Şaşırma traduction Français
315 traduction parallèle
Birkaç dakika sonra alışılmadık bir hayvan görürsen sakın şaşırma.
Ne sois pas étonné de voir un drôle d'animal.
- Hiç şaşırma. Yaşayanlara merhamet duymazken, ölülere nasıl merhamet duyabiliriz?
Comment pourrions-nous avoir pitié des morts, nous n'avons même pas pitié des vivants!
Anne, sakın şaşırma.
Maman, il ne faut pas t'offusquer.
O sahtekar Red yarın benim işimi alırsa şaşırma.
Je serais pas surpris que Red Kennedy prenne bientôt ma place.
Şaşırma. " Şehrimizin ileri gelenlerinden Bay Benjamin Hubbard bu akşam Chicago'dan Bay Marshall'la şehrimize pamuk fabrikası kurulması konusunu görüşecek.
Pas etonnant. " Notre premier citoyen, M. Benjamin Hubbard... s'entretiendra ce soir avec M. William Marshall de Chicago... au sujet de la construction d'une filature de coton.
Sana birkaç dakika içinde ufak bir sürprizim var, ama çok şaşırma.
J'ai une petite surprise pour vous dans un moment alors ne soyez pas surprise.
- Şayet çıkmazsam sakın şaşırma.
- Et si je me défile?
Öyle şaşırma, göle düşen ben değildim, sadece...
Ne fais pas cette tête! Pour le lac, c'était...
Bunu söylemek istemezdim ama eğer beni buralarda bir daha göremezsen, hiç şaşırma tamam mı?
Tu n'es pas le genre que j'aime blesser. Mais si tu ne me vois plus pendant un certain temps, ne sois pas surpris.
Olabilecekler karşısında hiç şaşırma.
Ne t'étonne pas de ce que je vais faire.
O kadar da şaşırma.
Ce sont de jeunes mariés, mesdames!
Hiç şaşırma. Daima iş öncesi biraz gergin olurum. Yapım böyle.
Je suis toujours nerveux avant un coup.
Sherry. Döndüğünde evde olmazsam şaşırma.
Ne sois pas surpris si je ne suis plus là quand tu rentreras.
Şaşırma.
Pas étonnant!
Bugün ondan bir şeyler duyarsan şaşırma.
Vous aurez de ses nouvelles avant ce soir.
Bu kadar şaşırma.
Ne prenez pas cet air choqué.
Başka birini bulursa şaşırma sakın.
Ne vous étonnez pas si elle en trouve un autre.
Bu kadar şaşırma.
Ne sois pas trop surpris.
Sevmediğin şeyleri yaparsam şaşırma.
Ne t'énerve pas si mes actes te déplaisent.
O kadar şaşırma.
Ne sois pas si surpris.
"ve bir kadına bakıp yolunu şaşırma."
"Et ne vous laissez pas séduire par l'apparence d'une femme."
Çocukları alıp buradan gidersem hiç şaşırma.
Ne t'étonne pas si je pars en emmenant les enfants.
Seni bir daha göremezlerse şaşırma.
- Cela ne m'étonne pas.
O kadar şaşırma.
Ça ne devrait pas vous surprendre.
- Bu doğru. Bu kadar şaşırma.
Ca te sidère?
Beraberinde sonsuz bir mutluluk getirdiyse, sakın şaşırma.
Ne t'étonne donc pas si une joie continue et infinie accompagne l'angoisse.
Lütfen şaşırma.
"Ne soyez pas surpris."
Önümüzdeki hafta bu konuda bir şeyler duyarsan şaşırma.
Tu devrais avoir des nouvelles la semaine prochaine.
Şaşırma.
Ne vous alarmez pas.
- Buna çok da şaşırma.
- Ne prenez pas cet air atterré.
Şaşırma.
Ne sois pas étonné.
Bir gün sokakta beni, sana olan aşkımı haykırırken görürsen, sakın şaşırma.
Ne vous étonnez pas si vous me rencontrez dans la rue... proclamant mon amour pOur vOus.
Sakın azma ve şaşırma
Pas la peine de t'énerver!
Bu tip bir araştırma yapıyorsanız Howard'ın CIA'le çalıştığına şaşırmamanız gerekir.
Si vous faites ce type d'enquête, vous n'êtes pas surpris qu'il ait appartenu à la CIA.
- Harçlğından kesersem hiç şaşırma!
- Et 4 semaines sans argent de poche!
Şaşırma!
N'en sois pas étonné.
Ama bu şaşırma, Ford'un, adı kötüye çıkmış yarı kuzeni, Zaphod Beeblebrox ve Arthur'un daha önce Islington'da bir partide tanıştığı hoş astrofizikçi Trillian tarafından kurtarılmaları sebebiyle düştükleri şaşkınlık karşısında hiçbir şeydi.
Mais tous ceci n'est rien lorsque à son immense surprise il fut sauvé d'une mort certaine par un vaisseau volé, piloté par le demi-cousin de Ford, le fameux Zappy Bibbicy et Trillian, une fort jolie astrophysicienne,
Ayaklarının altında, o çatlak bir anda oluştuğunda sakın şaşırma!
Ne t'étonne pas quand une fente dans la glace Apparaîtra sous tes pieds
Şaşırma.
Ce n'est pas étonnant.
Tanrım, şaşırma.
Mon Dieu, ce n'est pas étonnant.
Bu arada yakında küçük bir ikramiye alırsan şaşırma.
Au fait... t'étonne pas si tu reçois un petit extra bientôt.
- Gel de şaşırma! - Bizim millet demir gibi.
Notre personnel est d'une trempe!
Hedefini şaşırma.
Et essaie de ne pas te tromper de gars.
Şapa oturursan hiç şaşırma.
Tu en prendras plein ton petit cul.
Adamı sıkıştırma şaşırdım.
Votre intérêt pour lui m'étonne.
Ancak, bir mühendis, bir patlayıcı uzmanı gemiye çıkıp bütün batırma düzeneklerini etkisiz hale getirirse kaptan batırmaya gittiğinde oldukça şaşırmış bir kaptan olacaktır.
Mais si un ingénieur, un expert en démolition, monte à bord et désarme toutes les charges, quand le capitaine voudra torpiller il sera très surpris.
Hiç uyku uyuyamayan birinin uyandırma servisini araması... sizi şaşırttı mı Bay Dobbs?
Quelqu'un qui n'arrive pas à dormir et qui demande un réveil téléphonique, ça vous surprend, M. Dobbs?
Tüm kapaklar ve havalandırma güvenli.
Sas et évents fermés.
Dr. F. Frankenstein Yaratığı sunar. " " Yeniden canlandırma çalışmalarında şaşırtıcı gelişmeler. "
DANS UNE NOUVELLE EXPÉRIENCE DE reanimation ÉTONNANTE
12 numaralı havalandırma fanı, şaft 17B.
Valve d'arrivée d'air, numéro 12. Sas 17 B.
Akademi'deyken bunda çok iyiydim, bu yüzden bana yönümü şaşırttırma.
J'étais bon pour ça à l'Académie, alors ne me déconcentre pas.
şaşırmadım 144
şaşırdım 114
şaşırtıcı 184
şaşırt beni 22
şaşırdın mı 129
şaşırtıcı değil mi 16
şaşırdınız mı 32
şaşırmış görünüyorsun 21
şaşırdım 114
şaşırtıcı 184
şaşırt beni 22
şaşırdın mı 129
şaşırtıcı değil mi 16
şaşırdınız mı 32
şaşırmış görünüyorsun 21