lar ile bağ kurabiliyor.
Il s'identifie aux Evos seulement parce que tu continues à lui dire qu'il est spécial.
Niye, sen sadece en tatlı olanlara...
Tu es la plus adorable des... Marianne?
# Yani sen sadece... #
♪ Donc, c'est tout ce que tu... ♪
Tamam, sadece, sadece aklında bulunsun, bunu bana sen söylettin.
D'accord, mais... Rappelle toi juste que c'est toi qui me fait le dire.
Ah, evet, bilirsin, sen sadece çocuklar için kal.
Tu restes pour les enfants.
Sadece aile üyeleri olması gerekiyor. Hadi ama. Sen de buradasın.
C'est censé être juste la famille.
Sen sadece fotoğrafları çek, Tanrı aşkına.
Prends juste des photos, pour l'amour de Dieu.
Dert etme sen. Sadece sür!
Ne t'inquiète pas pour ça.
Sadece işte, biliyorsun sen de, bütün o konuştuğumuz şeyler.
- Top trois. C'est juste, tu vois, toutes les choses dont on a parlé.
- Sen mi? Yoksa kızlara sadece "Kıçını suratıma göm" falan mı diyorsun?
Ou tu leur dit juste "oh, oh, met tes fesses sur ma figure".
Sen sadece işini yap.
Vous faites juste votre travail.
Brandon'la sen sadece onu almama yardım ettiniz.
Tout ce que vous avez fait, toi et Brandon, c'était m'aider à la ramener.
sen sadece korkuyorsun Kiara...
Tu as juste peur, Kiara...
Sen sadece babana yardım etmeye çalışıyordun.
Non, tu voulais juste aidé ton père.
Sadece ailemi geri istiyorum... sen, ben, ve ağabeyin David.
Je veux juste retrouver ma famille... toi, moi et ton frère David.
Ve sen de sadece diğerlerini korumak için bunu yapıyorsun.
Et vous avez accepté uniquement pour protéger des gens.
Sen sadece seyret. Umarım öğrenirsin de.
Regarde et apprend.
İyi misin diye yokluyorum ve sen gelmeden başlamamızı ister misin yoksa sadece, bilmiyorum ki.
Alors, euh, juste vérifier que vous êtes d'accord, et je me demandais si vous voulez que nous commençons sans vous, ou si vous, euh, si je devrais juste... je ne sais pas,
Sadece dinliyorsun. Ne olursa olsun, sen sadece... Beni anladın.
Tu m'écoutes juste qu'importe le sujet, tu... tu me comprends
Ve sadece Seth ağırlaştırılmış. Sen ne yaptığını hayranı değil mi?
Vous n'étiez pas fan de ce qu'il faisait?
Açıkçası, bu, Seth sen Brad öldürüldü sadece dakika sonra cinayet silahını terkediyor.
De toute évidence, c'est vous, Seth, jetant l'arme du crime quelques minutes après le meurtre de Brad.
- Henry sen sadece bunu görmek istemiyorsun.
Tu ne veux pas voir la vérité en face. C'est ce dont il s'agit.
Dinle sadece dinle... hey, hayatında bir kez olsun sadece beni dinle sen bunu kabul edene kadar Lucille'le bunları geçmişte bırakamayacaksınız çünkü bu yaptığın şey, sen söylemesen de anneme, Lucille'den ve Jacob'dan daha çok önem verdiğini gösteriyor... gerçek bu.
Ecoute. Juste... hé. Pour une fois dans ta vie, écoute-moi.
- Sen sadece hepimiz gibi Henry'nin geri dönmesini istedin.
Vous voulez juste qu'Henry reviennes, comme nous tous.
Burada ne arıyorsun sen? - Saygılarımı sunuyordum sadece.
Qu'est-ce que vous faîtes là?
Sen dönene kadar sadece.
Hey, Harry. Puis-je avoir ta voiture?
Deli saçması. Sen sadece bu işten sıyrılmak için zaman kazanmaya çalışıyorsun.
Vous essayez de gagner du temps.
Sadece bir sahtekarla yaşamıyorsun sen de tıpkı onun gibisin avukat rolü yapıyorsun, ama aslında değilsin
Vous êtes une imposture, tout comme lui. - Vous prétendez être avocate.
Aslına bakarsan sen sadece karizmatik bir surattan ibaretisin.
Mais vous n'êtes qu'un beau visage.
- bak, sen sadece ona, başka bir alternatifin olduğunu söyle, tamam mı?
- écoute, tu... tu leur dit que... qu'il y a une alternative, d'accord?
- Ve sen de Khlyen dışında hiçkimse düşmanımız değil, onlar sadece insan.
- Et toi souviens-toi que, à part Khlyen, ce sont nos camarades. Ce ne sont pas nos ennemis.
Aron, zorla giriş izi bulmadık. Kardeşin ve sen hariç buraya giriş izni olan kim vardı? Sadece Rubio'nun.
Aron, on n'a trouvé aucun signe d'effraction, donc à part vous et votre frère, qui d'autre a accès ici?
O paylaşmak için tehdit ne zaman polislerle pics, "Sen orospu, sen sadece annen gibi."
Quand elle l'a menacé de les montrer aux flics, ce pervers lui a écrit,
Sadece annen ve sen misiniz?
C'est juste toi et ta mère?
Sen her dakika bu okulu mahvetmeye çalışan salak küçük bir adamsın sadece.
Tellement bête. Vous êtes juste un petit homme idiot qui essaie de détruire cette école à chaque instant.
Sana ihtiyacı var, sen onun hayatının büyük bir parçasısın, fakat onun sadece arkadaşı olamazsın
Écoute, il a besoin de toi, t'es une part énorme de sa vie, mais tu peux pas juste être son ami.
sadece sen ve ben 157
sadece sen varsın 16
sadece senin 16
sadece seni 36
sadece senin için 20
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
sadece sen varsın 16
sadece senin 16
sadece seni 36
sadece senin için 20
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senden çok hoşlanıyorum 54
senin adın ne 311
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
sence 570
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senden çok hoşlanıyorum 54
senin adın ne 311
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
sence 570