Şüphesiz ki traduction Français
358 traduction parallèle
Hiç şüphesiz ki tüm bu parmakları kesmek zorundayız yoksa tüm eliniz ya da daha kötüsü olabilir.
Il va falloir amputer ces doigts ou sinon ce sera toute la main...... ou même pire.
Şüphesiz ki... yarın yağmur yağacak.
Je parie... qu'il pleuvra demain.
Kimono içinde bakımsız ve pasaklı bir sarışın şüphesiz ki yatışta bir meslek sahibi bayan.
Une souillon en kimono, dont la profession saute aux yeux...
Şüphesiz ki, para hakkında konuşmak, duygusal bir kişiyi incitecektir.
Parler d'argent doit paraître odieux à une personne de votre sensibilité.
Şüphesiz ki isminizi de değiştirmek isteyeceksinizdir. Bunların hepsi sizin için tam bir gizlilik içinde ayarlanacaktır.
Si vous souhaitez changer de nom, nous ferons les démarches en toute discrétion.
Şüphesiz ki bunu imkansız kılacak gücüm var.
J'ai le pouvoir de le rendre impossible.
Şüphesiz ki, birisi size kasıtlı olarak hakkımızda... tamamen yanlış şeyler anlatmış.
Quelqu'un vous a donné, délibérément sans doute, une fausse opinion de ce que nous sommes :
Ayrıca tüm bu olanların bir yanlışlık olması. Şüphesiz ki 500 dolara bileklik falan almadım.
Je n'ai jamais acheté de bracelet à 500 $!
- Büyükbaba, ne demek istiyorsun? - Şüphesiz ki bizimle beraber New York'a döneceğini.
Tu vas rentrer avec nous à New York.
Evet, siz çok ünlüsünüz ve hiç şüphesiz ki size başvuran zor durumdaki biri için yeterince zenginsiniz.
Surtout les grands acteurs. - Eh bien, c'est parfait, j'ai encore des progrès à faire.
Şüphesiz ki Robert'ın kahvaltıya geleceğini söylemiştin!
N'attendions-nous pas Robert?
Şüphesiz ki beyefendi siz hayatımda tanıdığım en arsız kişisiniz.
Vous avez du toupet, monsieur.
Ama şüphesiz ki, O'na en iysini almalısın... çünkü O'nun küçük bilekleri koruma ister.
Il lui faut les meilleurs, pour protéger ses chevilles.
Şüphesiz ki burası dünyadaki en avlak ülke.
Ce pays a la faune la plus riche du monde!
Şüphesiz ki öldürülen yaşlı Jed'in hissesini almak saygısızlık oldu.
Ce vieux Jed aurait pu eviter de se faire descendre.
O sesin bana söylediğinin doğru olduğunu hiç şüphesiz ki biliyordum. Korkunç gerçek.
Je savais avec certitude qu'elle me disait la vérité, une vérité atroce!
Herhangi bir fiziksel yara olmamasına rağmen bireylerin bu tip düşünceleri... şüphesiz ki son derece olağanüstü aykırılıklar olarak değerlendirilmelidir.
Même en l'absence de lésions organiques, les pensées de ces êtres, doivent sans doute être considérées comme des anomalies exceptionnelles.
Garip bir tepki. Şüphesiz ki yakında bir şeyler bekleyebiliriz.
Il va bientôt se passer quelque chose.
Şüphesiz ki bir müşteriyi yaralaman hataydı... ama gerçekten ne hissettiğini anlıyorum.
Bien sûr, tu as eu tort de blesser un client, mais je comprends très bien ce que tu as ressenti.
Vashtar'ın gözlerinin iyi görmemeye başladığını düşünüyorum efendimiz. - Şüphesiz ki, sırrı paylaşmışlardır.
La vue de Vashtar a faibli, il aura voulu s'aider de son fils.
Şüphesiz ki sorunuzun cevabı şu klas çalışmada yatıyor.
La réponse que vous cherchez est dans cet ouvrage.
Ve şüphesiz ki yorucu.
Et fatigant.
Şüphesiz ki, ağzınızın epey sıkı olması lazım. Ve biraz zeka gerektiriyor.
Mais ça exigerait de la discrétion et un peu d'intelligence...
Şüphesiz ki Cennet kazandı.
Le ciel a triomphé, aucun doute possible.
Şüphesiz ki, ilkeler ve benzeri konular hakkında konuşacak. Onu idare edebilirsiniz, size güveniyorum
Il se pourrait qu'il le prenne mal, mais je compte sur vous pour l'apaiser.
