Unutmayalım traduction Français
771 traduction parallèle
Çağdaş kahramanlarımızı alkışladığımız zaman Kameramanları unutmayalım Haber Filmi Çekenleri Dünyada olup biteni bize göstermek için bu cesur insanlar ölümü göze alır.
Quand nous fêtons nos héros modernes n'oublions pas les opérateurs d'actualités, qui, au péril de leur vie, filment pour nous les images des événements mondiaux.
Pauline, bu ürpertici anı asla unutmayalım.
Gardons gravé dans nos mémoires cet instant magique.
- Endişe edecek bir şey yok diyorum. - Muhalefeti unutmayalım.
Ne vous faites aucun soucis.
Rose'u seviyoruz ama şu acı gerçeği de unutmayalım ki...
Nous savons que Rose ne...
- Kuralları unutmayalım.
- Et les principes, alors?
Bunu asla unutmayalım.
Surtout, ne l'oublions jamais.
Bunu unutmayalım.
Ne l'oublies pas. Quoi?
Beş adet kopyayı da unutmayalım.
Sans oublier les cinq copies carbones.
Bunu unutmayalım.
Souvenons-nous-en.
"Asla unutmayalım ki başımıza gelenlerin ve kayıpların sebebi ülkemizin zayıf olmasındandır."
Nous avons subi tout cela parce que notre pays était faible.
Evet tabiki, Onları da unutmayalım. Onların elinden çıkacağını asla öğrenmiyorsun.
Évidemment, on ne sait jamais... qui pourrait s'en emparer.
Nerede olduğumuzu unutmayalım.
N'oublions pas où nous sommes.
Unutmayalım burası nehre kadar Japon mıntıkası.
A propos, on est en territoire Jap, ici... Jusqu'à la rivière.
İkimiz de bunu unutmayalım.
Souviens-toi de ça.
Bir dakika. Öbür kasabada olanları unutmayalım.
N'oubliez pas ce qui est arrivé dans l'autre ville.
Unutmayalım çocuk çığlıkların çok sıradan olduğu bir yerde yaşıyor.
Dans son quartier, un cri n'étonne personne.
Şunu da unutmayalım ; televizyon geniş kitleleri ikna etmek için elimizde tuttuğumuz en büyük araç.
La télévision est le plus puissant instrument de persuasion - connu à ce jour. - Je ne vous flatterai pas, mais...
Ama unutmayalım ki... albay Fransa'daki en önemli ceza avukatlarından biriydi.
N'oublions pas que le colonel était le plus grand avocat au criminel de France.
Biri kapıyı suratına kapattığında kapının nasıl göründüğünü hiç unutmayalım.
N'oublie jamais à quoi ressemble une porte qu'on te claque au nez
Unutmayalım, hepimiz aynı geminin içindeyiz.
Nous sommes tous les agneaux du même berger.
Ve para elimize geçer geçmez, şu süt makinelerinden almalıyız. Ve sosisli sandviçi de unutmayalım.
Dès que nous aurons l'argent... nous achèterons immédiatement des mixeurs... et des hot-dogs.
Unutmayalım ki... Kont, politikacı ve ünlü bir zehir uzmanı idi, kilise müziğine de hayli düşkündü... Halbuki, Marki'nin sapıklıkları...
Mentionnons que le comte fut un politicien et un empoisonneur renommé, grand amateur de plain-chant alors que les perversions du marquis faisaient frissonner de volupté le pennage des archanges et jusqu'aux subdivisions de l'enfer.
Konuğumuz olduğunu unutmayalım.
N'oublions pas qu'il est notre invité.
Centilmen olduğumuzu unutmayalım.
Comportons-nous en gentlemen.
Onunla çalışan iki kişiyi unutmayalım.
Oui, mais tu te souviens de ses deux associés.
- Gretchen'i unutmayalım.
- N'oubliez pas Gretchen.
Biraz da sarmaşığa tabii. Bak! Isırgan otunu da unutmayalım.
Avec un peu de lierre et des orties...
Ve John... çiçek unutmayalım.
Et John... Les fleurs.
