English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Ucreti

Ucreti traduction Français

237 traduction parallèle
Sorum su, ucreti nasil oduyorsun?
Comment tu peux te le permettre?
Ücreti nedir?
Je la prends.
- Ücreti ne kadar?
- Combien coûte ceci?
Nerede? Ücreti ne?
Rentable?
Ücreti çok düşük.
Ça paye pas assez.
Oh, Berlin'e gidecek. Ücreti ne kadar?
C'est combien?
Ücreti karşılığında, anne ve çocuğun icabına bakılır. Dolgun bir ücrete.
S'occuper de la mère et d'un bébé pour une coquette somme.
Ücreti şuraya bırakıver.
Pose mes honoraires là-bas.
Ücreti nakit ödemeliyim.
20 dollars.
Ücreti ne kadar?
C'est combien?
Ücreti ne kadar?
Ça paie combien?
- Güzel. - Ücreti daha belli olmadı.
Le dentiste ne m'a pas encore présenté son devis.
Ücreti onaylıyor musunuz?
Acceptez-vous le coût de la communication?
Ücreti çok yüksek değil mi?
Ne revient-il pas très cher?
Ücreti neyse öderim.
Je vous règlerai.
Ücreti ne olur?
A quel tarif de rémunération?
- Ücreti alayım.
Payez maintenant.
- Ücreti kabul ediyor musunuz?
- Vous acceptez l'appel?
Ücreti dolgun olacak.
Alors?
Ücreti 60'a 40 bölüşmeyi kabul ettim.
J'acceptai de partager les honoraires 60 - 40.
- Ücreti paylaşmaktan söz eden kim? - Sensin!
- Qui a parlé de partager la course?
Ücreti ödemediniz. Hemen döneceğiz.
Payez-moi,
Ücreti 20 peni.
Vingt pence, s'il vous plaît, monsieur.
- Ücreti öde.
- On doit...
Ücreti tam olarak 250 dolardır.
Mais ça va te coûter. 250 $ pour être précise.
- Ücreti biliyorsunuz.
- Vous savez le prix.
Ücreti ödedi.
Il a payé.
- Ücreti ne?
- Quel est le tarif?
Ücreti ne?
Ca fait combien?
Ücreti vereyim.
Le compte y est.
- Ücreti ödeyebilirim.
Je vais payer.
Ücreti bizimkinden daha fazla.
Elle est mieux payée que nous.
Ücreti ödeyemeyenler oldu
Que l'une ne puisse pas payer
Ücreti konuşmadık.
Nous n'avons pas discuté du paiement.
Ücreti 100 dolar.
Ça fera 100 $.
Ücreti peşin aldım.
J'ai été payé d'avance.
Ücreti neyse alıyorum!
À n'importe quel prix. Je le veux.
Ücreti ödeyeceğimden emin olmak için yanımda geldi.
Elle vient récupérer ce que je lui dois.
Ücreti düşün meleğim. 500 Pound! 500 Pound!
Il suffit de penser à la recette, mes chéris. £ 500.
Ücreti artırdılar. Halledeceğimi söyledim.
Ils ont augmenté le prix... et j'ai dit d'accord.
Ücreti,
Faudra payer.
Ücreti bir dolar.
Et elle coûte qu'un dollar.
Ücreti elbette daha az ama Doğu Avrupa'nın da öyle.
C'est moins bien payé, mais l'Europe de l'Est, c'est pas mieux.
Ücreti rica edeyim, lütfen.
Il faut me payer.
Ücreti yine de alırlar mı?
Ils vont nous faire payer?
Ücreti paylaşırız.
Oui, on partage!
- Sana vurmak istiyorum. Ücreti nedir?
- C'est combien, pour te frapper?
- Ücreti ödemeyi reddetmişsin ve ayrıca bütün kızları, o koca yarağınla sikip, hastahanelik etmişsin.
Vous avez refusé de payer et vous avez envoyé toutes les filles à l'hôpital avec votre énorme queue.
Ücreti yazar mısın?
Je vous laisse remplir la somme.
Ücreti hiç de fena değil çalışma saatleri de bana uyuyor. Gece çalış, gündüz uyu.
J'aimais bien les horaires.
Ücreti verdikten sonra, öylece bırakamam.
Elle est payée d'avance.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]