Yapamaz mıyım traduction Français
519 traduction parallèle
- Bunu yapamazsın. - Yapamaz mıyım?
- Tu ne peux pas faire ça.
Mutluluğumuzu bozmadan başka gösteri yapamaz mıyım?
Plus heureux. Pourquoi me demander?
Yapamaz mıyım?
Et pourquoi pas?
- Yapamaz mıyım sanıyorsun?
- Vous croyez?
Başka bir şey yapamaz mıyım ahbap? Kibrit satsam ya da ayakkabı bağcığı.
Je ne peux pas vendre des allumettes, à la place?
eğer Dr.Harstone rapor verirse yaparım... sağlığım için, yapamaz mıyım?
Je peux si le Dr Harstone le recommande pour le bien de ma santé, non?
- Bunu yapamazsın! - Yapamaz mıyım?
Vous ne pouvez pas!
Ben bu kadar yapamaz mıyım?
Je peux faire moins?
- Yapamaz mıyım?
- Je ne peux pas?
- Yapamaz mıyım?
- Croyez-vous, capitaine?
Yapamaz mıyım?
- Je regrette. Je peux pas mettre autre chose.
Şaka yapamaz mıyım?
Mais non, je plaisante!
Kahretsin! Bir şey yapamaz mıyım? Salak!
Qu'est-ce que je peux faire?
Bunu onunla yapamaz mıydın?
Tu n'aurais pas pu y aller avec l'autre pilote?
Bir şeyler yapamaz mıyız?
- N'y peut-on rien faire?
Bir şey yapamaz mıyız?
Ne peut-on rien faire?
- Onunla ilgili bir şey yapamaz mıyız?
- Que peut-on faire avec lui?
Yapamaz mıyız?
Vous croyez?
Efendim, şunu sekiz ay yapamaz mıyız Noeli atlattırsanız bana?
Huit, c'est possible? Que je sois tranquille pour Noël.
Ne olacak? Bu adam için bir şey yapamaz mısın?
N'y a-t-il rien que vous puissiez faire?
Acaba şey yapamaz mıyız...
S'il en juge ainsi, alors...
- Yapamaz mıyım?
Tu crois?
Yapamaz mıyım?
Tu crois!
Hayır, seni kurtarmalıyım. Başka kimse yapamaz.
Non, je dois vous sauver, j'en suis le seul capable.
Bu akşam yapamaz mıyız peki?
Mais que diriez-vous de dîner ensemble ce soir?
- Birşeyler yapamaz mıyız?
- Que faire? - Ils sont morts.
Şöyle yapamaz mıyız peki?
Je devrais trouver un moyen d'y remédier.
Bir şeyler yapamaz mıyız?
Ne devrions-nous pas faire quelque chose?
Yapamaz mıyız?
- N'est-ce pas? - Bien sûr, docteur!
- Çocuk yapamaz mıyız?
- Donne-moi un enfant
Biz işçiler bir şeyler yapamaz mıyız?
Et nous, les ouvriers, on dit rien?
Bir dakika saygı duruşu yapamaz mıyız?
Peut-on faire une minute de silence?
Buralara iniş yapamaz mıyız?
Non. - Ne peut-on pas atterrir ici?
Bir kölenin yaptığını yapamaz mıyız?
Ne pouvons-nous pas faire ce qu'a fait un esclave?
O rengi için bir şey yapamaz, fakat ben yaparın ve yapacağım.
- Elle n'y peut rien! Mais moi si... et j'y remédierai.
İyi de birşey yapamam. Yapamaz mısın?
Je sais, mais je n'y peux rien.
Bir kez olsun, birisi için iyi bir şey yapamaz mıyız?
Pour une fois, ne pourrait-on pas aider quelqu'un?
Kararı o verir. - Yani, şey yapamaz mısınız...?
Il n'y a rien à faire?
Ben her zaman düşmanlarımla anlaşma yapmak istemişimdir. Bir anlaşma yapamaz mıyız?
J'ai toujours été disposé à négocier des traites avec mes ennemis.
Lütfen. Bir kere olsun dediğim gibi yapamaz mıyız?
Tu veux bien me laisser faire les choses à ma façon, juste une fois?
- Üçümüz yapamaz mıyız?
- On peut le faire à trois?
Bağış yapamaz mıyız?
Si on faisait un don?
Onun için bir şey yapamaz mıyız?
N'y a t-il rien que nous ne puissions faire?
Bunu yarın yapamaz mıyız?
Ça ne peut pas attendre jusqu'à demain?
Senin tarzına göre yapamaz mıyız?
Ne peut-on le faire à votre façon?
Burada durmaktan başka bir şey yapamaz mıyız?
Ne pouvons-nous rien faire?
Şunu dört yapamaz mıyız?
Disons plutôt quatre?
Bir şey yapamaz mıyız?
On ne peut vraiment rien faire?
Yapamaz mıyız?
Et comment!
Bir şey yapamaz mıyız?
On ne peut rien pour lui?
Banka müdürüyle özel bir anlaşma yapamaz mısın? Araba yıkamak için ondan izin mi almak lazım yani?
Tu dois laver la voiture de ton banquier?
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48