English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Y ] / Yana

Yana traduction Français

8,438 traduction parallèle
En son ihtiyacım olduğundan bu yana biraz değişmişti.
Ca a changé un peu depuis la dernière fois que je l'ai utilisé.
- Benden yana mısın?
Tu es de mon côté?
Burada kalacaklarsa, bazıları yan yana yatmak zorunda kalacaklar.
S'ils dorment ici, certains vont devoir dormir à deux.
Bu gece şans benden yana değil demek ki.
C'est pas ma soirée.
Gün ışıyana kadar.
C'est juste en attendant l'aube.
Sevgili Anneciğim. Son mesajımdan bu yana çok şey değişti.
Chère maman, bien des choses ont changé depuis ma dernière lettre.
- Bir kitap. - Bir kitaptan fazlası, Yana.
- C'est un livre.
Restoranların kutsal kitabı.
- C'est LE livre, Yana. La Bible.
Tamam, yana kay.
Viens prendre ma place.
"Sen benim gerçek aşkımsın." "Sensiz yaşayamam." "Dünya bir yana, sen bir yana."
'A Tu es le seul, l'unique, 'A je pourrais pas vivre sans toi. Tu es le seul qui compte pour moi. "
Üçünüzün yan yana yürümemesi lazım.
Ces trois-là ne seraient pas ensemble!
Stewart'in kazasindan bu yana 25 yil geçti.
25 ans depuis l'accident de Stewart.
Bu yana dogru hain bir ºey geliyor.
"Hark, something wicked this way comes."
Onlardan birinin kendisine para ödeyen bir adamla en son ne zaman aynı yatakta yan yana uyuduklarını hatırlamıyorum.
Je ne me souviens pas de la dernière fois que l'une d'entre elles a dormi dans le même lit que l'homme qui les payait.
Beş yaşından bu yana onu ne gördüm, ne de onunla konuşabildim.
Je ne l'ai pas vu depuis ses 5 ans.
Oraya ulaştığımda, Carmel 13 saatten bu yana odadaymış.
Quand je suis arrivé, le travail avait commencé depuis des heures.
19 yaşımızdan bu yana bu konuyu uzun zaman konuşmamıştık.
On n'avait jamais passé autant de temps sans se parler.
Şans senden yana değil dostum.
Tu es hors concours, mon ami.
Ama yaşadığım acı ayrılıktan bu yana bu ilk randevum.
Mais c'est vraiment mon premier rendez-vous depuis le D...
Bu iki kişinin 40 yıl önce birbirlerini ilk görüşünden bu yana yaşadığı gibi.
Cette chose que ces deux-là connaissent depuis qu'ils ont posé les yeux l'un sur l'autre, il y a 40 ans.
Biliyorum, ama kızlarından bu yana okul ücreti iki katına çıktı.
Je sais, mais les frais de scolarité ont doublé depuis vos filles.
Frank'in bir çocuğun hayatını mahvetmesi bir yana, anahtarları aldım.
Frank a pourri la vie d'un gamin, mais j'ai les clés.
Beyni her yana saçılmış.
Plein de cervelle.
Aziz yazmaya başladı yana onun vahşilik bastırılmış oldu. Eğer O güzel yazıyor : Eğer eğitimli ve bilge...
Aziz a commencé à écrire, il n'est plus sauvage.
Salı günü annesiyle yaşadığı kıyafet sorunu bir yana, o bir yıldız gibiydi.
À part un léger incident avec sa mère mardi. Elle a été une star.
Merak ediyorum, "iyi ama gençliğimden bu yana ne değişti?"
Puis je me demande ce qui a changé... GESTIONNAIRE DE FONDS... depuis ma jeunesse.
Bu babam. Onu gördüğümden bu yana bir yıldan fazla zaman geçti.
C'est mon père, je ne l'avais pas vu depuis un an.
Buradan göremiyoruz çünkü tepe pencere yana değil yukarı bakıyor.
C'est que, on peut pas les voir d'ici... parce que la fenêtre elle est dans le toit et pas sur les côtés.
Sen ve ben bir yana, dünya bir yana.
