Yana kay traduction Français
180 traduction parallèle
- Yana kay.
- Poussez-vous.
Yana kay!
Laissez-moi la place!
Yana kay evlat, ben sürerim.
Je conduis.
- Neyse, yana kay, ben çekerim.
Tu vas rentrer. Pousse-toi.
Yana kay.
Pousse-toi.
Yana kay.
Poussez-vous.
İyi günler, bayan. Biraz yana kayın.
Vous allez devoir vous pousser un peu.
Biraz yana kayın bayan.
Poussez-vous un peu, madame!
Kay... yana kay güzelim.
Pousse-toi, chérie,
Bu bir ölüm kalım meselesi. Yana kay, ahbap.
- C'est une question de vie ou de mort, alors bouge-toi, mon gars.
Yana kay, yana kay.
Du vent, du vent!
Yana kay biraz.
Poussez-vous.
Tatlım, birazcık yana kayıp oğlanı yukarı kaldırabilir misin?
Tu peux te pousser et soulever le gosse?
Artık direksiyonu alabilirim. Üstümden yana kay.
Je peux prendre le volant, maintenant.
Yana kay. Evet, bebek.
Tourne-toi.
Yana kay tatlım.
Pousse-toi un peu, ma puce.
Balayından bu yana kayıp. "
Disparu depuis sa lune de miel. "
Yana kay, buraya oturamasın.
Décalons-nous.
- Bir ucuzluk mağazası. - Yana kay.
C'est un grand magasin.
Biraz yana kay bakalım.
Aurais-tu l'obligeance de dégager?
- Hadi, tatlım, yana kay.
- Allez chéri. par ici.
- Kesinlikle! Yana kay bakalım.
Fais-moi une place.
Yana kay.
- Change de place.
Yana kay.
Fais-moi de la place.
Yana kay tatlım.
Recule d'un siège, chérie.
Şimdi yana kay!
Maintenant pousse-toi!
- Yana kay Russ. - Burada ne işin var?
Pousse-toi
Biraz yana kay.
Poussez-vous.
Yana kay.
Bouge de là.
- Yana kay, Gus.
- Pousse-toi, Gus.
Geçtiğimiz Cuma gecesinden bu yana kayıptı.
Elle est portée disparue depuis vendredi.
Yana kay.
Dégage.
Ya yana kay ya da kafana patlatayım bir tane.
Décales-toi ou je te frappe le crâne.
Biraz yana kay.
Bouge. Fais comme ça!
Yana kay.
Pas possible de passer a côté.
Ben kayıt olduğumdan bu yana, canım, zaman zaman burada bir gece geçirdim, çünkü konut komitesi beni tekrar rahatsız etti!
Chérie, vous pourriez au moins passer quelques nuits ici de temps à autre! La commission du logement nous cherche encore des noises!
Ama siz ve kayınvalidenizden ayrıldıktan bu yana size nasıl yardımcı olabileceğimden başka bir şey düşünmedim.
Mais dès que je vous ai quittées, vous et votre belle-mère, hier matin, je n'ai eu de cesse que de m'occuper de votre mari.
Yana kay.
Ça vient.
Yana kayın lütfen.
Poussez-vous.
İlk kayıttan bu yana hiçbir şey yok.
Rien depuis le dernier appel.
Yana kay.
Fais-moi une place.
Geçen seferden bu yana sol gözüm hala kayıyor.
Mon œil gauche louche toujours.
Merkezi okul sistemi değiştiğinden bu yana bütün bölgenin okul kayıtlarını saklamamız gerekiyor.
Depuis la décentralisation scolaire... Nous avons dû archiver tous les dossiers de la région.
Kayıp mahkumlar konusunda verdiğin dilekçeden bu yana çalışmalarını takip ediyorum...
Je suis votre carrière depuis que vous militez pour les disparus
Bilirsin, el, el baş, baş yukarı, ayaklar yakın, ayaklar yakın büyük dönüş, ayak yana... kay, adım, adım.. ... ve jaz eller!
Main, main, tête, tête, en l'air, pas de bourrée, grand tour, rond de jambe, saut, glissé, enjambée, et mains jazzy!
Kay yana, Hamm.
Bien joué.
- Bebeğim, yana kay.
- Ça va pas?
Kayışın kopması bir yana şanzımanda da sorun var.
Non seulement la courroie est fichue, mais la boîte de vitesses aussi.
Yana kay.
- Tasse-toi.
Puls'tan bu yana, kaç bin tane kayıp kişi araştırması yapılmıştır?
Depuis l'Impulsion, il y a eu des milliers de disparitions.
Kay haydi yana.
Pousse-toi!
kaya 48
kaybettim 177
kayıp 73
kaybettik 72
kaybettin 183
kayıt 59
kaybol 495
kaybetmek 19
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybettim 177
kayıp 73
kaybettik 72
kaybettin 183
kayıt 59
kaybol 495
kaybetmek 19
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybetti 30
kaynak 30
kaybeden 20
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybolduk 72
kaybedersem 24
kaynak 30
kaybeden 20
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybolduk 72
kaybedersem 24