Vücudunu traduction Français
1,603 traduction parallèle
Vücudunu biraz kaldır, yavaşça.
soulève un peu ton corps, doucement.
Vücudunu geri istiyormuş.
Il veut que tu lui rendes ses fesses!
Sonra ne yapacağım biliyor musun? Bütün vücudunu Hindistan cevizi kremiyle yağlayıp ayak parmaklarından başlayarak vücudunun her yerini yalayıp ta ki senin o küçük... Kulağa çok hoş geliyor.
Et ensuite, ce que je vais faire, c'est couvrir ton corps de crème de noix de coco, chaque jour, en commençant par les pieds, et te lécher lentement, de bas en haut, jusqu'à ton petit...
Sonra bütün vücudunu okşamaya başladı.
Et il a continué, sur tout son corps.
Vücudunu rahatlat
Le corps décontracté.
Ona gerçekten vücudunu, ruhunu ve her şeyini verip vermediğine bak.
Voir si elle lui a donné, son corps, son âme, et tout le reste.
Sonunda bütün vücudunu çürütecek.
La gangrène va atteindre tout ton corps!
Kimse yapamazken vücudunu görmek, sesini duymak korkutuyor beni.
Voir son corps... Entendre sa voix, alors que personne d'autre ne le peut... Ça me fait peur.
Dünya önce onun hünerini buyur etti, sonra da küçük vücudunu yutuverdi.
La Terre a d'abord accueilli son don Et puis a avalé son petit corps
Sonsuz iyiliği ona kaybettirdi, sonra da dünya küçük vücudunu yutuverdi.
Son infinie bonté a causé sa perte Et la Terre a avalé son petit corps
... ve de güvenden. İlgiyi hakkettini görmüyor musun? Bu yüzden, geri çevirme yaralanmış vücudunu.
"Il mérite qu'on s'occupe de lui, ne rejette pas ce corps blessé."
Bu canavarlar gelip de birinin vücudunu parçalamayacaklar elbette.
Les monstres ne vont pas surgir de nos corps dans un futur proche.
Sabah saat 8.30'da her zaman yaptığı gibi eşinin vücudunu temizledi.
Il était vers les 20h30. Comme d'habitude, il se préparait à laver son corps.
Bırak kelimeler ve imgeler vücudunu dalgalar gibi yıkasın.
Laisse les mots et les images laver ton corps comme des vagues.
Bir insan stresin etkisiyle vücudunu çalışmaya kapatınca hemen çöpe mi atılmalı?
Un gars ne peut pas entrer dans un cycle d'hibernation causé par le stress... sans se faire jeter aux vidanges?
İnsanlara kestanesini, kasesini, vücudunu gösteriyor.
Elle montre ses Ho Hos, ses Ding Dongs, son Susie-Q, ses...
- Buna rağmen onun vücudunu fark etmedin.
- Eh, c'était une nuit sauvage. Et pourtant tu ne te souviens plus de son corps.
Gob özellikle de vücudunu maç için feda etmede oldukça yetenekliydi.
C'était le meilleur joueur de soft-ball. Gob était très doué pour sacrifier son corps pour un match.
Tüm vücudunu kaynar kazana atıp derini yüzeceğim.
Je vous ferai bouillir... et je sucerai la peau de vos os!
Tamam, onu yıkama odasına aldım, cesedin fotoğraflarını çektim, saçlarını kestim, tırnaklarını kestim, ceplerini boşalttım, elbiselerini çıkardım, vücudunu yıkadım, etiketledim.
Je l'ai amené dans la salle de nettoyage. J'ai photographié le corps, relevé cheveux et ongles. J'ai vidé ses poches, je l'ai déshabillé, lavé, étiqueté...
Senden ilk istediğim tüm vücudunu gözle kontrol etmen.
Je veux que tu examines d'abord le corps de la victime.
Vücudunu parçaladı.
Il a découpé le corps.
Oh, tatlım, Bir çocuğa vücudunu vermen, karşılığında sevgi alacağın anlamına gelmez.
Ma chérie, ce n'est pas parce que tu couches avec un garçon qu'il va t'aimer.
Ama para karşılığında vücudunu satmanı kast etmemiştim.
Je n'ai pas dit de vendre vos corps pour de l'argent.
Senin vücudunu kuzu etiymiş gibi ortadan ikiye ayırmak isterdim.
Je voudrais te fendre en deux comme une planche en bois!
Ernie'nin vücudunu hiç bulamadılar.