Toi et moi. Impossibles à trouver.
Annen vefat ettiğinden bu yana hiçbir şeyden tam anlamıyla keyif alamadım.
Depuis le décès de ta mère, je n'ai plus vraiment apprécié quoi que ce soit.
11 Eylül'den bu yana, Amerikan kolluk kuvvetleri sadece New York Şehri'nde 53 terörist saldırısının önüne geçmiştir.
DEPUIS LE 11 SEPTEMBRE, LES AGENCES DE LA FORCE PUBLIQUE ONT EMPÊCHÉ 53 ATTAQUES TERRORISTES DANS LA SEULE VILLE DE NEW YORK
Seni bu sabah şarkı söylerken duyduğumdan bu yana şehvet fırınında yanıyorum.
Depuis ce matin quand je vous ai entendue chanter, Je me consume dans le brasier du désir.
Majesteleri asil kralım ihtişamlı odanızı bırakıp bu seviyesiz mezbeleye gelme nezaketini lütfettiğinizden bu yana böylesi büyük bir kralın isteklerine karşı gelmek benden uzak olsun.
Votre Majesté... mon seigneur royal, puisque vous avez daigné vous rabaisser, laissant vos appartements pour venir à cette humble porcherie. Loin de moi l'idée de remettre en cause la volonté d'un tel grand roi.
Bennet Omalu, her hafta 20 milyon kişinin yana yakıla ürünlerini istediği bir şirkete savaş açıyor. Tıpkı yemek için yaptıkları gibi.
Bennet Omalu s'attaque à une corporation dont 20 millions de gens, chaque semaine, ont envie de son produit comme on a envie de nourriture.
Ayrıca sikmişim onların sümüklü bir hainden yana olmuş götlerini!
Et je les emmerde pour leur ralliement à une petite merde de mutin, lâche et pleurnicharde.
Saatler ilerledikçe keşif için adam yollayacaklar her yana.
Dans quelques heures, ils enverront des équipes à la recherche d'éventuelles menaces.
Seninle tanıştığım andan bu yana, beynini yemediğim için mutluyum.
Depuis que l'on s'est rencontré, je suis content de ne pas avoir pris ton cerveau.
Geçit töreninde seninle yan yana yürümeyi çok isterim.
J'aimerais que tu défiles à côté de moi.
Davalarım dört bir yana dağılacak. 126 insan işinden olacak.
Mes affaires sont disséminées, 126 personnes perdent leur emploi.
" Okulda hep yan yana oturduk. Ne zaman sorunum olsa sana anlatırdım çünkü senden iyi tavsiye veren yoktu.
Nous nous asseyions toujours à côté à l'école... et quand j'avais un problème... je t'en parlais car tu me donnais toujours les meilleurs conseils
Onların yeni illeri Weibo ile yan yana ve yeni garnizonu kurdukları yer orası.
Leurs nouvelles provinces jouxtent Weibo, et ils y ont installé leur garnison.
Üzgünüm, biraz kaydı yana doğru.
Désolé, j'ai glissé un peu.
Yana dönünce hamile olduğun belli oluyor.
Ton ventre se voit que de profil.
Bu gece sizi yönetmek için beni seçtiler ama kamera önünde olduğumdan bu yana uyum sağladım.
Ils m'ont envoyée pour vous guider ce soir, mais je suis à l'écran, je dois me mélanger.
Yana.
Côté.
Babam birkaç yıl önce kalp krizi geçirdiğinden beri 1975'ten o yana hiçbir Steelers maçını kaçırmamıştı.
Mon père n'a jamais raté un match des Steelers depuis 1975, jusqu'à sa crise cardiaque il y a quelques années.
Ateşkes kabulünden bu yana minimum düzeyde askeri harekata şahit olduk.
Depuis la trêve on a constaté peu d'activité militaire.
Mükemmel omuzların var. Yana kaysana biraz.
Bouge.
Şans bizden yana.
La chance a été de notre côté.
- Hepsi bir yana, tamamen azimliyim.
Et puis zut.
Buraya son adım attığından bu yana neredeyse bir yıl geçti.
Ça fait un an qu'il n'est pas venu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]