English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Y ] / Yukarı ve aşağı

Yukarı ve aşağı traduction Français

511 traduction parallèle
Kutsal Majesteleri, Lordum Ptolemy Yukarı ve Aşağı bölgelerin lordu Ra'nın, Horus'un ve Thoth'un oğlu...
Sa Divine Majesté Ptolémée... roi de la Haute et Basse Egypte... fils de Râ, d'Horus et de Thot...
Eller havaya kaldırıldığında, hareket, yapay kol ve... ele iletilerek aynı şekilde yukarı ve aşağı hareket etmesi sağlanır.
Oui, oui. Le mouvement fait pour lever une main en l'air imprime au faux bras... et à la fausse main le même mouvement de bas en haut.
Grafik direk yukarı ve aşağıya doğru gidiyor.
Le graphe monte à pic puis redescend.
Asansör yukarı ve aşağı hareket eder.
Un ascenseur monte et descend.
Tabii Yukarı ve Aşağı Broadway en iyi oyunumdu.
Mais c'était mon coup préféré.
D'Agostino'dan yürüme mesafesi ortada 2 blok, yukarı ve aşağıya doğru 6 blok.
En partant de chez D'Agostino... deux pâtés de maisons d'est en ouest, et six du nord au sud.
Yukarı ve aşağı. Yukarı ve aşağı.
De bas en haut.
Yan, yan, yan, yan. Yukarı ve aşağı.
Sur le cöté.
Yukarı ve aşağı.
De bas en haut.
Aşağı, yukarı, ve yana kaşıyorsun.
Tu le passes dans le dos, de haut en bas.
Geleli henüz iki gün oldu, bu sebepledir ki izlenimleri doğal olarak biraz bunaltıcı. Onu akvaryuma götürdüm. Flatiron Binası'ndaki asansör ile yukarı aşağı yapıp durduk ve haliyle de kendimizi en sonunda Grant'ın mezarında bulduk.
On a visité l'aquarium, un gratte-ciel, et bien sûr, le tombeau du général Grant.
Şunu söyleyebilirim ki, aşağı yukarı 600 yıl önce doktorlar, avukatlar, memurlar ve tüccarlar şimdilerde Hacılar Yolu dediğimiz o eski yoldan geçiyordu.
Je vous rappelle qu'il y a 600 ans, des docteurs, avocats, notaires, commerçants sont passés par ici, sur la route des pèlerins.
Aşağı yukarı yürümek ve taslakları sermek için bol yer yemeğin hazır olduğunu söyleyip duranları dağlamak için kızgın kerpetenler yayıncılarımdan gelen çek yığınları ve...
Piano ici, étagères à partitions, l'espace pour tourner en rond, jonché de feuillets, un tisonnier brûlant pour qui m'appelle à déjeuner, des piles de chèques de mes éditeurs...
Ve aşağı yukarı.
Et que tu sautilles.
"Aşk mahkemeye, ordugâha, koruluğa, aşağıdaki insanlara ve yukarıdaki azizlere hükmeder."
"l'amour règne à la cour, dans les camps et dans les bois, " il gouverne les mortels sur la terre et les saints dans le ciel
Sanırım aşağı yukarı bir sene önce iyileşme ümidini tamamen kaybetti ve kalıcı olarak yatalak oldu.
Puis, environ un an... Elle parut aller mieux... et quitta son lit par moment.
Hayır, onu elinde tutabilirsin ama o yukarıda kalacak ve aşağı indiğinde evi karıştırmaya devam edecek.
Elle ne le range pas. Pas le temps de monter qu'elle l'a déjà bu.
Bir şeyler yukarı çıktığında başkaları aşağıya inmeliler ve üstelik aksine
Quand tout va bien Ça ne peut pas durer La roue tourne sans arrêt
Adına girdap havuzu diyorlar. Vagonlar büyük bir hızla sürekli dönüyor, dönüyor, dönüyor ve bir aşağı bir yukarı inip kalkıyor.
Un combiné du tourbillon et du sous-marin
Beş kez yukarı çıkıp, aşağı iniyorum, iki kez bu sabah ve üç kez de bu öğleden sonra.
Cinq fois que j'me farcis les escaliers deux fois ce matin, trois fois cet après-midi.
Hava kararmadan hemen önce sargasso otlarıyla çevrili büyük bir adayı geçerlerken sanki okyanus sarı bir battaniyenin altında bir şeyle sevişiyormuş gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken küçük oltasına bir yunus takılmış ve onu kayığına çekmişti.
Avant la nuit, en traversant la grande île des sargasses qui se balançaient dans l'eau claire comme si l'océan faisait l'amour sous une couverture jaune, il prit un dauphin à la ligne et il le tira dans la yole.
Çantada keklik. Aşağı ve yukarı bakıyorum.
C'est facile Je regarde en haut, puis en bas
Bira ne kadar gerçek olabilir yukarı-aşağı yukarı-aşağı ben hep yukarıya gideceğim ve hiç kimse beni aşağı çekemeyecek!
Une cannette de bière? Des hauts et des bas. Constamment des hauts et des bas.
Bu aşağı yukarı aya ve birkaç yörüngeye gidip dönme süresine denk.
Soit un aller-retour sur la lune et quelques orbites.
Peki, Size anlattığım gibi ben Fort Linton'daydım Ben evin yukarısındaydım, ve aşağıya indim.
Eh bien, comme je vous l'ai dit à Fort Linton, j'étais à l'étage quand il est rentré en courant.
