Standby traduction Français
28 traduction parallèle
Standart prosedürleri uygulayın. Kimse dışarıyla iletişim kurmasın.
Tout le monde reste en standby, plus aucune communication.
Herkes olduğu yerde kalsın.
Tout le monde en standby.
Bekleyin!
- Standby! II shoote!
hem de etrafında deniz canlılarını yok eden bir tane... bekleme durumdayken bile.
Une arme qui, il se trouve, tue aussi toute vie marine autour d'elle... même lorsqu'elle est en standby.
Bütün gelen ve giden uçuşlar rotalarında veya apronda bekletiliyor.
Tous les appareils en approche doivent rester en standby en dehors de l'espace aérien.
Kamera 1, hazır.
Producteur PARK Moo-seung Caméra 1, standby.
Kamera 2, hazır.
Producteur PARK Moo-seung Caméra 2, standby.
Gelişmeleri bildireceğim. Tamam.
Standby pour mises à jour, terminé.
- Evet, efendim. 3 ekip hazırda.
- Oui, M., Trois unités en standby.
Nükleer tesiste iki patriot füzesi hazır bekliyor.
Il y a deux missiles patriots en standby à la centrale nucléaire.
En kötü ihtimalle siz ikiniz ve müfrezenin geri kalani burada hazirda bekleyecek Amerika yakinlarinda bu is patlak verirse birincil saldiri ekibi siz olacaksiniz.
C'est le pire scenario. Vous deux et le reste du platoon resterons là en standby. Vous serez la force d'assaut principale si quelque chose se passe près des USA.
Alison'ı hazırda bekletiyorum.
J'ai Alison en standby.
Hazırda bekleyen bir ambulans istiyorum.
J'ai besoin d'une équipe de trauma en standby.
Operasyon olmayan zamanlarda, içine mermi koyar mıyım sandın?
Pensez-vous qu'en ces temps de standby je chargerais mes armes?
Tüm ekipleri hazırda bekletin.
Que toutes les équipes restent en standby.
Beklemede olacaklar.
Ils seront en standby.
Nükleer ekibini hazırda bekletin.
Met une équipe en standby
Lobinin ışıklarını açmaya hazır olun.
Tout le monde dans le hall du premier étage en standby.
Bekleyin.
Standby.
Charlane... kapa çeneni. d You're just too marvelous d d Too marvelous for words d d Like glorious, glamorous d d And that old standby amorous d d It's all too marvelous for words. d Müvekkilim geçirdiği tedavi sürecinde bu hastane
Charlane, Tais-toi. Le traitement de ma cliente par cet hôpital est à la fois incohérent, répugnant et circonstancié.
Hazır ol.
Standby.
Bekleyin Langley.
Standby, Langley.
- Beklemede kal, 7.
Standby, 7.
Hazırda bekle 7.
Standby, 7.
Bekleyin.
Standby!
Görevin diger kismi için beklemede kal.
Standby en attente des ordres.
Kaydetmiyor, bekleme modunda.
Rien n'enregistre, c'est en standby.