Yedi sekiz traduction Français
1,445 traduction parallèle
Altı, yedi sekiz, dokuz, on, onbir.
Six, sept huit, neuf, dix, onze.
Yedi sekiz hafta önce bana mektup yolladılar. Bir takım toplamamı istediler. Bakın.
Ils m'ont écrit, il y a un bon moment, pour voir si je pourrais réunir une équipe.
Yedi sekiz dakika?
Sept ou huit minutes.
Altı, yedi, sekiz.
Six, sept, huit.
Yedi, sekiz, dokuz, on!
Sept, huit, neuf, dix.
On paket makarna, dört paket kibrit yedi paket de Harvardin sigarası... sekiz paket Montana sigarası.
10 paquets de pâtes, 4 boîtes d'allumettes, 7 boîtes de cigarettes Farvardin... et 8 boîtes de cigarettes Montana.
Sanırım yedi buçuk veya sekiz.
Donc, elle devait avoir 7 ou 8 ans.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz... on, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf... - Que fais-tu?
On, dokuz, sekiz, yedi...
Dix i Neuf, huit...
On... dokuz... sekiz... yedi... altı... beş... dört... üç... iki... bir...
Dix... neuf... huit... sept... six... cinq... quatre... trois... deux... un...
Hakem Zack Clayton sayıyor. Yedi, sekiz!
L'arbitre, Jack Clayton, est en train de compter.
Sekiz tane ızgara peynirli sandviç yedi.
Elle a mangé huit croque-monsieur.
Ve beş, altı yedi, sekiz.
Et cinq, six, sept, huit.
Grand pliè beş, altı yedi, sekiz.
Grand plié, cinq, six, sept, huit.
- Taksim-altı, sekiz-taksim-beş, sekiz, beş, yedi.
... 0-6, 8-5, 8, 5, 7.
Bir, iki üç, dört, beş altı, yedi, sekiz dokuz, Brandon, on... onbir, Brandon. Haydi benimle birlikte say!
Un, deux... six, sept, huit, neuf, Brandon, dix, onze, Brandon!
Delik açılıyor. On, dokuz... sekiz, yedi... altı, beş, dört, üç, iki... bir.
Passage ouvert dans dix, neuf huit, sept six, cinq, quatre, trois, deux un.
Bir filmi yaparken, yedi veya sekiz tane... ... kendi deyimiyle "batmaz" üniteye odaklanırdı.
Sa façon de faire un film était de se concentrer... autour de sept ou huit "unités insubmersibles".
... üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz.
... trois, quatre, cinq, six, sept, huit.
Bir, yedi, sekiz, dokuz...
Un, sept, huit, neuf...
Bir, iki, üç, dört, beş altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf, dix.
Yedi. Sekiz. Dokuz.
7, 8, 9, voici le 10... et le 12, mais...
Ve ondan siparişimi geri aldığımda, yedi, sekiz tane karides eksikti.
Quand j'ai récupéré ma commande, il me manquait sept ou huit crevettes.
Yedi milyon askere mektup dağıtırdık Sekiz saatte bir 65 bin mektup
Là-bas, on distribuait le courrier à 7 millions de soldats... soixante cinq mille lettres étaient apportées, tous les jours de la semaine.
Beş, altı, yedi, sekiz.
Cinq, six, sept, huit.
Ben yedi-sekiz yaşlarındayken Frannie ile çok yakındık.
Entre 7 et 9 ans, Frannie et moi étions inséparables.
Belki yedi-sekiz yaşlarından sonra Frannie yeni arkadaşlar edinmiştir.
Depuis, Frannie s'est peut-être fait de nouveaux amis.
- Sekiz yirmi yedi. - Tanrım!
- Il est 20h27.
Sekiz yirmi yedi oldu!
- C'est pas vrai.
- Yedi, sekiz, dokuz ve on.
Sept, huit, neuf et dix.
Bir fetüs, yedi-sekiz haftalık.
Il y a un fœtus, sept à huit semaines.
Beş, Altı, Yedi, Sekiz.
5, 6, 7, 8 Oh, mon dieu!
Bu yüzden yedi veya sekiz şişe scotch devirdim.
J'ai bu 7 ou 8 scotchs.
Bu yedi ya da sekiz yıl önce olsaydı, bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey olmazdı.
Il y a sept ou huit ans, nous n'aurions rien pu faire contre.
Beş, altı, yedi, sekiz.
Et... cinq, six, sept, huit.
Bir, iki, üç, dört, beş,.. ... altı, yedi, sekiz, dokuz.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf.
on dokuz sekiz yedi altı
Dix. Neuf. Huit.
Yedi, sekiz tane gördüm- - dokuz tane!
J'en ai sept, huit, neuf!
Ateşleme on saniye sonra başlıyor. Dokuz saniye, sekiz saniye yedi saniye altı saniye beş saniye dört saniye, üç saniye iki saniye...
Crémation dans dix secondes, neuf, huit, sept, six, cinq,
Yedi numarayı boşaltıp sekiz numarayı doldurmanızı istiyorum.
Déchargez la 7 et chargez la 8. - Maintenant.
Bir, iki, üç, dört, beş, Altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Un, deux, trois...
Beş... Altı... yedi... sekiz.
Cinq, six, sept, huit!
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz...
- Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf... - Wow, attends.
- Sekiz, yedi...
... huit, neuf...
Beş.. altı.. yedi.. sekiz..
Cinq... six... sept... huit... neuf- -
Bu kız, kayıp olan sekiz kişiden biri... ama sorun şu ki, elimizde sadece yedi ceset var.
Cette fille est une des huit personnes disparues, mais le problème est que nous n'avons que sept cadavres.
... yedi... sekiz... dokuz... on.
... sept.. huit... neuf... dix.
İki, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz.
... deux, deux, trois, quatre cinq, six, sept, huit.
Başta, zaman geçtikçe onları düşününce günde yüz defa, sonra doksan dokuz defa doksan sekiz doksan yedi ve saymayı unuttuğumda saçları siyah mıydı kahverengi miydi karıştırdım veya onları gerçekten sevseydim veya gerçekten tanıştık mı merak ettim.
Au début, j'ai pensé à elles 100 fois par jour, puis 99 fois, 98 fois, 97 fois, et après quand j'ai cessé de compter, je ne me rappelais plus si elles avaient les cheveux noirs ou bruns,
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi... sekiz, dokuz, on, onbir, oniki, onüç!
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept. Huit, neuf, dix, onze, douze, treize.
sekiz 779
sekiz mi 37
sekizde 26
sekiz numara 33
sekiz saat 16
sekiz buçuk 18
sekiz yıl önce 18
sekiz yıl 21
yedi yıl önce 16
yedi mi 44
sekiz mi 37
sekizde 26
sekiz numara 33
sekiz saat 16
sekiz buçuk 18
sekiz yıl önce 18
sekiz yıl 21
yedi yıl önce 16
yedi mi 44