Tod traduction Français
331 traduction parallèle
- Todd Haskins.
- Tod Adskin.
Dan Thomas... ve Tod Ramsey.
Dan Thomas et Tod Ramsey.
Ben iyiyim Tod, merak etme.
Je vais bien, Tod. Ne t'en fais pas.
Gel Tod.
Viens, Tod!
Tod, ne biçim bir...
Ècoute, Tod, à quoi ça rime...
İyi akşamlar Tod.
Bonsoir, Tod.
Tod da pompalamayı yapar.
Tod peut pomper.
Tod, şuradaki deri ceketli adamı görüyor musun?
Tod, tu vois l'homme là-bas avec la veste en cuir?
- Tod, eski dostum.
- Tod, mon vieux.
Mike, Tod, gelin böyle.
Mike, Tod, venez par ici.
Devam et Tod, lafını bitir.
Vas-y, Tod, continue.
Tod bu işi halleder.
Tod peut s'en occuper.
Yapacak tek bir şey kaldı. O da Tod Ramsey'i ortadan kaldırmak.
On dirait qu'il ne nous reste plus qu'à nous en prendre à Tod Ramsey.
Ama o iş, yapabileceğimiz en kötü şey.
Mais la pire chose qu'on puisse faire, c'est s'en prendre à Tod.
Tod Ramsey, kavgalı olanların bile üzerinde birleştiği bir isim olacak.
Tod Ramsey sera le point de ralliement de tous les éleveurs du coin.
Tod Ramsey 6000 baş hayvanlık sürüyle... yola koyulacak.
Tod Ramsey ira à Abilene avec 6000 têtes de bétail.
Tod Ramsey ve diğerleri sürüyü Abilene'e götürmüşler.
Tod Ramsey et les autres sont arrivés à Abilene avec le bétail.
Tod Ramsey'e mucize yaratan adam gözüyle bakıyorlar artık.
Ça donne l'impression que ce Tod Ramsey peut accomplir des miracles.
Tod harekete geçmeden kimse harekete geçmez.
Ils partiront quand il partira, pas avant.
Eğer Tod hiç harekete geçmezse, hiç kimse geçmez.
Et s'il ne part pas du tout, alors eux non plus.
- Tod Ramsey'i öldürmemiz yeterli.
- Il ne nous reste plus qu'à le tuer.
Seninleyim Doktor. Ancak Tod'a dokunmayacağız.
Je suis entièrement d'accord avec vous, Doc, mais on ne touche pas à Tod.
Çalıştırmaya başla öyleyse. Çünkü Tod'a dokunmayacağız.
Alors faites-le marcher, car on ne touchera pas à Tod.
Tod sürüyü sattı ve sen eve döndün.
Tod vend notre bétail et tu rentres à la maison.
Tod olmadan mı?
Sans Tod?
- Tod'ın bununla ne ilgisi var?
- Qu'a-t-il à voir là-dedans?
- Tod.
- Tod.
- Harikasın Tod.
- Bien joué, Tod.
Tod, gel haydi, seni bekliyoruz.
Tod, viens, on t'attend.
- Aferin Tod.
- Beau travail, Tod.
- Elini sıkabilir miyim Tod?
- Je voudrais te serrer la main, Tod.
- Tod'u vurdu.
- Il a tué Tod.
Tod, ne oldu?
Tod, que s'est-il passé?
Merhaba, Tod.
-'Jour Tod.
Tod?
- Tod?
Teşekkürler Tod.
Merci Tod.
Tod... onu bana söylemene gerek yok.
- Vous ne devriez pas dire cela.
Sen harika biri oldun Tom, ve sana minnettarım, fakat duygularıma engel olamıyorum.
Vous êtes un ami merveilleux Tod et vous m'aidez beaucoup, mais je n'y peux rien.
Beni yalnız bırak Tod, lütfen.
Laissez-moi Tod.
Tod, bunun nasıl yaparsın?
- Tod, enfin, quelle idée...
İtiraz etmeyeceğini düşündük, çünkü ben de Tod gibi şerif olacağım.
On a pensé que tu serais d'accord, car je vais être shérif, comme Tod.
Tod bir tabanca taşıyor, değil mi? Evet.
- Tod en porte un, non?
Hayır Tod, seninle gidemem.
- Non, je préfère y aller seule.
Soluklan.
- Où est Tod?
İşte Tod geldi.
Bizarre.
Şerif Tod Shaw, Suddenly, Kaliforniya.
Je n'ai pas fini de taper... Shérif Tod Shaw, Soudainement, Californie.
Alo, ben Tod Shaw Suddenly kasabasından. Yüzbaşı Aaron'la konuşmak istiyorum.
Allô, ici Tod Shaw, de Soudainement.
Elimde bir ileti var ;
Allô Capitaine Aaron, ici Tod Shaw.
Yapma Tod.
- Non Tod.
Oh Tod, yapma.
Oh Tod, assez.
66. makas. Alo Yüzbaşı Aaron, ben Tod Shaw.
Le passage à niveau à l'entrée de la ville.