Yapacak bir işim var traduction Français
243 traduction parallèle
Anna, ben bir erkeğim. Yapacak bir işim var.
En tant qu'homme, j'ai certains devoirs.
Neddie, Neddie, yapacak bir işim var.
Neddie, j'ai à faire maintenant.
Dinle, Doktor. Yapacak bir işim var.
Ça dépend de vous.
Bu sabah yapacak bir işim var ama sonra buluşabilirim.
J'ai à faire ce matin, mais je peux vous retrouver ensuite.
Benim de yapacak bir işim var, biliyorsun.
J'ai un boulot à faire, moi aussi.
Yapacak bir işim var. Sonra tekrar uğrayacağım.
J'ai une course à faire et je reviens tout de suite.
Okulda yapacak bir işim var ve sonra...
J'ai une dernière chose à faire en classe, et après...
Halâ yapacak bir işim var.
Je vous laisse, j'ai à faire.
Yapacak bir işim var.
- J'ai une course à faire.
- Yapacak bir işim var.
J'ai un travail à faire.
Öğle yemeği randevum ve öncesinde yapacak bir dolu işim var.
J'ai rendez-vous pour le déjeuner et des choses à faire avant.
Pardon, yapacak bir sürü işim var.
Excusez-moi, j'ai beaucoup à faire.
- Yapacak bir işim var.
Mais d'abord, j'ai du travail.
Yapacak önemli bir işim var.
J'ai quelque chose d'important à faire.
Bunun bir anlamı yok mu? Biliyorsun, bir saatim ve yapacak çok işim var.
Je n'ai qu'une heure devant moi et j'ai beaucoup à faire.
Ama yapacak bir sürü işim var.
J'aurais aimé, mais...
Yapacak bir sürü işim var.
J'ai beaucoup à faire.
Çıkıyoruz ama onun dışında benim de yapacak bir sürü işim var.
On se voit comme ça... mais on peut ne pas se voir de toute l'année.
Çocuğu yemeğe götüreceğim, sonra hemen Roma'ya dönüyorum... çünkü yapacak bir sürü işim var.
Je ne veux pas te déranger davantage. J'emmène le petit déjeuner, se promener et je rentre à Rome, j'ai beaucoup de travail.
Ne yapacak bir işim ne de gidecek bir yerim var. - Bayan Sullivan!
Je n'ai rien d'autre à faire et nulle part où aller.
Neden bizimle gelmiyorsunuz? Hayır, teşekkür ederim. Bugün yapacak bir sürü işim var.
Tu serais superbe dans une robe comme celle-ci.
Alsana. Yapacak çok işim var! Tam bir sevimlilik ve sabır örneğisin!
Es-tu sûre d'avoir vu l'un d'eux prendre la serviette et entrer dans ce bâtiment derrière nous?
Olamaz, yapacak bir sürü işim var.
J'ai du pain sur la planche.
Yapacak bir ton işim var.
J'ai à faire.
Anlamıyorsun. Yapacak bir sürü işim var.
J'ai une tonne de choses à faire.
Hala yapacak bir çok işim var.
Que disiez-vous sur mon offre?
Öğleden sonra yapacak bir iki işim var.
J'ai à faire cet après-midi.
Şimdi sakıncası yoksa ben meşgul bir kadınım... gün boyunca yapacak tonla işim var.
Maintenant, si vous le voulez bien, Je suis une femme occupée... J'ai une journée remplie devant de moi.
Yapacak daha önemli bir işim var.
J'ai mieux à faire.
Yapacak bir iki işim daha var, ama çok uzun sürmez.
J ´ ai á faire, mais je reviens bientôt.
Yapacak bir sürü işim var.
J'ai encore tant à faire aujourd'hui.
Yapacak bir sürü işim var.
182,00 : 17 : 02,320 - - 00 : 17 : 03,799 - Galya! ..
Yapacak bir sürü işim var ve Polis vaktimi boşa harcıyor.
J'ai du travail. Et la police me fait perdre mon temps.
Çok yorgunum ve yapacak bir sürü işim var.
Beaucoup de travail.
Yapacak bir düzine işim var.
J'ai un tas de choses à faire.
Yapacak bir sürü işim var, artık devam etsek diyorum sen ne dersin?
J'ai beaucoup à faire, donc nous devrions avancer... tu ne crois pas?
Yapacak bir kaç işim var.
J'ai quelques courses à faire.
Oteldeyim ve yapacak bir sürü işim var.
Je suis à l'hôtel et j'ai encore à faire.
- Yapacak bir sürü işim var.
- Bon.
Willy, bundan sonra yapacak bir sürü işim var.
J'ai encore beaucoup de travail après.
Bu adamlarla yapacak ufak bir işim var.
Un petit problème...
- Yapacak bir sürü işim var.
J'ai beaucoup à faire.
- Yapacak bir iki işim var.
- J'ai des trucs à faire.
Kılıfı koparttın, yapacak bir sürü işim var.
J'ai plus d'étui. J'ai du boulot, moi.
Acele et, Willem, yapacak bir sürü işim var.
Dépêchez-vous. J'ai encore du travail.
Yapacak bir yığın işim var!
J'ai des tonnes de choses à faire!
Yapacak bir sürü işim var.
On a trop de trucs à régler.
Yapacak bir işim var.
J'ai quelque chose à faire.
Aksi takdirde yapacak önemli bir işim var.
Sinon il me reste beaucoup de travail.
Lütfen elbiselerini çıkartma. Çocukların bana bir striptizci bulması güzel, ama yapacak çok işim var.
C'était sympa de m'envoyer une strip-teaseuse, mais j'ai du boulot.
Masamda yapacak bir ton işim var. Tanıştığımıza memnun oldum, Bay Gutten.
Ce n'est rien katrine, j'ai des tonnes de dossiers à faire.
yapacak bir şey yok 96
yapacak bir sürü işim var 20
bir işim var 34
işim var 162
işim vardı 18
yapacağım 517
yapacağız 90
yapacak 54
yapacaksın 87
yapacak işlerim var 158
yapacak bir sürü işim var 20
bir işim var 34
işim var 162
işim vardı 18
yapacağım 517
yapacağız 90
yapacak 54
yapacaksın 87
yapacak işlerim var 158