Rüşvetler, şüphesiz ki, bu hesaplar arasında dağıtıldı.
Ces documents doivent révéler la répartition de la commission.
Şüphesiz ki.
J'écoute.
Şüphesiz ki ciddi bir şeyi yoktur.
Ça ne doit pas être bien grave.
Ölüm sebebi, şüphesiz ki şiddete maruz kalmış olması.
- de la mort de cette jeune fille?
Şüphesiz ki, kalıyorsunuz.
Bien sûr. Puisque vous êtes là, vous devez rester.
Basini ile ilgili planlarımı faaliyete geçirince şüphesiz ki biraz acıyacağım.
Au début, je serai tenté de plaindre Basini.
Sizi uyarıyorum Binbaşı Chin. Üst subaylarınız Birleşik Devletler'e karşı savaşa girmeye hazır değillerse, şüphesiz ki davranışlarınızı onaylamayacak ve özür dileyeceklerdir.
Je vous avertis, major Chin, si vos supérieurs ne veulent pas la guerre avec les États-Unis, ils devront vous désavouer et faire amende honorable.
Şüphesiz ki, bir şeyler gevşemiş.
il y a un truc qui se déglingue.
Şüphesiz ki kumarda çok şey kaybetti... ve patron onu balçık çukurunda köle gibi çalıştırıyordur.
Il a dû s'endetter et être envoyé à la mine pour rembourser.
Şüphesiz ki tehlikeli derece de zeki bir rakip.
Et sans aucun doute, un adversaire intelligent et dangereux.
Şüphesiz ki göktaşıyla olan çarpışmada.
Manifestement, le météore.
Mösyö Richleau, hiç şüphesiz ki benim tamamen kötü olduğuma inanmanıza neden olmuştur.
Richleau vous a sans doute fait croire que je suis mauvais.
Altı yaralı, hafif. Şüphesiz ki, efendim, böyle olaması bizim için bir şans.
Aucun doute, nous avons eu de la chance que ça marche aussi bien.
Şüphesiz ki cehennemi boylayacağım yüzbaşı, ama sizden önce değil.
J'y vais de pied ferme, mais pas avant vous.
Şüphesiz ki, as her zaman en büyüktür.
Bien sûr, l'as est toujours gagnant.
Şüphesiz ki ben seni doğradığımda sen de birleşeceksin.
Vous vous reconstituerez alors après que j'aie fait de vous de la chair à pâté.
- Şüphesiz ki, Bay Ding.
- Un certain M. Ding.
Şüphesiz ki, şehirlerimizdeki hizmetçi maymunlar arasındaki itaatsizlikten ve küstahlıklarından haberiniz yok.
Alors vous ignorez sûrement tout de la vague de désobéissance, des actes de défiance effectués par les serviteurs simiens des villes.
Şüphesiz ki acımasız iklimin, Fuegianların gelenekleri üzerinde,... etkisi büyüktü, fakat Darwin'e göründüğü kadar vahşileşmemişlerdi.
Aucun doute le climat féroce a eu une influence sur la coutume des Fuegians, mais des photographies du 19ème siecle prouvent qu'ils ne paraissent pas aussi bestiaux qu'ils ont semblé à Darwin.
Bazıları şüphesiz ki aminoasit.
Quelques acides aminés, sans aucun doute.
Şüphesiz ki kaptanınızı düzeneklerimi araması için derhal bilgilendireceksiniz.
Je suis sûr que vous préviendrez le capitaine afin qu'il repère au plus vite les engins explosifs.
Ne oldu ki? Şüphesiz sen iyi bir aktörsün.
Bien sûr, tu es bon acteur.
Şu demek ki : Kutsal üçlünün ilk efendimize şüphesiz inanırız.
c'est-à-dire que je crois sans aucun doute, en Dieu le Père première personne de la Sainte Trinité.
Ben de demiştim ki "şüphesiz". Böylece bana göstermeye başlamıştı.
Alors j'ai dit : "Bien sûr", et elle a commencé à me montrer.
Şüphesiz bu gösteriyor ki sizin ülkeniz ile benimkinin işbirliği yapması çok akıllıcaydı.
Et ceci montre, sans aucun doute, l'avantage d'une coopération entre votre pays et le mien.
Şüphesiz farkındasınız ki bu ünlü bir Thorndyke spesiyalidir.
Vous savez sans doute qu'il s'agit de la Thorndyke Special?