Telefon ettim traduction Français
293 traduction parallèle
Yaşadığım yere telefon ettim.
J'ai appelé chez moi :
Sana telefon ettim.
J'ai eu ton message.
Beş saat önce telefon ettim, mesajı şimdi veriyor.
J'ai appelé il y a 5 h, et c'est maintenant qu'il le dit.
Tracy'e telefon ettim, ama açan olmadı.
Tracy ne répondait pas au téléphone.
İskoçya'dan Roy'un kaldığınızı söylediği otele telefon ettim ayrıldığınızı söylediler.
J'ai téléphoné à votre hôtel, indiqué par Roy. Vous n'y étiez plus...
Adamıma telefon ettim, o da herkesi arıyor.
J'ai appelé mon domestique, et il est entrain d'appeler tout le monde.
- O yüzden telefon ettim.
- C'est pourquoi j'ai téléphoné.
Ama telefon ettim. Adamın biri dairesine çıkıp içeriyi kontrol etti, orada değilmiş.
J'ai fait monter le gardien...
Ben evine telefon ettim, 12.00 de konuşuyorduk.
Je lui ai téléphoné chez lui. Je lui ai parlé à 12h30.
- Sonra Warren'a telefon ettim.
- J'ai appelé Warren.
Bay Figlia'ya telefon ettim.
Je l'ai appelé à San Francisco.
Pek çok kez telefon ettim ama cevap veren olmadı.
Je vous ai appelée plusieurs fois mais sans réponse.
Bay Dowd'ı bulunca size ben telefon ettim Yargıç Gaffney.
C'est moi qui ai cherché M. Dowd. Je suis le docteur Sanderson.
Ben de Bay John'a telefon ettim, o da ondan alacağını söyledi.
J'ai appelé Mr John, pour qu'il le rapporte.
- Sana daha önce telefon ettim. Yetkililer Hobart konusunda yokuşa sürüyor.
Les autorités se font tirer l'oreille pour l'expérience sur Hobart.
Sizinle buluşmak için ben telefon ettim. Sizi dün akşamki partide gördüm.
Je vous ai demandé de me rejoindre ici, car je vous ai vu à la soirée d'hier.
Hastaneye telefon ettim.
J'ai téléphoné à la clinique.
Paltomu bile çıkarmadan nişanlıma telefon ettim.
Avant d'enlever mon manteau, j'ai téléphoné à mon fiancé.
Öğrendiğimde düşüp bayılmadım. Ona telefon ettim...
- Je ne suis pas morte, j'ai appelé...
Telefon ettim ama kimse açmadı.
Je vous ai téléphoné mais personne ne répondait.
Öğle yemeği zamanı annene telefon ettim. Kimse açmadı.
- Où est-ce que vous avez déjeuné, à midi, avec ta mère?
Tunus'a telefon ettim.
J'ai téléphoné à Tunis, à Tunis!
- Sonra? Defterini tamamen dürmek için Jack Schnee'ye telefon ettim.
Pour en finir avec toi, j'ai appelé Jack Schnee.
- Telefon ettim.
- Je téléphonais.
Geçen gece telefon ettim. Size geleceğimi söyleyecektim ama evde kimse yoktu.
Hier soir, j'ai appelé pour vous prévenir, mais il n'y avait personne.
Ama bulamadınız. Çünkü öyle bir ses yok! Ben locamdan telefon ettim.
Mais vous n'avez rien trouvé, parce que j'ai appelé d'ici.
Evet, Sydney Avustralya'ya ben telefon ettim.
Oui. J'ai placé un appel pour Sydney, en Australie.
Generali telefon ettim.
J'ai déjà téléphoné au Général.
Her yere telefon ettim cevap veren olmadı. Biraz daha sabredin.
Un peu de patience.
Telefon ettim.
J'ai téléphoné.
Bana bu özel öğretmenin adını verdiler... ben de telefon ettim... bana Cumartesi gelmemi söyledi... benimle gelmek için zamanın olduğunu... sanmıyorum, ama gelirmisin?
Ils m'ont donné le nom de ce tuteur... Je l'ai appelé. Il m'a dit de venir Samedi.
Gerçek şu ki, şu Kennedy denen adama telefon ettim ve ona benim için bir şeyi kontrol etmesini rica ettim.
Mais j'ai appelé Kennedy pour lui demander de vérifier une chose.
Ben kendim saraya telefon ettim.
J'ai contacte moi-meme Ie palais.
Koleji bitirme sınavına girdiğin gün sana Guam'dan telefon ettim.
Je t'ai appele de Guam Ie jour de Ia remise des diplomes.
- İçeri gir. Telefon ettim, yoktun.
J'ai essayé de vous appeler mais vous n'étiez pas dans votre chambre.
Daha evvel telefon ettim Arabadayken.
On m'a appelé tout à l'heure... dans la voiture.
Ben her şeyi yaptım, ablanı aradım, eşine telefon ettim.
J'ai tout fait, j'ai téléphoné à ta sœur, à ta femme...
Berlin'deki dairesine bizzat ben telefon ettim, az önce de getirdiler. - Ona ne yapacaklar?
J'ai appelé moi-même à son appartement de Berlin, ils viennent de le ramener.
Triana'ya telefon ettim.
J'ai appelé le Triana.
Sık sık telefon ettim sana.
Je t'ai téléphoné souvent.
Bu gece pek çok yere telefon ettim, yakında öğreniriz sanırım.
J'espère le savoir bientôt.
- Therèse'e telefon ettim.
- J'ai été téléphoner à Thérèse.
- Daha önce telefon ettim.
- J'ai appelé.
Doktora telefon ettim. Chris iyileşecek.
J'AI APPELE LE MEDECIN CHRIS SE REMET
- Sana iş bulmak için birkaç yere telefon ettim.
- Je t'ai trouvé du travail. - Je le prends.
Kocanız telefon falan etmiş midir diye merak ettim.
Je me demandais si votre mari avait téléphoné...
Amirlerime telefon ettim.
Ils vous sont très reconnaissants pour votre aide dans le contrat des jumelles.
Telefon ettim.
Elle a beaucoup de succès.
Neden? Sadece merak ettim. Dün akşam biri bana telefon etti de.
- Hier soir, j'ai eu un coup de fil... de Jim Durgs, un indicateur.
Telefon ettim.
Et j'ai fait ce que j'ai dit : j'ai téléphoné.
Bakkalımıza telefon bile ettim, kabarık hesabımız yüzünden biraz sabırsızlanıyor.
J'ai même déjà téléphoné à notre épicier. Il est impatient qu'on paye nos dettes.
ettim 71
telefon 495
telefonu kapat 45
telefonu aç 47
telefon numarası 27
telefon et 35
telefonda 73
telefonu al 19
telefon sana 113
telefona bak 34
telefon 495
telefonu kapat 45
telefonu aç 47
telefon numarası 27
telefon et 35
telefonda 73
telefonu al 19
telefon sana 113
telefona bak 34
telefon var 19
telefon yok 49
telefona cevap ver 23
telefonunu kullanabilir miyim 34
telefon çalar 36
telefonum yok 16
telefonun var 33
telefon mu 34
telefonu bana ver 24
telefon çalışmıyor 23
telefon yok 49
telefona cevap ver 23
telefonunu kullanabilir miyim 34
telefon çalar 36
telefonum yok 16
telefonun var 33
telefon mu 34
telefonu bana ver 24
telefon çalışmıyor 23