English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ U ] / Uydur

Uydur traduction Français

429 traduction parallèle
- Kendi hikayeni kendin uydur ; benim var, zaten.
- Invente-toi une histoire.
Uydur bir şey!
Invente quelque chose!
Uzaklara falan gittiğimizi söyle, bir şeyler uydur işte.
Qu'on a quitté le pays. N'importe quoi!
Sen sadece ona ayak uydur. Ama panoda bir uyarı var. İlk gösteriden sonra oyunu değiştiremezsin.
Mais on n'a pas le droit de changer!
Boogie ritmiyle bana ayak uydur Joe.
Envoie tes rythmes endiablés, Joe!
Haydi bakalım, Kennedy. İyi bir hikaye uydur.
Tâche d'être convaincant.
Haydi, müziğe ayak uydur, dostum.
En musique, mon ami...
- Durma, uydur bir suçlama.
Jette-moi en taule!
Bir hikaye uydur.
Racontez-lui une histoire.
Herhangi bir şey için. Bir şey uydur. Ama yap bir şeyler.
Invente s'il le faut, mais vas-y!
Bana söylemek istemiyorsan, bir ad uydur.
Si vous ne voulez pas le dire, inventez-le.
Başka hikaye uydur. Daha inanılır bir şey.
Trouvez une autre histoire!
Onu kendine uydur.
Apportez-y votre personnalité.
"Onu kendine uydur."
Ma personnalité.
Bir şeyler uydur!
- Si! Invente.
Bir bahane uydur, onu bir yere çek, mesela Lepidus'un evinde duyduklarını anlat.
Retiens-le pour parler du dîner chez Lépide.
Haydi delikanlı. Ayak uydur bana.
Allons, allons.
İstiyorsan bir suçlama uydur.
je veux dire, inventez une charge si vous préférez.
Bir şeyler uydur, ertele şunu.
Dis leur ce que tu veux, invente n'importe quoi, fais les patienter.
- Uydur.
- Inventez.
Pekala. Adımını uydur yoksa takılıp arabanın altına gireriz.
Suis mon rythme ou on va s'emmêler et tomber.
Bir hikâye uydur.
Invente une histoire.
Uydur gitsin.
Tu improviseras.
Bir hikaye uydur ve kurtul ondan.
Invente une histoire et débarrasse - toi de Iui.
Gerekirse kendin uydur.
Invente-les s'il le faut.
- Hadi! - Hadi, Teddy! Ayak uydur.
Allez, Teddy, avec nous!
Vücudunu müziğin ritmine uydur. Tüm hatırlaman gereken bu, tamam mı?
C'est tout ce que tu dois savoir.
Bir şey uydur, işte. Yeter ki inansınlar.
N'importe quoi, mais qu'ils te croient.
Ortama ayak uydur, değil mi?
On finit par s'habituer.
Eğer hikâye peşindeysen, kendin uydur bir tane.
Vous voulez un reportage, n'importe lequel. Inventez-en un!
Haydi, uydur bir tane. Hikâye için bana ihtiyacın yok.
Vous avez pas besoin de moi pour ça.
Onunla konuşmanın bir yolunu bul. Uydur bir şeyler.
Trouve le moyen de lui parler.
Birşey hissetmediğine dair bir tane uydur.
Inventes-en une sur ton manque de sentiments. - J'ai des sentiments.
Filmin tüm kopyalarını geri çekmemizle ve Culley'in filmde esaslı değişiklikler yapacağıyla ilgili bir hikaye uydur.
Je vais rappeler toutes les copies... et dire que Félix va remanier entièrement le film.
- Aman pek yazık. Uydur sen de o zaman.
Invente quelque chose.
Sen kendi donma hareketini uydur.
T'inventes tes propres "freezes" ( "positions" ).
Devam et, daha fazlasını uydur!
Tout ce que tu peux raconter.
Sözlere ihtiyacı yok ki. My way'de olduğu gibi uydur, değil mi?
Invente, comme tu as fait pour My Way.
Oradan çikmak için herhangi bir bahane bul, ne bileyim, bir seyler uydur iste.
Trouve une excuse pour sortir. Dis-lui... je ne sais pas.
Anlamıyor musun? Sebepleri ortadan kaldır ve birde mazeret uydur.
Éliminer le motif, établir un alibi.
Şarkı sözü dostum, onlardan uydur biraz.
Des paroles, mon vieux. Récite des paroles.
Uydur bişey.
Trouve un truc.
Bir şeyler uydur. Sanırım arızalı.
N'importe quoi, je crois que c'est pété.
Ona ayak uydur.
Accroche-le bien!
Uydur birşeyler.
Improvise.
Yalnızca benim dediğimi yap, bir bahane uydur ve ayrıl.
Fais comme moi. Invente une excuse et pars.
- Kendin uydur bir şeyler.
Trouve ta propre excuse.
Zamana ayak uydur, Moe!
- Les temps ont changé, Moe.
Birşeyler uydur.
Trouve une excuse.
Adımlarını uydur!
Au pas!
Devam et, uydur bakalım bahaneni. Dışarı çıktığında gününü göreceksin.
Continue à imaginer ton histoire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]