Seni görmek traduction Français
14,600 traduction parallèle
La Reina seni görmek istiyor.
Il veut voir la reine.
Seni görmek istiyor.
Elle veut te voir.
- Evet. Seni görmek güzel.
C'est bon de te voir.
Seni görmek isteyen birisi var.
J'ai quelqu'un qui veut vous voir.
- Seni görmek güzel Zeng.
C'est bon de te voir, Zeng.
Seni görmek çok güzel.
C'est bon de te voir.
Kensi, seni görmek güzel.
Kensi, c'est bon de te voir.
Ben gidince ona, "Seni görmek güzeldi" der misin?
En fait, pourrais-tu lui dire quand je serais partie que c'était bien de la voir?
Bu ne güzel sürpriz. - Seni görmek çok güzel.
Quelle surprise.
Ancak seni görmek istediğim kadar değil.
Mais pas autant que je voulais te voir.
- Teşekkürler. Seni görmek güzel dostum.
Merci, c'est bon te voir aussi, mec.
- Bence seni görmek istiyor.
- Il veut te voir.
Seni görmek güzeldi Becks.
C'était super de te voir, Becks.
- Seni görmek çok güzel. Hoş geldin.
- Bienvenue.
- Seni görmek güzel.
Content de te voir.
Her neyse. Seni görmek güzeldi.
Bref, c'était sympa de te voir.
- Maggie, seni görmek ne güzel.
- Maggie. Ça fait plaisir de te voir. - Robert.
Seni görmek ne güzel.
Comme c'est bon de te voir.
Seni görmek ne kadar güzel.
Ça fait du bien de vous voir!
Seni görmek güzel yine de.
Ça me fait plaisir de te voir.
Seni görmek harika.
Tellement bien de te voir.
Michaela seni görmek istiyor.
Michaela veut te voir.
Seni görmek iç açıcı hale getiriyor.
Te voir rend les circonstances meilleures.
Sorun değil, seni görmek güzel.
Pas de soucis, content de te voir.
- Seni görmek güzel.
- Content de vous avoir vu.
- Seni görmek çok güzel.
C'est bon de vous voir.
Seni görmek güzel.
Sympa de te voir.
Seni görmek güzeldi.
C'était bon de vous voir.
Seni görmek istedim.
J'avais seulement besoin de te voir.
Seni görmek güzel.
Content de vous voir.
Baba birileri seni görmek istiyor.
Papa, il y a quelqu'un pour toi.
Seni görmek güzel. - Askıya mı alındın?
Content de te voir.
Seni burada görmek ne güzel.
Comme c'est étonnant de vous voir ici.
Seni tekrar görmek güzeldi.
C'est bon de te revoir.
Seni öyle görmek zordu.
C'était dûr de te voir comme ça.
O kapıdan çıkarsan seni bir daha görmek istemiyorum.
Si tu franchis cette porte, je ne veux plus jamais te revoir!
Beckett büyük bir... tutkuyla seni seviyor ve bunu görmek için feromon seviyesini ölçmene gerek yok.
Beckett vous aime toujours... passionnément, et vous n'avez pas besoin de mesurer les phéromones pour le sentir.
Geldiğimde burada görmek istemiyorum seni.
J'espère ne pas vous trouver ici quand je reviens.
Seni de görmek çok güzel, Malaya.
Je suis contente de te voir aussi, Malaya.
Onun etrafında görmek istemiyorum seni artık.
Je ne veux plus te voir auprès de lui.
Seni tekrar çalışıyor olarak görmek güzel.
C'est bon de vous revoir au travail.
Görmek istediğim son insan benim biliyorum ama seni görmem lazımdı.
Je sais que je suis la dernière personne que tu veux voir, mais j'avais besoin de te voir.
Seni yeniden görmek harikaydın Dean ama gitme zamanım geldi.
C'était bien de te revoir, Dean. Mais... il faut que je m'en aille maintenant.
Seni yeniden görmek güzel.
- Merci. C'est bon de te revoir.
Görmek istediğin son insan benim biliyorum ama seni görmem lazımdı.
Je sais que je suis la dernière personne que tu veux voir, mais j'avais besoin de te voir.
Raymond Reddington. Seni ölü görmek isteyen kaç insan var, bir fikrin var mı?
Avez-vous la moindre idée du nombre de personnes qui veulent votre mort?
- Bu arada seni yeniden görmek güzeldi.
Hey. Il est bon de vous revoir, par la manière.
Seni tekrar görmek güzel.
Ravi de te revoir.
Bence kankalık olayı, kızların seni çıplak görmek istemediğinde uydurduğu şey.
Je croyais que l'offre d'amitié, ça venait des filles qui voulaient pas te voir nu.
Seni buralarda görmek güzel, Spellman.
C'est cool de te revoir dans le coin.
Onun için seni burada görmek garip olmalı.
Il doit être bizarre pour lui de vous voir dans cet endroit.