Saygıdeğer traduction Français
1,685 traduction parallèle
Nevada eyaleti, Mulberry şehri belediye mahkemesinde duruşmayı Saygıdeğer Yargıç Douglas Mason yönetecek.
l'honorable Juge Douglas Mason préside... la Cour Municipale, Ville de Mulberry, Etat du Nevada.
Meta düzeyinde söylersek... Açıkça belli değil mi? Saygıdeğer yapı baskınlığı olan modern organize sporların topluma sunduğu hoş sümblimleşme, Jung'un dediğine göre "Bilinçsizliğin gölgeleri".
A un niveau plus métaphysique, il est évident que la structure patriarcale des sports organisés représente la sublimation de ce à quoi Jung se réfère :
Saygıdeğer Terry Caldwell, gerçekleri konuşmaktan korkmayan bir adam.
Le révérend Caldwell, un homme qui n'a pas peur de la vérité.
Bu "saygıdeğer barlar" ücretlidir.
Les honneurs du mini-bar.
Saygıdeğer bir Dost'un, bu mürettebat ile yol almasına şaşırdım.
Que fait une Compagnonne respectable là dedans?
Belki saygıdeğer birisi yapabilir.
Quelqu'un de suffisament respectable pourrait.
Beni pek saygıdeğer bulmaz.
Il ne me trouve pas respectable.
Bu süslü şeyi almak için Badger'ı bayağı dolandırdık ayrıca beni saygıdeğer biri olarak göstermen gerekiyor.
On a tiré un max sur les comptes de Badger pour ces fripes... et t'es là pour me faire sembler respectable.
Saygıdeğer Baş Yargıç Myrtle Foo ve diğer yargıçlar için ayağa kalkın!
Debout pour l'honorable Jury, Myrtle Foo et associés!
Saygıdeğer yargıç kafalar, şuradaki böcek, bayrağımızı yedi.
Honorable têtes du jury, cette écrevisse a mangé notre drapeau.
Bu saygıdeğer bir gazete değil ki.
C'est pas un bon journal.
Sanıyorum saygıdeğer başkan da, senin her şeyin içine etmeyeceğinden emin olmak istedi.
Il a voulu s'assurer que vous n'alliez pas déraper.
En saygıdeğer temsilcilerinden oluşan bir takım gönderiyorlar.
Ils envoient leurs plus respectables représentants.
Askeri mahkemeyi başlatıyorum. Mahkemeyi saygıdeğer seksi Zapp Brannigan yönetiyor.
Le tribunal tient séance sous l'autorité du très sexy Zapp Brannigan.
Bir zamanlar saygıdeğer insanlardık.
Nous étions des gens nobles autrefois.
Majesteleri, Saygıdeğer Anne Mohiam'ın durumunu iletmek isterim.
Votre Majesté, il y a la question de la Révérende Mère Mohiam.
Saygıdeğer Anne.
Révérende Mère.
Bana itimatı yok, Saygıdeğer Anne.
Il ne s'est pas confié à moi, Révérende Mère.
Peki başka ne ummuştun Saygıdeğer Anne... Düşünerek mi?
Et à quoi d'autre encore, Révérende Mère... vous attendiez-vous?
Saygıdeğer Anne.
Les Révérendes Mères.
Babanla tanışması için bir Saygıdeğer Anne getirmiştim.
Une Révérende Mère est venue rencontrer votre père.
Saygıdeğer Anne, Paul'u sınamak için bir sinirsel indüksiyon kutusu kullanmış.
La Révérende Mère avait ramené une boite à induction pour tester Paul
Fakat, Saygıdeğer Anne- -
Mais, Révérende Mère...
Bu ne demektir biliyor musunuz, Saygıdeğer Anne.
Vous savez ce que cela signifiera, Révérende Mère.
Bunların hepsi bağnaz, Saygıdeğer Anne.
Ce sont des puritains, Révérende Mère.
Muad'dib'in saygıdeğer kızını... oğlumuz, Corrino Veliahtı Prens Farad'n takdimiyle... onurlandırmak için buradayız.
Nous sommes ici pour honorer son estimée fille... et lui présentons notre fils, le prince Farad'n... héritier du trône de la Maison Corrino.
Müvekkilim toplumun saygıdeğer bir üyesi.
Mon client est honnête.
