Çıldıracağım traduction Français
190 traduction parallèle
Eğer burada kalırsam, kesinlikle çıldıracağım.
- Si je reste, je deviendrai fou - Hourra, hourra, hourra
Çıldıracağım.
Je vais devenir fou.
Ne zaman çıldıracağımız belli olmaz.
La folie nous guette tous.
Söylemezsen çıldıracağım.
Ce silence me rendra folle!
Bu savaş yakında bitmezse, çıldıracağım.
Cette guerre me rendra cinglé.
Şimdi çıldıracağım.
Je suis étonnée.
Şimdi çıldıracağım.
Je vais devenir dingue.
Çıldıracağımı sandım.
Je croyais devenir folle
Çıldıracağım.
Je deviens fou.
Ama zorlardı, öyle zorlardı ki çıldıracağım sanırdım.
Il insistait, avec obsession...
Çıldıracağım.
- Même pour un homme expérimenté...
Delireceğim çıldıracağım!
Je deviens fou, maman! Tu entends...
Yakında biraz daha bulmazsam çıldıracağım.
Si je n'en prends pas tout de suite, je vais devenir fou.
Birazdan seni yakalayacağım. Çıldıracağım.
Je vais t'avoir dans une seconde!
Çıldıracağım. Lütfen çıldırma.
Et devenir fou!
Çıldıracağım!
Je deviens fou!
Sıcak bir suyun içine girmezsem çıldıracağım.
Sans un bain chaud, je vais devenir folle.
Çıldıracağım.
Je deviens folle.
Çıldıracağım.
Je perds la tête.
Çıldıracağım!
Je crois que je deviens fou.
Telefon her çaldığında, çıldıracağım zannediyorum.
Dès que le téléphone sonne, j'ai l'impression de devenir dingue.
Bunu düşünmekten çıldıracağım.
Ça me rend folle.
Devam ederse çıldıracağım. Sizi Bayan Farintosh'dan işittim.
Monsieur je ne peux plus supporter cette tension, je vais devenir folle si ça continue!
Okula gitmeliyim, anne. Yoksa burada oturmaktan çıldıracağım.
Si je vais pas à l'école, je vais devenir folle.
Eğer bu işi halledemezsem, gerçekten çıldıracağım.
Si je garde ça pour moi, je vais vraiment devenir fou.
Hemen toz ol, yoksa şimdi çıldıracağım!
Rembarque ta queue, sinon, j'explose!
Sakinleşemiyor ve uyuyamıyorum... Onu bulana dek aramayı sürdürebilirim sadece. Yoksa çıldıracağım sanki onu ben öldürmüşüm gibi.
Je ne peux ni rester tranquille, ni dormir, je ne peux que le chercher jusqu'à ce que je le trouve, sinon, je deviens folle, c'est comme si je le tuais.
Eğer bu paraları üzerimden çıkaramazsam çıldıracağım.
Je vais craquer. Les billets me grattent.
Çıldıracağımı sanıyordum.
J'ai cru que j'étais en train de péter les plombs.
Sanırım çıldıracağım.
Je suis complètement folle de toi.
Burada yaşamaktan çıldıracağım.
Je deviens fou ici.
Bazen çıldıracağımı sanıyorum.
J'ai l'impression de devenir folle parfois!
Jerry, bu şeyleri giyerken çıldıracağım.
Ce truc va me rendre dingue!
Çıldıracağım!
- Que fais-tu? Je deviens fou!
- Birşeyler yapmalıyım, yoksa çıldıracağım.
- Sinon, je vais devenir fou.
15 dk. sonra çıldıracağım ve duymam gerekmeyecek.
Dans 15 minutes, je n'aurai plus à t'entendre.
Hayır, burada çıldıracağım.
- Je tourne en bourrique ici.
Gölde çıldıracağım " dedi.
"Je deviens fou, au lac."
Ve o da, "Ama ben gölde çıldıracağım" dedi. Ben de evet, ama burası o tip bir yer değil dedim.
II dit : "Je deviens fou, au lac." Je dis : "T'as pas frappé à la bonne porte."
Evet. "O adam öldü ve yaşlı olduğu için değil" dedi, ve sonra "Tanrım, o gölde çıldıracağım" diye ekledi.
- Ça, c'est sûr! - Il dit : "ll est mort et pas de vieillesse!" Puis il dit :
Polise haber verelim, yoksa çıldıracağım.
Allons voir la police, je deviens folle.
Sonra çıldıracağım. Şimdilik sağ kalmaya çalışıyorum.
Pour le moment, j'essaie de pas nous tuer.
Çıldıracağım.
Je déteste ça.
Hayır, dostum.Burda çıldıracağım, adamım Ne kadardır buradayım?
Non, mec. Je deviens dingue. J'ai passé combien de temps ici?
— Gidip çıldıracağım.
- Je vais m'amuser.
Burada çıldıracağım. Burada çıldıracak gibiyim.
Je crois que je vais devenir folle ici.
Ya çıldıracağım ya da yada üzüleceğim.
Ou contrariée que...
Bir şey yapmazsam, burada oturmaktan çıldıracağım.
Vous étiez en Allemagne? Non.
Bir şeyler yapmak zorundayım yoksa çıldıracağım.
Vous gardez un oeil sur le commandant?
Çıldıracağım!
J'irai fou Allons-y.
Çıldıracağım.
Je vais devenir folle.