Zaten geç kaldık traduction Français
78 traduction parallèle
Zaten geç kaldık.
On est en retard.
- Zaten geç kaldık bile. - Hazır mısınız?
- On l'est déjà.
- Hayır, böyle iyi. Zaten geç kaldık, değil mi, Nicole?
Nous sommes déjà en retard.
Zaten geç kaldık.
- Nous sommes déjà en retard.
Gidelim zaten geç kaldık.
Salut.
- Imelda. Zaten geç kaldık.
Allez Imelda!
Zaten geç kaldık. 10 dakika sonra arkandan gelirim.
J'arriverai dix minutes après toi.
Bizi limana kadar götürebilir misiniz, zaten geç kaldık.
Pouvez vous s'il vous plait nous emmener à l'embarcadère, nous sommes en retard.
- Yürü hadi, zaten geç kaldık.
- Allez, on est en retard.
Haydi, zaten geç kaldık.
Allons-y.
Numara 19. Zaten geç kaldık, acaba biraz...
Je sais, nous sommes en retard, mais exceptionnellement pouvez-vous...
Bırak onu, zaten geç kaldık.
Laisse tomber. Nous sommes déjà en retard.
Hayır, John, zaten geç kaldık.
Non, John. On est déjà en retard.
Tatlım, zaten geç kaldık. Lucy'nin üstü de kiliseye uygun değil.
Mais ma puce, on est déjà en retard, et Lucy n'est pas habillée pour l'église, en plus.
Moss, zaten geç kaldık.
Moss, on est déjà en retard.
Zaten geç kaldık.Şimdi...
On est déjà en retard. J'ai...
Zaten geç kaldık.
On sèche de toute façon.
Evet, zaten geç kaldık. Birisi seni otel odandan arıyor.
On a trouvé des lettres de menaces.
Jo, zaten geç kaldık.
On est déjà en retard.
Devam edelim. Zaten geç kaldık.
On ferait mieux d'y aller, on est déjà bien en retard.
Collette ile buluşmamıza zaten geç kaldık.
On doit aller voir Collette.
Zaten geç kaldık?
On a déjà du retard!
Tom, zaten geç kaldık.
On est en retard. Sois un homme.
Zaten geç kaldım. Aile meseleniz yüzünden pazar yemeğimi daha çok geciktiremem. Çıkın dışarı.
Je ne raterai pas mon repas du dimanche pour une dispute de famille.
- Zaten çok geç kaldık.
- Non, nous sommes en retard!
Gidelim, geç kaldık zaten.
Allez, Zeca. Il est déjà tard.
Lütfen herkes trene dönsün. Zaten geç kaldık.
Venez, messieurs-dames, on est déjà en retard.
Zaten kavga etmek için hep bahane arar. Ben de geç kaldım. Ne şanssızlık...
Je vais encore lui donner de bonnes raisons pour me disputer.
- Fazlasıyla geç kaldık zaten.
On va être en retard.
Bu gece tiyatroya gidiyoruz bay Fenner, zaten biraz geç kaldık.
Nous allons au théâtre. Nous sommes en retard.
Zaten geç kaldık.
Dégage.
Zaten bir saat geç kaldık.
- On a une heure de retard.
Kıçını kaldıracak mısın? Geç kaldın zaten.
Affole-toi, t'es en retard!
- Hadi, geç kaldık! - Her zaman, geç kalıyoruz zaten, seni fahişe.
On est en retard!
Zaten çok geç kaldık!
Pousse-toi, sinon on va y passer la nuit.
Zaten geç kaldık.
On est déjà en retard.
Geç kaldık zaten.
On est en retard.
Zaten geç kaldık. - Kimin umurunda?
- On est déjà en retard.
- Geç kaldık zaten.
- On est très en retard.
Ne kadar güzel olduğunu kimse göremezse ne işe yarar? Geç kaldık zaten.
Personne ne le verra si tu tardes encore
Şimdiden geç kaldık zaten.
On est déjà en retard.
Geç kaldık zaten.
S'il te plaî t, on est déjà en retard.
Hemen çek gitsin, zaten şimdiden geç kaldık.
Putain on est en retard. On la tourne direct.
Geç kaldık zaten.
On va être en retard.
Haydi ama, dostum. Zaten düğüne geç kaldık.
On est en retard pour le mariage.
Geç kaldık zaten! - Hadi değişelim.
- On est déjà en retard.
Yola çıkmak için zaten çok geç kaldık.
On part déjà trop tard, bordel.
Açılış konuşmasını kaçırırız. Zaten iyice geç kaldık.
On est en retard pour la présentation.
- Topuğum kırıldı, zaten geç de kaldım kızlarla içecektik gitmesem de olur.
J'ai cassé mon talon. Je suis déjà en retard, c'est juste un pot.
Hayır geç kaldık zaten.
Non, on est déjà en retard!
Zaten gerisindeyiz çünkü geç kaldık.
Nous sommes déjà en retard à cause de votre retard.