Sonradan traduction Français
2,976 traduction parallèle
Şey, aslında aşüfteler ama senin bunu sonradan öğrenmen gerekiyordu.
elles le sont, mais tu n'es pas supposée le savoir pour le moment
Ve bunun için sonradan bana ne kadar kırılacağını da biliyorum.
Et je sais à quel point tu m'en voudras pour ça plus tard.
Tüm hayvanlarda bulunan ve vücudun kendini ilk başta oluşturduğu ya da sonradan yeniden oluşmasını sağladığı biyolojik yapı.
Il s'agit d'une structure biologique sur laquelle un corps peut construire ou se reconstruire, et il se trouve chez tous les animaux.
Ama yapmadım çünkü sonradan fikrimi değiştirdim.
Mais je ne l'ai pas fait parce que... j'ai douté de moi.
Sonradan iki gün boyunca Çince konuştu.
Après ça, il a parlé chinois pendant 2 jours.
Onun yetenekleri sonradan gelişti.
Ces talents se sont développés plus tard.
Daha sonradan endişe etmektense kurşununu burada yemek daha kolay olur.
Ce serai plus facile d'affronter ta balle que ce qui m'attends dans ce train.
Siteye sonradan başka kızlar da dahil oldu.
Après, d'autres filles sont venues me rejoindre.
Tabii sonradan yaptıklarımın sadece panik ve öfkeden kaynaklandığını anladı.
Bien sûr, elle a fini par comprendre que je parlais sous le coup de la panique et de la colère.
Böyle hissetmeyi beklemezdim ama sonradan bu yaşta olmayı seviyorum.
Vous savez, je ne m'attendais pas à ressentir cela, mais il s'avère, j'aime être notre âge.
Bir kişinin, çok kısa bir süre içerisinde hazır olup olmaması sonradan çok daha iyi olmayacağına ilişkin bilimsel bir veri sunmaz.
Le fait qu'on soit prêts ou non à un moment donné n'a rien à voir, phénoménologiquement, avec la possibilité d'être plus prêts ultérieurement.
Eğer bütçenizin tamamını sonradan rafa kaldırdığınız bir füzyon projesine aktarırsanız şirketinizin gelişmesi pek mümkün olmaz.
Si vous allouez la totalité du budget RD à un projet de fusion qui ne sort jamais, votre entreprise a peu de chances de prospérer.
Sonradan bu haberlerin tamamen uydurma olduğu açıklandı.
- Toutefois, ces propos ont été catégoriquement démentis.
Gazete sonradan dağıtılmıştır, yağmur durduktan sonra.
Le journal a été livré après l'averse.
Sonradan üniversite eğitimi için, elektrikli süpürge satarak para kazanmaya çalışan
Il était Porto-Ricain et vendait des aspirateurs... pour payer ses études.
- Biliyordum, sonradan mı erkek olmuş?
- Je le savais, il est né femme.
Ayrıntıları sonradan ilave edersin.
Tu peux remplir les détails plus tard.
Sonradan seni aramaya çalışabilirim ; ama olur da aramazsam seni sevdiğimi bil istedim yavrum.
Je veux dire, J'essaierai et je te rappellerai plus tard, mais... au cas où je ne, euh... Je voulais juste te dire que je-je t'aime, chérie.
Sonradan bir sorun çıksın istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis plus tard.
Evet, sonradan olan teyzelerdenim, diğer türden değil.
Je suis le type de tante qu'on mérite. Pas l'autre type.
Ona sonradan aynaya baktığımda kendimden utanacak şeyler yapacağım..
Il aura du mal à se regarder en face après ça.
Sonradan anladım ki Mary Elizabeth'e dürüst olma konusunda daha kötü bir yol seçemezdim.
Intérieurement, je n'aurais pas pu trouver une pire façon d'être honnête avec Mary Elizabeth.
Sonradan gelmiş olmalı.
Il y était déjà, avant.
Eğer daha sonradan bir şey öğrenirsek bulduklarımızı değiştirmek zorunda kalacaklar.
Pourquoi tant de pression? Si on trouve quelque chose,
Sonradan nerede olduğumun farkına varmayacak kadar nereye gittiğime ve nereden döndüğüme fazla odaklandığımı fark ettim.
J'étais si obnubilée par le chemin a prendre que je n'avais pas réalisé ou je me trouvais.
