English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ 3 ] / 30 gibi

30 gibi traduction Portugais

755 traduction parallèle
Saat 3 : 00, 3 : 30 gibi uygun mu?
Talvez pelas 1 5 h., 1 5 : 30h.?
Bay Neff, neden yarın akşam 8 : 30 gibi uğramıyorsunuz?
Senhor Neff, por que não vem amanhã por volta das oito e meia?
Hoşça kal. 8 : 30 gibi.
Adeus. Às 20 : 30hs.
Araç, saat 4 : 30 gibi önünde duracak.
A carrinha pára-lhe ao pé às 4 : 30.
Araç telefonundan 10 : 30 gibi ona ulaşmaya çalıştım ama o cevap vermedi.
Tentei falar com ele, pelo rádio do carro, por volta das 22h30, mas não respondeu.
Seni ayinden çıkar çıkmaz 11, 11 : 30 gibi ararım.
Está bem. Ligo-lhe por volta das 11 : 00h... assim que eu voltar da missa.
Sanırım 5 : 30 gibi.
Por volta das 17h30, julgo.
Siz 11 : 30 gibi gazete bayinin orda olun.
Vocês, às onze e meia estão prontos atrás do quiosque.
Otobüs de öğlen 12 : 00-12 : 30 gibi kalkar zaten.
O autocarro sai ao meio dia ou isso, não sei bem.
Adamlar sabah 8 : 30 gibi gelip, akşam 5 : 30 gibi gidiyorlar.
3O e saem às 17 : 3O.
- 9 : 30 gibi.
Por volta das 21 h30m.
Cuma akşamı, 18.30 gibi gel.
Venha sexta-feira às 18 : 30. Whyke. "
Oh. Pekala, Tindle 18.30 gibi geldi ve bir buçuk saat kadar sonra ayrıldı.
Ele chegou às 18 : 30 e partiu uma hora e meia depois.
5 : 30 gibi beni ele vermeye çalışıp çalışmadığınızı bileceğim.
- Às 5 : 30 saberei se me tentaste enganar.
Sonuçta 3 yıldır denedim 30 gibi geldi
Depois de tudo o que fiz Em três anos Pareceram trinta
30 gibi hissettirdi
Pareceram trinta
30 gibi geldi
Mas parecem trinta
Seni, belediye meclis üyesi Jean La Cour seni ve hepinizi uyarıyorum eğer 1930'larda ölüleri gömecek adam bulunamadığı zamanlardaki gibi.. ... yine bir "sarı humma" vakası yaşarsak içine demiryolu yapacak kasaba da olmayacak.
Mas estou a avisá-lo, e você, Jean La Cour membro do Município, e todos vocês se tivermos outro surto de febre amarela, como nos anos 30 quando os vivos não chegavam para enterrar os mortos não haverá cidade aonde levar o caminho-de-ferro.
Kim bilir, beklide 30'lu yıllardaki gibi bir salgınla karşı karşıyayız.
Quem sabe? Podemos passar por um período como os anos 30.
30'lardaki gibi.
- Como nos anos 30.
Her müşterimize yaptığımız gibi sigortayı 30 gün uzatmıştık ama maalesef daha fazla uzatamıyoruz.
Lamentaríamos que não se renovassem as apólices. Concedemo-lhes trinta dias de prorrogação, como de costume.
Söz verdiğim gibi 12 : 30'da, hastane kapısında buluştuk bu sabah 12 : 30'da.
Encontrei-me com ele, à porta do hospital, às 12.30, como lhe prometera. Às 12.30 desta manhã.
Her zamanki gibi 3 : 30'da kapattık.
Não, Sr. Rankin.
Arizona'ya geldiğimden beri 30 kilo almışım gibi görünüyor.
Pesar as rações de carne do goverso. Parece que aumentei 20 quilos desde que vim para o Arizona.
Saat dört buçuk gibi geri dönmüştüm...
Voltei por volta das 4 : 30.
Saat dört buçuk gibi geri dönmüştüm... Kocamın çalışma odasına girdim.
