Ustünde traduction Français
2,101 traduction parallèle
Üstünde çalışıyoruz.
J'y travaille.
Üstünde başka elbise var.
Regarde celle-là.
Üstünde yeni salya bulduk. Hayatta olduğunu düşünüyorum.
Nous avons trouvé de la salive fraîche dessus, je pense qu'elle est vivante.
Üstünde kimlik yok.
Pas identifiée.
Üstünde leke vardı.
Il y a une tâche dessus.
- Üstünde çalışırım.
- J'étudierai ça.
- Üstünde parmak izlerin var.
Vos empreintes sont dessus.
Üstünde bir tek senin ve benim parmak izlerimiz var.
Les seules empreintes... les miennes et les tiennes.
- Üstünde DNA olabilir.
On pourrait obtenir de l'ADN.
- Üstünde DNA olabilecek her şey.
- N'importe quoi ayant des traces d'ADN.
Üstünde zeytin olmalı.
Faut les olives dessus.
- Üstünde çalışıyoruz.
Nous travaillons dessus.
Üstünde kablo olup olmadığını anlamanın başka yolları da var.
Il y a d'autres moyens de savoir si vous portez un micro.
Üstünde çalışıyorum.
J'y travaille.
Üstünde kıyafet yok, tamam mı?
Qui est-ce?
Kadavralar. Üstünde pratik yapmak için kadavralar.
Je nous ai trouvé des cadavres pour s'entraîner.
Üstünde yazıyor : "Talep Listesi."
C'est écrit en haut : "Liste de demandes."
Üstünde hiç fasulye var mı, ya da ne var ne yok?
T'as des haricots sur toi, ou autre chose?
Üstünde Geass kullanamadığım o kadın da.
Plus une personne insensible à mon Geass!
Üstünde çocuk var mıydı? Yok.
Y avait un gamin dessus?
Üstünde düşündüm ve ilgilenmiyorum.
J'y ai réfléchi. Ça ne m'intéresse pas.
Üstünde düşünüyorum.
Eh bien, j'y ai réfléchi.
Üstünde çalışacağım.
Je m'y mets.
Üstünde mi çalışacaksın?
- Vous vous y mettez?
Üstünde o varken öldüğünü sanıyordum.
Il est pas mort dedans?
Üstünde çalıştığın davadan bahset bana. Hani şu beni aramaktan alıkoyan.
Parle-moi de ton affaire.
Üstünde, "Beyazlar Konu Dışıdır" yazıyor.
Je t'ai pris un débardeur. Y a écrit, "Dehors, les Blancs".
Üstünde tırnak makası ve el kremi varmış!
Il a des ciseaux et de la crême!
Üstünde çalıştığım şikayet.
Une plainte en cours.
Üstünde bir kaç taşak olacak, şef, Sana bunları vereceğim. İstediğin şeyi vermiyeceğim.
T'as des couilles, je m'en fous de ce que t'as besoin.
Üstünde başka iz var mı?
Elle a d'autres marques?
Sidney, hayatım... Üstünde bir düşün.
Sidney, mon chou, voyez ça autrement.
Üstünde çalıştığım bir kitap. Tamam mı?
C'est un roman sur lequel je travaille.
Üstünde tek damla kan yok.
Pas une goutte de sang.
Üstünde yürüyebileceğin, oturabileceğin tahtadan uzun bir iskelesi var.
Il y a un long ponton sur lequel on peut s'asseoir.
Üstünde bir şeyler mi yazıyor? Evet.
Il y a quelque chose sur la boîte.
Üstünde yazılar olan dizin kartları değil.
Ce ne sont pas des fiches avec des notes.
Üstünde sadece gözlükleri vardı.
Nue, à part des lunettes de soleil.
Üstünde çok uğraştım.
Oui, j'y ai passé du temps.
Söyle ona, gömleğini yavaşça açsın. Üstünde ne olduğu görelim.
Dîtes-lui d'ouvrir sa chemise doucement pour que je vois ce qu'il a.
- Üstünde Henri yazmıyormu?
Oui, y a marqué Henri.
Üstünde bir sürü balina kemiği var.
Mais non.
Üstünde Hitler'in imzasının olması gereken kanıtlar...
Une preuve nécessitant la signature d'Hitler.
Üstünde zamanlayıcı mı var? Peki neden hala patlamadı?
Pourquoi il ne s'est pas mis en route?
Üstünde yazdığı gibi oldu.
Il a fait ce qu'il devait faire.
- Üstünde yazıyor.
- C'est ce que j'ai lu.
Üstünde beyaz bir önlükle bir atın makatına üflerken düşünebiliyor musun?
Tu te vois en blouse, souffler dans le derrière d'un cheval?
Üstünde adın yazıyordur diye diyorum.
Y a le nom dessus.
Üstünde çalışıyordum.
J'ai bossé dessus.
Üstünde yoktu.
Il ne l'avait pas sur lui.
Üstünde bebek ilacından hiç var mı?
As-tu un de ces petits joints de bébé sur toi?
üstünde 26
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstüne üstlük 16
üstünü ört 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstüne üstlük 16
üstünü ört 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27