Yolumu kaybettim traduction Français
120 traduction parallèle
Birine götürüyordum ama yolumu kaybettim.
Je venais les livrer et je me suis perdue dans l'usine.
- Pardon, yolumu kaybettim.
Oh, je vous demande pardon. Je crois que je suis perdu.
Çok özür dilerim ama yolumu kaybettim.
- Je vous ai perdus de vue.
- Sanırım yolumu kaybettim.
- Je crois que je me suis perdu.
fırtınada yolumu kaybettim.
une nuit, je me suis perdu dans un orage
ben bir gezideyim, yürüyüşe çıkmıştım fakat fırtınada yolumu kaybettim.
Je voyage à pied, je me suis perdu dans l'orage
Çok özür dilerim, yolumu kaybettim de.
Je suis désolée. Je me suis perdue.
- Sonra, yolumu kaybettim. -
J'ai perdu mon chemin.
Palmenhaus'un Güney girişinde bir randevum vardı, ama yolumu kaybettim.
J'avais rendez-vous à l'entrée Sud, mais je me suis perdue.
Sadece faremi dolaştırıyordum ama galiba yolumu kaybettim.
Je promenais mon rat et j'ai dû perdre mon chemin.
Ve karanlık ormanda yolumu kaybettim.
Voici que je m'égare dans la forêt...
Cüceleri, büyücüyü ve yolumu kaybettim.
J'ai perdu mes nains, le magicien et je suis perdu.
Sanırım ben yolumu kaybettim.
Je crois que je me suis perdu.
Yolumu kaybettim.
Tout ceci est un grand jeu d'échecs?
Yolumu kaybettim. - Hsiao.
Ah-Ha et je me suis perdue.
Ben sanırım yolumu kaybettim.
- Désolé, je me suis égaré.
- sonra yolumu kaybettim, etrafa baktım ama..
Je me suis perdue. J'ai cherché.
Ben yolumu kaybettim ve...
J'étais... Après mon travail, j'ai marché... je suis sorti de Londres.
Galiba yolumu kaybettim.
Je croie que je me suis perdu.
Bana öyle geliyor ki, yolumu kaybettim.
Je crois bien que je me suis perdu.
Yolumu kaybettim ve 30 saat boyunca dolaştım. Beni güleryüzle karşıladı.
30 heures plus tard, perdu dans le fjord, un sourire amical.
Bir deniz kaplumbağası olmama rağmen, biraz mantar toplamak için geldim ve uzaklaşınca istemeden diğerlerinden ayrılıp yolumu kaybettim!
Nous faisions la cueillette des champignons mais je me suis éloigné des autres et je me suis perdu.
Üzgünüm. Ben-Ben yolumu kaybettim de.
Je suis désolé, je suis un peu perdu.
Önce yolumu kaybettim ve bir süre oralarda dolaştım fakat sonunda Iguazu'ya ulaştım.
Je suis enfin arrivé aux chutes.
Burada yolumu kaybettim.
Je me suis un peu égaré.
Daha öncede söyledim, yolumu kaybettim.
Je vous l'ai dit vingt fois, j'étais perdu, je me suis perdu.
Eee... Affedin beni, Majesteleri Bir saattir yolumu kaybettim.
Pardonnez-moi, j'ai perdu toute notion du temps.
Şimdi de karanlıkta yolumu kaybettim.
Me voici engagé sur un chemin sombre et malaisé.
Yolumu kaybettim de.
Je suis perdu.
Malzeme bulmak için 3. Tabur'a gitmeye çalıştım ama yolumu kaybettim.
J'ai essayé de rejoindre le 3ème Bataillon pour le ravitaillement... mais je me suis perdu.
Sanırım yolumu kaybettim. Londra'ya gitmeye çalışıyorum.
J'ai fait fausse route, je vais à Londres.
Sanırım yolumu kaybettim.
J'ai fait fausse route.
Ama yanıma yeterince su almamışım. Sonra yolumu kaybettim. Eyalet polisinin gelip beni alması gerekti.
Donc j'ai perdu mon sens de l'orientation et la police a dû venir me chercher.
"benzinim bitti ve yolumu kaybettim."
" "Je suis tombé en panne d" essence et je suis perdu. " "
Nedemek istiyorsun? Sanırım anlamı yolumu kaybettim
Je veux dire que je n'ai pas changé mon esprit.
Yolumu kaybettim.
Je suis perdue, là.
Sensiz yolumu kaybettim Lordum.
Je suis perdue sans toi seigneur.
Yardıma ihtiyacım var. Sesim biraz titrediği için özür dilerim ama az önce içeride bir korku gösterisi vardı. Yolumu kaybettim.
J'ai besoin d'aide, je suis perdu!
Su yok, yol üstünde köy de yok, yolumu kaybettim.
Il n'y avait pas d'eau... Pas de village. Où est le chemin de Kandahar?
Her şey bitti. Hayatın içinde yolumu kaybettim. Aynı Racine'in bir trajedisinde olduğu gibi.
J'ai enné dans ma vie comme on enne dans une tragédie de Racine.
Sanırım, yolumu kaybettim.
Oh, puis-je me permettre! Si vous me l'autorisez, je vous escorte jusque chez vous.
Yolumu kaybettim ve üzgünüm.
Je me suis perdue. Oh.
Hocam ben yolumu kaybettim.
Hadji, j'ai perdu ma voie
- Yolumu kaybettim gibi de.
- Je me suis complétement perdu.
Bu yıl... yolumu kaybettim.
Cette année... je me suis perdu.
Bu yıl... yolumu kaybettim.
Cette année, je me suis perdu.
Yolumu kaybettim fena halde.
Je me suis égarée... affreusement.
Yolumu kaybettim Kira.
J'ai perdu mon chemin, Kira.
Yolunu mu kaybettin? Yolumu mu kaybettim?
- Vous êtes perdu?
Küçük bir kızken nereye gittiğimi bilirdim. Anladım. Şimdi yolumu kaybettim.
Quand j'étais petite, je savais toujours où j'allais.
Otel arıyordum ve sırtımda sırtımda çantamla yolumu kaybettim.
Je cherchais un hôtel.