Ve yukarıya ve aşağıya hareket edersem bu üç boyut eder.
Quand je monte ou je descends... c'est la troisième.
Aşağı yukarı öyle. İnsanın hayatını tastamam yaşayabileceği bir yer ve zaman.
Vivre dans un lieu où on peut profiter de la vie.
Gece boyunca kat yukarı ve kat aşağı yürürdüm hep.
- Tu penses comme moi? - Oui.
- Nasıl çalışır? - Asansör sistemi gibi Doktor. Bizi aşağı indirir ve yukarı çıkarır.
- Un ascenseur qui nous permet de monter et descendre.
Selam sana, Kleopatra, Horus ve Ra'nın akrabası ayın ve güneşin sevgilisi, İsis'in kızı ve Aşağı ve Yukarı Mısır'ın Kraliçesi.
Gloire à Cléopâtre, fille d'Horus et de Râ... bien-aimée des astres, fille d'Isis... reine de la Haute et Basse Egypte.
Orada aşağı ve yukarı hareket ediyor.
Oh, ce n'est pas bon. Ça va par là, puis ça remonte.
Öndeki adamın elleri kızın göğsündeydi, ve kız bacaklarını yukarı aşağı sallayıp duruyordu, çünkü arkadaki adam kızı gıdıklamaya çalışıyorken, adam da kahkahalar atmaya devam ediyordu!
L'homme devant elle avait les mains sur sa poitrine, et elle se débattait car l'homme derrière elle essayait de la chatouiller tout en riant aux éclats.
"Her sabah onu merdivenlerden aşağı indirdim ve akşamları tekrar yukarı çıkardım."
" Je dus la descendre le matin, la remonter le soir.
Aşağı ve yukarı, Dr. Mark, bana söylemedin!
Tu ne m'as rien dit.
Pete ve ben aşağı yukarı bir yıldır evliyiz.
Pete et moi sommes mariés depuis un an.
Bir birliği önce aşağıya sonra yana ve yukarıya götüreceğim.
J'aurai donc à descendre, à bifurquer et à remonter?
Ve aşağı yukarı İngiltere'nin ona öğrettiği fikirler adına tekrar isyan ettiği zaman İngiltere onu yok etmeye karar verdi.
Et lorsqu'il se rebelle à nouveau, plus ou moins au nom des idéaux que l'Angleterre lui a appris, l'Angleterre décide de l'éliminer.
Ve düşündüm ki eğer iki üç iyi adam bulursam,... içeri girer ve paraları alabilirim. Meksika'ya doğru aşağı ya da Kanada'ya doğru yukarı kaçabiliriz.
Si je peux trouver deux ou trois gars, on la dévalise et on file au Mexique ou au Canada.
"Efendim" aşağı "efendim" yukarı, ve ona "teşekkür ederim" buna "teşekkür ederim".
Irréprochables. "Merci" par ci, "merci" par là...
Bakın kişisel ayrıntılardan sonra, sağdan sola yukarıdan aşağıya ve ortadaki her şeyi inceleyeceğiz.
Écoutez... Après les renseignements personnels, inspectez de chaque côté, et fouillez la maison de fond en comble.
Aman Tanrım, Seni yukarıda ve aşağıda aradık.
Bon sang, on vous a cherché partout.
Caddenin üstü ve altı. Yukarısı aşağısı. Küçük çocuklar, bebek arabaları, emekleyen çocuklar.
Dans la rue, il y a plein de gosses, de landaus, partout.
Yemek asansörüyle. Yukarıda, mutfakta tuhaf bir müzik duydum ve onu aşağıya dek tâkip ettim.
J'ai entendu une musique étrange dans la cuisine et je l'ai suivie jusqu'ici.
Parfümünü koklamak, kalp atışını duymak yumuşak, kıvrımlı göğüslerini yanağında hissetmek ve yukarı baktığı zaman, onun bakışıyla karşılaşmak ve sonra gözlerini kapatıp onun sıcak, derin bakışını hissedecekti ve narin, şehvetli gülüşünü ve sonra kadın saçlarını hafifçe okşayacaktı, aşağıya doğru aşağıya doğru...
"humer son parfum, entendre battre son coeur, " sentir ses doux seins galbés " contre sa joue.
Bir kiloluk sulu, sert ve sıkışmış karın 14 kat yukarıdan düşmesi aşağıdaki adama nasıl bir etki yapar biliyor musun sen?
Tu as une idée de l'impact... d'un bloc d'un kilo de neige tassée tombée du 14ème étage?
'Küçük damlalar şeklinde aşağıda ve yukarıdaydı.'
Vers le haut et le bas comme un rideau de petites perles claires
Geceleri uyuyamaz ve dairesinde bir aşağı bir yukarı dolanır, mobilyaların yerini değiştirir.
Elle n'arrive pas à dormir, alors elle fait les 100 pas chez elle, elle déplace les meubles.
Bir, iki, üç aşağı, dört yukarı ve aç.
Un, deux et trois, quatre et ouvrez.
- 15, aşağı ve yukarı.
La 15ème depuis le bas.
Yukarısı ve aşağısı.
En haut et en bas.
Sol-sağ ve ileri-geri hareket var. Yukarı-aşağı da ve diğer boyutlar da ve bunlar üç boyutumuzla doğru açılara gelebiliyor.
On peut aller de gauche à droite, d'avant en arrière, de haut en bas... mais il y a d'autres directions... qui sont perpendiculaires à ces trois dimensions à la fois.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]