"Bizim için yaptığın planlardan ötürü sana teşekkür ederiz 2 Numara." diyeceğiz. Yeni bir konser salonu yapıldı. Ayrıca kütüphanedeki güzel freski ve elektronik saatleri unutmayalım.
Merci, cher numéro 2, pour les projets que vous avez élaborés, la salle de concert en construction, la superbe fresque de la bibliothèque et l'électrification des pendules.
Unutmayalım ki onlar, hareket edebilen birer ölü, ve çok tehlikeliler.
Ce n'est que de la chair morte et ils sont dangereux!
Ruslar, Ruslar'ı unutmayalım.
Les Russes. N'oubliez pas les Russes.
Kim bilir? Ama unutmayalım, ortada ceset yoksa cinayet işlendiğini kanıtlayamazsınız.
Sans cadavre, il est impossible de prouver qu'un meurtre a été commis.
Yani, bir şeyi unutmayalım, bu büyük bir şoktu.
J'étais sous le choc.
- Şunu unutmayalım...
- Mais tout de même.
Hayvanların da ehlileştirilip zararsız hale getirilebileceğini unutmayalım.
Pardon. Les animaux peuvent être inoffensifs.
Görevimizin en önemli kısmını unutmayalım Tanrı'nın Emri'ni yabanilere ulaştırmak.
N'oublions pas la partie la plus importante de notre mission : le salut de ces sauvages.
Misal, o telefondaki ses... o kişi Hughes idi ve doğruyu söylüyordu, ama şunu da unutmayalım... Hughes, daima dublör kullanırdı.
même si cette voix au téléphone dit vrai, rappelons-nous que Hughes utilisait des doublures!
Söz verelim, eğer hayatta kalırsak, henüz, botlarımızın dahi elimizde olduğu şu anda, aynı umutla birleştiğimizi, hiç unutmayalım.
Promettons-nous, si nous vivons, de ne jamais oublier le moment où nous sommes, les chaussures à la main, unis par un espoir justifié.
İki kadın arasında. Neyse benim için en değerli olanı unutmayalım.
Deux femmes, celui que je préfère.
Bunun sadece bir çizgi film olduğunu unutmayalım, herşey olur!
Ce n'est qu'un dessin animé après tout!
Unutmayalım ki, bu haberi yayınlayanlar diğer tarafa sempati duyduklarını zaten göstermişlerdir.
"Disons-nous bien que ceux qui ont publié cela " tendent déjà la main à l'opposition. "
Unutmayalım ki, sen bir psikiyatri kliniğinde çalışıyorsun... ve bu da, fantazilerinin gelişmesine olanak sağlıyor.
N'oublions pas que vous travaillez dans un institut psychiatrique, ce qui peut mener à des fantasmes.
Diğer konuyu da unutmayalım?
Et pour le reste?
Unutmayalım ki sen benimleyken kaybettin.
N'oubliez pas que vous l'avez perdu avec moi.
Norman Mailer'ı da unutmayalım.
- Et Norman Mailer?
Fakat aklımız öyle savaştı ki yüreğimizle, matem içinde sağduyumuzu yitirmeyip hep onu düşünmekle beraber, kendimizi de unutmayalım diyoruz artık.
et que celle qui fut notre soeur, qui est maintenant notre Reine,
- Tabii, onları da unutmayalım.
Oui, j'oubliais presque.
Madam, işinizi unutmayalım.
Mais parlons affaires.
Bütün bu mobilyalar benim. Bu Çin porseleni ve danteller de. Babamın bana bıraktığı 50 altını unutmayalım.
Ce mobilier est à moi, ainsi que ces porcelaines, ce linge, 50 livres d'or que mon père m'a laissé, le voile de mariée de mon aïeule, ses peignes et ses boucles... et 30 autres livres en billets,
Deyim uygunsa mutlu bir çatı altında olduğumuzu ve duygusal lekeler bırakmamamız gerektiğini unutmayalım.
Nous aurions mauvaise grâce de l'éclabousser de notre merde.
Ve unutmayalım ki, sözde bu bir sürpriz. Her neyse, bu onun...
Enfin, elle n'y est pour rien.
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmam 161
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutma ki 32
unutma bunu 38
unutmadan 76
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmam 161
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutma ki 32
unutma bunu 38
unutmadan 76