Yaptığı traduction Français
125,690 traduction parallèle
Annemin yaptığı gibi.
Comme maman m'en faisait.
Yaptığın en edepsiz şey neydi?
Quel est le truc le plus cochon que tu aies jamais fait?
Bir sosisi ayak başparmaklarınla kaldırıp tabanlarınla masaj yaptığını düşün.
Imagine que tu ramasses un hot-dog avec tes orteils, puis que tu le masses avec la plante de tes pieds.
Yaptığınızı beğendiniz mi?
Vous êtes contentes?
Sonra da ne yaptığını bütün dünyaya göstereceğiz.
Puis on montrera au monde entier ce qu'il a fait.
Yaptığı şeyi yargılayacak durumda değilim.
Je ne suis pas en position de juger ses actes.
Bazen aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık oluyor ama yaptığımız her şeyin sorumluluğunu üstlenmeliyiz.
Je sais que, parfois, on n'a que des choix merdiques, mais quoi qu'on finisse par faire, il faut assumer.
Diaz'ı severim ama yaptığının cezasını biz çekemeyiz.
J'aime bien Diaz, mais on peut pas prendre pour elle.
Madem beni içeri attın, en azından ne yaptığımı söylesen?
Maintenant que je suis là, tu me dis ce que j'ai fait?
- Eline fırsat geçse buradaki her kadın senin yaptığını yapardı.
- Tu ne feras rien que n'importe quelle fille ici ne ferait pas si elle le pouvait.
Ne yaptığının farkındayım.
- Si. Je sais ce que tu fais.
O adamın yaptığı...
Ce qu'il a fait...
Yanlış anlama, yaptığın şey için minnettarız.
On est extrêmement reconnaissants pour votre aide.
Ama yok, gerçekte yaptığı iş satın almak değil.
En réalité, son boulot, ce n'est pas d'acheter.
Ya da bizim yaptığımız gibi.
Comme on a fait.
Yaptığımız işin karmaşık ahlakını sorgulatma bana.
Ne remets pas en cause la moralité trouble de ce qu'on a fait.
Bunu yaptığını anlamıştım.
J'avais bien compris.
Yaptığın küfre girer.
C'est un blasphème.
Onun yaptığını bilmezse isteyemez.
Pas s'il pense que ce n'était pas elle.
Bu aşamaya gelmek için ne yaptığımızı biliyorlar mı?
Ont-ils conscience de nos sacrifices pour en arriver là?
Yaptığımız şey?
Ce que l'on fait?
Aslında tek yaptığın bizim faaliyetlerimizi ona anlatmaktı.
Tout ce que vous avez fait, c'est lui parler de notre opération.
Kime ne iş yaptığımı bilmiyorsun, doğru mu yanlış mı?
Vous n'avez aucune idée de ce que je fais ni pour qui, vrai ou faux?
Yani yaptığım işin ucunun sana dokunmasını sağlayacak hiçbir şey yok.
Donc, il n'y aura rien qui puisse vous relier à ce que je fais, d'accord?
Geçen hafta piyasaların dip yaptığını duydun mu?
Et vous saviez que le marché a chuté la semaine dernière?
Yalan söylediğini anlayınca Cade'in ne yaptığını hatırlıyor musun?
Tu te rappelles ce que faisait Cade quand il savait qu'on mentait?
Ne yaptığını sanıyorsun ulan?
Qu'est-ce que vous faites?
Hmm, bence ona yatırım yaptığımız zaman gerçekten de para kazanabiliriz.
Je pense que le temps que nous avons investi en lui est en train de payer.
Beni uyandırmadan bunu nasıl... yaptığınızı öğrenebilir miyim?
Ai-je envie de savoir comment tu as réussi à faire ça sans me réveiller?
Buradaki, radyasyondan korunmak için sığınak yaptığınızı söylüyor.
Celui-là dit que c'est un abri anti-radiations.
Sana listeyi yaptığını bile söylemedi.
Elle ne t'a... même pas dit qu'elle faisait une liste.
Ne yaptığını sanıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais?
Ne yaptığımızın hiç önemi yok.
Peu importe ce qu'on fait.
Yolanda'nın Dr. Klein'la ne yaptığını duydun mu?
Avez-vous entendu parler de Yolanda sur place avec le docteur Klein?
Bir sürü katil çocukken bunu yaptığını söylüyor.
Ils disent que beaucoup de tueurs faisaient ça quand ils étaient enfants.
O kır saçlı orospu çocuğunun birkaç ay önce gelip yaptığı gibi.
Comme ce connard grisonnant il y a quelques mois.
Yaptığı şeyi görmeni istemiş.
Il voulait que tu voies son acte.
Yaptığı doğruydu belki de.
Si son idée était juste?
O kadını öldürürken de bunu yaptığınızı düşünüyordunuz, değil mi?
Ou vous le pensiez, en tuant cette femme. Pas vrai?
Bir sorum var. Annenin The Gap Band'e vokal yaptığını biliyor muydun?
Dis donc, ta mère a chanté pour The Gap Band?
Biliyorum bebeğim ama sadece baban değil. Aşağıdaki herkes büyük bir hata yaptığını düşünüyor.
C'est pas juste ton père, tout le monde en bas pense que tu commets une grosse erreur.
Yaptığımı sanmıştım ama galiba yapmamışım.
Je le croyais, mais apparemment pas.
Evet, o yüzden bunu bana kimin yaptığını bulmak için dört dakikada telefon açmalıyım!
Je dois téléphoner dans les quatre minutes pour savoir qui m'a fait ça.
Annem babamı aldatırken yakaladığında saç modelini değiştirir, ağda yaptırır, yeni bir far falan denerdi.
Quand ma mère surprenait mon père en train de la tromper... elle changeait de coiffure, s'épilait la touffe, essayait un nouveau maquillage.
Ayrıca YIK'nın önünde domalmaktan ya da her nedense size yaptırdığı diğer pis işlerden bahsetmek de yok.
Et je ne veux plus de conneries sur qui se penche pour se faire enculer ou d'autres trucs tordus que MCC a pu vous forcer à faire pour je ne sais quelle raison.
Sen gizli bir sığınak yaptın mı?
Tu t'es construit un bunker secret?
Kız arkadaşım bana güzelliği hatırlatsın diye bir balık yaptırmıştı. Ben de karşılığında bunu yaptırdım.
Ma petite amie s'est fait faire un poisson censé me rappeler la beauté des choses, et, en réponse, on m'a tatoué ça.
İnandığımız şeyi yaptık.
On a fait ce en quoi on croyait.
İstersen batıl inanç de. Kazandığımız her seçimden önce bunu yaptık.
C'est superstitieux, mais on gagne à chaque fois.
Yaptığını sandığın şey bu mu yani?
Moi oui. Me sauver?
Aaron'ın yaptığını söylediler.
Ce serait Aaron.
yaptığını beğendin mi 27
yaptığım bu 21
yaptığına bak 22
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptığım bu 21
yaptığına bak 22
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91