Lordlar, ilk gündem maddemiz diplomatik bir görev için gittiği Çin'den yeni dönen saygıdeğer dostumuz Lord Rathbone'un sunacağı rapordur.
Premier sujet à l'ordre du jour, Messieurs... un rapport de notre estimé collègue Lord Rathbone... de retour de sa mission diplomatique en Chine.
Dün cemiyetimde saygıdeğer bir adamdım.
Hier encore, j'étais un homme respecté.
Bir, çünkü bu öyle bir içki ki, en saygıdeğer erkeği bile bir şaklabana çevirebilir.
Un, car c'est une boisson infecte, qui transforme même l'homme le plus respectable en vaurien.
Saygıdeğer ev sahibi. Bu adamın aksine, ben o pisliğe çalışmıyorum.
Honorable hôte, contrairement à cet homme je ne travaille pas pour cette pourriture.
Saygıdeğer Saraswati, yıllardır Lata, Asha ve Usha sana müzikleriyle hizmet ediyor.
Saraswatiji, Lata, Asha et Usha vous ont présenté leur musique pendant des années
Herşey planlandığı şekilde gidiyor. Saygıdeğer Kont Dooku
Tout a été arrangé précisément selon votre requête, très illustre comte Dooku.
Saygıdeğer kralımız Khan, ona bu iyiliği yaparsan istediğin ödülü vereceğine söz verdi.
Notre vénéré Seigneur Khan a promis de t'accorder la récompense que tu voudras, si tu lui fais cette unique faveur.
"Saygıdeğer Kral, En muhteşem bölümü bizzat Majesteleri tarafından bestelenmiş olan bu parçayı Majesteleri'ne ithaf ederim."
"Très Généreux Roi, je dédie... à Votre Majesté, dans la plus profonde soumission... une oeuvre dont la partie la plus noble est de Sa main même..."
Çok saygıdeğer bir konuğunuz olduğunu duydum.
Comme vous aviez un invité important...
Sizden saygıdeğer müzik arkadaşımıza sıcak bir alkış isteyebilir miyim, Schultze!
Puis-je vous demander un accueil chaleureux à notre respecté collègue musical, Schultze!
Ron saygıdeğer bir ulusal muhabir.
Ron est un journaliste politique très respecté.
Marie'nin hep gayeleri vardı, saygıdeğer gayeler.
Marie avait toujours flirté avec des causes honorables.
Bilirsin, Ultra-saygıdeğer büyükelçiyle anlaşmak için.
ambassadrice de je ne sais où.
Sen saygıdeğer bir düşmansın.
Tu es un adversaire valeureux.
Göçmenleri imanlarını kaybettiğini söyleyen fiyakalı ve saygıdeğer bilgili beyler.
Des membres du clergé, des hommes respectables, des savants, qui disaient que les saisonniers avaient perdu la foi.
Ve bu da saygıdeğer Zuin-An.
Et voici la vénérable Zuin-An.
Saygıdeğer James Michael Curley Boston halkına hapisteyken hizmet etmişti.
Et bien, l'honorable James Michael Curley a servi les bons gens de Boston depuis la prison.
Senin çeyrek kiloluk eroinine el koyduktan iki gün sonra kaybolan saygıdeğer bir öğretmen var.
Un professeur très respecté a soudain disparu deux jours après avoir confisqué 250 g de votre héroïne.
Siz saygıdeğer yolcuların tuvalete yalnızca küçüğünüzü yapabileceğinizi unutmayın.
Par courtoisie pour les autres passagers, veuillez n'utiliser les toilettes que pour le numéro un.
Babam, kazansan da kaybetsen de hayat dersleri öğrenildiğini söyler bu yüzden umarım saygı değer aday dostlarım bana katılır...
Mon père dit que le plus important, c'est de participer. Et j'espère que les autres candidats, qui ont tous du mérite...
Bu kısmı saygı değer bir kısma aitmiş, bu tarafı da bir ata.
Ce côté appartenait à un pasteur et l'autre à un cheval.
Eğer bana söylediğin kadar değer veriyorsan... lütfen duygularıma saygı göster ve artık hayatlarımıza devam edelim..
Si tu as pour moi l'attachement que tu dis avoir, je te prie de respecter mon point de vue et de nous laisser vivre nos vies.
Ülkeler arasındaki saygıdeğer konumunu.
Sa position sacrée parmis les nations.
Saygıdeğer yaşlılar, sevgili kardeşlerim,
Vénérables aînés,