Superior traduction Français
62 traduction parallèle
Superior Taksi Şirketi mi?
Les Meilleurs taxis?
Superior Ana'nın kaval kemiğine bir tekme attığın sabahı hatırlıyorum.
Par exemple, quand tu as frappé la mère supérieure.
Ben Superior Ana'ya vurmadım. O Angela Kardeş'ti.
Ce n'était pas la mère supérieure, mais sœur Angela.
Bunu bir daha yaparsan, seni öyle bir tekmelerim ki ta Superior Gölü'ne uçarsın.
Si vous continuez, je vous emmène á la pêche et je vous flanque par-dessus bord.
Birinin bilmediğini bilmek,... üstün ruhlara bahşedilen bir yetenektir.
- To know that one does not know is the gift of the superior spirit.
Lulled as he is by his own false feeling of security derived by his holding the seemingly superior topographical battlefield position in short, the higher ground.
Berné par son faux sentiment de sécurité... Distrait par le maintien de sa position apparemment supérieure... En bref, le terrain plus élevé.
- Superior'a neden geldin?
- Que fais-tu à Superior?
Superior.
Superior.
Çabuk toparlan ve bu Superior'a git.
Filez à Superior.
Superior'dan gitmek için her şeyi yapacağını biliyorsun.
Tu sais bien qu'elle veut foutre le camp de Superior.
SUPERIOR'DAN AYRILIYORSUNUZ Geri döneceğinizi biliyoruz!
VOUS QUITTEZ SUPERIOR Mais vous reviendrez!
Allah belanı versin, Superior!
Va te faire foutre, Superior!
Homo süperyen, homo sapiene karşı.
Nous avons Homo superior contre Homo sapiens.
Tarafsız bir sahada homo süperyenin kazanacağı kesin.
Sur un terrain de jeu normal, Homo superior gagne à tout coup.
Bir gün seni Superior Gölü'ne götüreceğim.
Un jour, je t'emmènerai sur le Lac Supérieur.
Michigan. Ontario. Superior.
Michigan, Ontario, Superieur.
Radar en son 11 saat önce superior gölü üzerinde ondan sinyal almış.
Le radar l'a repéré pour la dernière fois, il y a onze heures.
- Atlasın sol superior artiküler faseti.
Il y a une autre fracture ici. La face supérieure gauche de l'atlas.
SUPERlOR'S BİFTEK EVİ
GRILLADERIE SUPERIOR'S
Öyleyse, Jens Jenson'ı denemenin tam zamanı. Ürünümüz Superior gölü ringalarıyla geleneksel Norveç usulü hazırlanmaktadır.
Alors, il est temps d'essayer le hareng Jens Jensen, du Lac Supérieur confectionné selon une recette norvégienne ancestrale
Superior Promotions diye bir şirket.
C'est une société, Superior Promotions.
Superior Promotions'taki herkesi sorguya çek.
Et interrogez tout le monde à Superior Promotions.
Şehreuzak Erkek Mektebi'nin sloganı "Institutem Superior Omnibus" idi.
La devise de l'école de garçons de Longborough était "institutum superior omnibus," ou "la tradition avant tout."
Kavernöz sinüs basıncının artmasına neden olur bu da superior vena cava basıncının artmasına yol açar bu da karaciğerin çalışmamasına.
Une augmentation de pression dans le sinus caverneux augmente la pression de la veine cave supérieure et le foie dysfonctionne.
Huron, Ontario, Michigan, Erie ve Superior.
"Huron", "Ontario", "Michigan", "Erie" et "Superieur".
- Evet. Atriyum yakınında, superior vena cavada.
- Veine cave près de l'oreillette.
Te sientes tan superior.
Je sens l'âme qui passe au travers.
Superior mezenterik arter.
C'est l'artère mésentérique supérieure.
"La Superior" Sigorta şirketi iyiymiş.
"Assurances La Superior", c'est bien.
Superior Athena adındaki küçük bir çevreci gruptanım.
Je m'appelle Dustin Noble, je représente un groupe écologiste nommé Suprême Athéna.
Üstelik vena cava superior'u tıkayan koca bir tümör de hâlâ duruyor olacak.
Et elle aura toujours une tumeur géante bloquant sa veine cave supérieure.
- 61 numaralı ambulans, 71 Doğu Caddesi'ne gidin.
Ambulance 61, bagarre aux 71 est superior.
Bu bir Superior Gölü beyaz balığı.
C'est du poisson blanc du Lac Supérieur.
Rahibe Superior, çabuk gelin!
Mère supérieure, venez vite!
Söylerdim, Rahibe Superior, yemin ederim söylerdim, ama doktor bana birkaç hafta onlardan sakınmamı söyledi, sinirlenmemem için.
Je pourrais le faire, mère supérieure, mais le médecin ne veut pas que je m'approche d'eux à cause de mes angoisses.
Rahibe Superior, bir bardak süt alabilir miyim? , lütfen?
Mère supérieure, je peux avoir du lait?
Rahibe Superior ile görüşmem lazım.
Je dois parler à la mère supérieure.
Evet, Rahibe Superior.
Bien, mère supérieure.
Rahibe Superior sizi bekliyor.
La mère supérieure vous cherche.
Hadi, Rahibe Superior ne istiyormuş bakalım.
Allons trouver la mère supérieure.
Haklı, Rahibe Superior.
Elle a raison.
- Rahibe Superior'ın bize verdiği.
- Celui de la mère supérieure.
Bir öğlen, Superior Gölü kıyısında tehlikede olan bir yat fark etmiş.
Un après-midi, sur le lac Supérieur, il remarqua un yacht en péril.
Zirveye 3 saatte ulaşıyorsun. Superior Gölü'nü oradan görebilirsin. - Gitmek istersen seni götürebilirim.
- Je pourrais t'y emmener si tu veux.
Manga, 61 nolu ambulans. Sıkışma çağrısı. Superior ile Sangamon köşesinde.
Brigade 3, Ambulance 61, individu coincé, Superior et Sangamon.
Bunlardan birisi Kuzey Amerika'daki Superior Gölü'nden büyük.
L'un deux plus grand que le Lac Supérieur en Amérique du nord.
Walgreen Eczanesi'nde, iyi görünümlü bir adamın benzediğini olduğunu öğrendim. Gazlı bez, peroksit ve güneş gözlüğü almış.
La "Walgreen" sur l'avenue Superior a dit qu'un mec qui correspondait à cette description a acheté de la gaz, du peroxide et des lunettes de soleil
Ve homo sapienler, homo superior olur.
Et l'Homo sapiens devient l'Homo supérieur.
Superior mezenterik artere çok yakın çalışıyor.
Il est trop près de l'artère mésentérique supérieure. Je sais.
Bir ambulansa ihtiyacım var, 1218 Doğu Üstün Yolu.
J'ai besoin d'une ambulance, 1218 East Superior road.
- Superior Alarms!
Centrale d'alarme!