Şeref sözü traduction Français
93 traduction parallèle
- Size şeref sözü veriyorum.
- Je vous en donne ma parole d'honneur.
Jekyll, unutma şeref sözü verdin.
J'ai votre parole d'honneur.
Ama inanıyorum ki şeref sözü senin için bir anlam taşımaktadır.
Mais je pense que l'honneur signifie quelque chose pour vous.
Şeref sözü mü?
Parole d'honneur?
Ona sırrımı açtım, o da bana şeref sözü verdi.
Je lui ai confié mon secret et il m'a donné sa parole.
Şeref sözü.
Parole d'honneur.
Koğuşta yönetmelikçe yasaklanmış hiçbir şey bulunmadığına dair bana şeref sözü verin.
Donnez-moi votre parole d'honneur... Que vous n'avez rien dans la chambre... Contre le règlement.
Şeref sözü veriyorum.
je vous donne ma parole d'honneur... Merci!
Şeref sözü vermiş durumdayım.
J'ai donne ma parole d'honneur.
Ama şeref sözü vereceksin. Tek bir el dahi oynamak yok.
Mais promettez-moi que vous ne jouerai plus.
Bu arada, Şeref sözü veriyorum :
En attendant, je te donne ma parole d'honneur :
Özgürlüğünüzü verecek olursam, bu gemiyi Marsilya'ya götürmek için şeref sözü veriyor musunuz?
Vous serez libre si vous me donnez votre parole - de faire route sur Marseille.
Ellen şeref sözü verdi.
Ellen me l'a promis.
- Şeref sözü. Tamam dostlarım. Ben onlarla anlaşma yaparken burada kalın, ve gözlerinizi dört açın.
Restez là pendant que je parlemente, et gardez les yeux bien ouverts.
Bak teğmeni sana şeref sözü veriyorum ki...
Écoutez, inspecteur, je vous donne ma parole, je...
- Bu bir şeref sözü mü?
Parole d'honneur?
- Bu bir şeref sözü.
Parole d'honneur.
Şeref sözü.
Parole de scout.
Tekrarlanmayacağına dair sizden şeref sözü istiyorum.
Je veux que vous me promettiez que cela ne se reproduira plus.
Kaçmaya çalışmayacağım diye sana şeref sözü vereceğimi mi sanıyorsun?
Vous ne me croiriez pas si je promettais de ne pas m'enfuir?
Arabanın arkasına geçmeme izin versen, bu davranışım için, tahmin ederim ki benden şeref sözü istemezsin.
Et tu ne me croiras pas sur parole si je promets d'être réglo dans le chariot.
Şeref sözü.
Tu as ma parole.
Şeref sözü veriyorum.
Vous voulez ma parole?
Şeref sözü mü?
J'ai votre parole?
Bu iki samuray arasında verilen bir şeref sözü olacak.
C'est une promesse faite entre samouraïs.
Peki ya, iki samuray arasında verilen şeref sözü...
Mais c'était entre samouraïs!
- Şeref sözü. Ve beni bir daha öpemeyebilirsin.
Si je mens, tu ne m'embrasseras plus jamais.
- Az önce kocasına şeref sözü vermedin mi?
- T'avais pas donné ta parole?
Mezeray deli olabilir ama ona şeref sözü ve lejyoner imzası verdim. Dinleyin...
Mezeray est un anormal mais il a ma parole de gentilhomme et ma signature de légionnaire écoutez...
Size şeref sözü veriyorum.
Vous avez ma parole d'honneur.
Şeref sözü verdim ve tehdit edilmeyecek!
J'ai donné ma parole. On n'y touche pas.
Giysilerini veririm ama önce Gauche'u hemen öldürmeyeceğine dair şeref sözü ver.
Je te donne tes vêtements, mais d'abord Je veux ta parole d'honneur que vous ne tuerez pas Gauche à bout portant.
Sana şeref sözü verebilirim. Unutma, Ben aynı zamanda Çinliyim.
Je te le garantis, sur mon honneur.
- Şeref sözü vermeni istiyorum.
- Je veux votre parole d'honneur.
Hayır, hayır, şeref sözü, kendin dene, işte elimi tut.
- Nein! Je fous assure. On fa essayer.
Onu bizzat geri getireceğim, şeref sözü.
Prete ta planche. Je te la rapporterai, parole.
Bir Teksaslının şeref sözü. Kimse bilmiyor.
Je vous jure sur mon honneur que personne ne sait.
Şeref sözü.
Je t'en donne ma parole.
Şeref sözü demiştin!
"Tu as ma parole", hein?
Onu rahat bırakacaklarına dair şeref sözü vermedikleri sürece onlara hiçbir şey vermeyeceğim.
Je ne leur donnerai rien tant qu'ils n'auront pas juré de la laisser tranquille.
İki asker arasında, şeref sözü...
Entre soldats, vous avez ma parole...
Baban sana şeref sözü veriyor. - Sana söz veriyorum, onu...
C'est ton père qui te Le dis
Size şeref sözü veriyorum, onlara en ufak bir zarar gelmeyecek. Onlara zarar zaten verildi. En uygun tazminat için görüşmelere başlayalım.
On dirait presque que le fonctionnement de la foreuse laser obéit à une volonté indépendante de sa console de contrôle.
Şeref sözü veriyorum
Je te donne ma parole d'honneur!
- Size şeref sözü veriyorum.
- Je vous donne ma parole d'honneur.
Şeref sözü verir misiniz?
Donnez-moi votre parole.
Şeref sözü veriyorum.
Ma parole d'honneur.
Dürüst ve samimi olarak size seref sözü veririm ki... verebilecegim tüm para 10.000 dolar.
Sincèrement, sur mon honneur, je ne dispose que de 10 000.
Bir centilmen olarak şeref sözü veriyor musun?
Sur ton honneur de gentleman :
Şeref sözü.
Sur mon honneur.
Erkek için verdiği sözü tutmak şeref meselesidir.
Quand on a prêté serment, on est tenu par l'honneur.
sözüm söz 31
sözünü geri al 31
sözümü kesme 39
sözüme güven 22
sözünü unutma 16
sözümü geri alıyorum 23
sözümü dinle 27
sözümü tuttum 20
şerefe 1217
şerefsiz 114
sözünü geri al 31
sözümü kesme 39
sözüme güven 22
sözünü unutma 16
sözümü geri alıyorum 23
sözümü dinle 27
sözümü tuttum 20
şerefe 1217
şerefsiz 114