Ils n'ont jamais trouvé le corps d'Ernie!
Hiç bir şey.Ardından ne bir şey ne de vücudunu buldular 2 ay dairesinden çıkmadı.
Rien, Ils n'ont pas trouvé de corps ni de signes. Elle n'a pas quitté son appartement pendant 2 mois. Wow.
Ama başka bir insanın vücudunu paylaşırken böyle olmuyor.
Mais ce n'est pas pareil quand on partage son corps avec quelqu'un d'autre.
Yani Joe'nun vücudunu bilime mi bağışlamak istiyorsun?
Tu veux donner le corps de Joe à la science?
İşim seviyorum! Zavallı adamın vücudunu kesmeye başlamadan önce bunları düşündünüz mü?
Avez-vous pensé à tout ça avant de commencer à ouvrir le corps d'un pauvre homme?
İlaçlar şimdiye kadar vücudunu temizlemeliydi.
Les produits devraient être évacués de son système.
Senin görevin rapor yazmak, vücudunu bozdurmak değil.
Ton ego rédige des chèques que ton corps ne peut pas payer.
İnanabiliyor musun? İnsanlar gerçekten kadın vücudunu önemsiyormuş.
Les gens se préoccupent vraiment du corps des femmes.
Bu akşam küçük bir parti veriyoruz, ve düşündümki sendebu güzel vücudunu getirmek isteyebilirsin...
- Axis. On va faire une petite fête ce soir, et j'ai pensé que vous et votre corps de rêve aimeraient venir...
Sahnede vücudunu hareket ettirişiyle ilgili birşeyler.
Il y a quelque chose dans sa manière de bouger sur la scène
Sana insan vücudunu sunuyorum
Voici... le corps humain.
Y. pestis vücudunu oksijensiz bırakıyor.
Le Y. pestis prive son corps d'oxygène.
Karnın bu bölgesindeki morluklar da vücudunu ezen kapının izlerine uyuyor.
Oui, ces bleus abdominaux dans cette zone coïncident avec le cadre de la porte qui a écrasé cette partie de son corps.
Labaratuarda ki bilim adamlarını korumak için kendi vücudunu kullandı.
Il a utilisé son corps pour protéger ses collègues de labo.
Florida'ya, büyükannesini görmeye geleceğini söylemişti, ama en yakın arkadaşı bana, burada bir yarışmaya katılacağını söyledi. Para için vücudunu gösterecekmiş.
Elle m'a dit qu'elle venait voir sa grand-mère, mais sa meilleure amie m'a dit qu'elle ferait un concours en montrant son corps pour de l'argent.
Vücudunu düşünüyordum.
Dieu sait combien je pense à ton corps.
Vücudunu, aklını ve ruhunu sağlıklı ve formda tutmak için.
Pour garder ton corps et ton esprit en forme?
Eyalet 12 yaşındaki çocuğunun velayetini almaya çalışıyor. Çocuk, annesinin onu sehpaya bağlayıp vücudunu kanatana dek... kamçıladığından, daha sonra Newsweek dergisiyle cinsel tacizde bulunduğundan şikayetçi.
L'état réclame la garde de son enfant de 12 ans après que ladite enfant s'est plainte que sa mère l'ait attachée à la table, fouettée jusqu'au sang, puis abusée sexuellement avec un numéro de Newsweek enroulé.
Vücudunu gördüm McKay, sende kalsın.
J'ai vu votre corps, McKay, vous pouvez le garder.
Evet, sen uyurken vücudunu kullanmak çok daha kolay.
Ouais, eh bien, c'était beaucoup plus facile de le faire pendant que vous dormiez.
Onun vücudunu izin almadan ele geçirdin.
Vous avez pris le contrôle de son corps sans autorisation.
İnsan vücudunu geçici olarak güçlendiriyor ve kalbin atmaya devam etmesini sağlıyor.
Elle renforce temporairement le corps humain et assure que le coeur continue de battre.
İçime girerken vücudunu salıver.
Relâche ton corps en moi.
Yiyecek için vücudunu sattı.
Elle vendait son corps pour de la nourriture.
Sonunda bir kayaya çarptı. Çarpışmayla, sağ kapı kurbanın vücudunu ezdi ve iç kanama başlattı.
Après avoir traversé la glissière, la voiture a encore roulé 40 mètres... avant de finalement rencontrer un rocher, qui a envoyé la portière contre le conducteur.
Vücudunu...
À ton corps.