Kenny, bu dünya daha önce hiç sikilmemisken... sonradan sikilen insanlarla dolu... ama bunu yasamak için uygun bir gece degil bu, ben seninleyken olmasin böyle bir sey.
Kenny, le monde est rempli de mecs qui n'ont jamais foiré... et puis ils se loupent, maintenant ils sont en taule... alors, commence pas ce soir, pas avec moi.
Senden hoşlanmamı sağladın, sonradan- -
Tu m'as poussé à t'aimer, puis tu m'as laissé tomber.
Sonradan bölüşünce kooperatif bana uçak ona kaldı.
Quand on s'est séparés, j'ai gardé la co-propriété, il a pris l'avion.
Para babaları bunu görmeye sonradan gelecek.
Le milliardaire va pointer son nez pour voir celui-là plus tard.
Galiba kokuşmuş peynirin tadı sonradan geliyor.
Le fromage qui pue, il faut apprendre à l'aimer.
Tavuk kıvamında. Sonradan gıdaklar. Tüylerini yolmaya devam et.
C'est comme un poulet : s'il glousse, continuez à le plumer.
- Hayır, aslında sonradan geldim.
Je suis arrivé en retard.
Sonradan bir tane kaldı.
Il n'en a plus qu'un, mais le nom est resté.
Kızın ne söylediğini sonradan öğrenmiş.
Il découvrit plus tard que ce qu'elle avait dit était :
Yok canım, sonradan görme olur o bütün parayı parti filan yapmaya harcar.
Il a pas l'habitude d'avoir autant d'argent, il va tout dépenser en faisant la fête.
İyi ki, sonradan Jamal geldi ve harika bir ilişkimiz oldu.
Heureusement Jamal est arrivé et nous avons commencé une relation exceptionnelle.
Seninle başlarda rahattım ama sonradan suçlu hissettim.
Avec vous, je me suis senti décomplexé. Mais maintenant je me sens coupable.
Bazılarını sonradan duydum.
On a dit des choses, après.
Numaranı almadığımı sonradan fark ettim.
Je me suis rendue compte que j'avais pas ton numéro
Neredeyse bunun için sonradan seni vurabilirler.
Ils ne peuvent pas les fusiller après.
Benden ilk günden itibaren nefret ettiğini sonradan öğrendim. Ona bir lakap taktım.
Il m'a toujours détesté, et un jour, il a appris le surnom que je lui donnais.
Sonradan içmek üzere Billy biraz peyote saklamıştı.
Billy en a chez lui, je vais peut-être en prendre plus tard.
Ve ölmeyenlerin de sonradan sonu böyle olacaktır.
Et celles qui ne meurent pas, mourront probablement plus tard.
Eğri Oklar sonradan açılıyor, ve hedefi on ikiden vuruyor.
Les Flèches frappent dans le mille.
Muhtemelen bana uygun değildi, sonradan anladım.
Parce que ce n'était pas trop mon truc.
Daha sonradan oldu o.
C'est venu après. Mais c'est arrivé.
Hocasının ona öğrettiği bir sürü manyak savaşçı hareketi biliyordu. Sonradan hocasının kötü adam olduğu anlaşılıyordu. Ama ona her şeyi öğrettiği için takmamıştı.
Oui, et il connaît tous ces mouvements fous de guerrier que son senseï lui a appris, mais ensuite son senseï s'avère être ce méchant mais ça n'a pas d'importance car il lui a déjà tout appris.
Bu canavar sonradan kurt adam olmadı.
La bête n'a pas été transformée en loup-garou, pas été infectée par une morsure.
Tekrardan yapabileceğimize eminim ama sonradan boka sarar.
Je suis sûre qu'on pourrait reprendre, mais que ça déraillerait assez vite.
Sonradan ortaya çıksa bile, bir sorun olmaz.
C'est toi la plus malhonnête.
Hiçbir sahne sonradan eklenmemiştir.
Aucune scène n'a été recréée.
sonra görüşürüz 1668
sonra 2580
sonraki 111
sonra ne 44
sonra gel 22
sonra sen 24
sonra ne olur 16
sonraki soru 17
sonra konuşuruz 306
sonra ben 38
sonra 2580
sonraki 111
sonra ne 44
sonra gel 22
sonra sen 24
sonra ne olur 16
sonraki soru 17
sonra konuşuruz 306
sonra ben 38