Voltei por volta das 4 : 30 e entrei no gabinete do meu marido.
Mesela 6 : 30 gibi?
Às 6 : 30?
Biraz can sıkıcı, fakat... Demek istediğim,... son 30 yıldır mumya gibi... çalışmamın sebebi...
É tão complicado, mas... digamos que, a razão... pela qual eu trabalhei como uma múmia... nestes últimos 30 anos...
Eğer bu tüfekler Albay Sharpe'ın umduğu gibi çıkarsa Çok güçlü ateş gücümüz olacak.
Estas espingardas representam a força de 30 homens.
Bu sabah, her zamanki gibi, 8 : 30'da geldim.
Esta manhã, cheguei, como de costume, às 8h30.
Bence bu kız hala bir bebek, diğer 30 milyon kız gibi
Para mim continua a ser uma brasa como mais 30 milhões.
Yıllık altı metrelik yat yarışlarının arifesinde..... 30 yıldır yaptıkları gibi, bu yıl da... Larrabee'ler bir parti veriyorlardı.
Estava-se na véspera da regata anual dos iates de seis metros, e, como era tradição há já 30 anos, os Larrabee davam uma festa.
3 : 30'da gelip 4 gibi ayrılsam uygun mu?
E se eu chegar aí por volta das 15h30 e sair às 16 horas?
Son 30 yılda bunun gibi önemli günlerde onsuz olmadım
Há 30 anos que sempre a uso em ocasiões como esta.
- On, on buçuk gibi.
Por volta das 10, 10 : 30.
Estetik ol. 50'li yaslar artik 30 yaslar gibi, göt herif.
Faz uma plástica. Os 60 são os novos 30.
4 : 30 or 5 : 00 gibi olsa nasıl olur?
Que tal entre 4 : 30 ou 5 : 00?
Oniki, yarım gibi.
- Por volta das 12 ou as 12.30.
Anne, her zamanki gibi 8.30'da kızını kreşe götürdü, böylece önümüzdeki 45 dakika için burası bize ait.
A mamã saiu com a filha às 8h30 para a pré-primária, como é hábito, portanto, nos próximos 45 minutos, a casa é nossa.
11 : 30. Saat 2 gibi burada olurlar.
Onze e meia, homicídio, devem cá estar às 14h.
Olsun, John. Hornchurch'den 11 : 30'a binip 1 : 00 gibi Basingstoke'ta olabilirsin.
Bem, John, podes apanhar o das 11h30 de Hornchurch, e chegar a Basingstoke às 13h.
Bu durumda 11 : 30'a binmeyeceğim gibi görünüyor.
Parece que não vou apanhar o das 11h30.
Cuma günü, beşten sonra, her zamanki gibi.
Mas na sexta, às 5 : 30, como de costume.
Biliyorum, bu durum biraz ürkütücü gibi ama otuzunu devirirken suratındaki o ifadeyi görmek için neler vermezdim!
Eu sei que isto pode parecer mórbido mas detesto a ideia de que não estarei ai para te ver enlouquecer nos teus 30.
300.000 doları ben çalmadım...,... tıpkı Chino'nun 30 milyon lireti çalmadığı gibi.
Eu não roubei os 300.000 dólares, do mesmo modo que o Chinês não roubou os 30 milhões de liras.
O sırada... atıcı, 30'larında bir adam, bir yılan gibi yanımıza geldi... ve "Bu o, bu o!" diye bağırarak, silahı Anteo'nun ayağına attı.
E um sujeito, exactamente quem disparou, veio sorrateiro e atirou a arma aos pés de Anteo a gritar : "Foi ele! Foi ele!"
Ben sokaklara çıkıp kıyafetlere bir sürü para veriyorum. Biri beni tutsun diye 30'dan küçük göstermeye çalışıyorum... sen de burada oturmuş aptallar gibi sızlanıyorsun.
Ando lá fora, gasto dinheiro a mais em roupas, tento parecer que tenho menos de 30 anos para que me contratem... e tu ficas aqui sentado a queixar-te como um idiota.
Tamam, bir buçuk gibi buluşalım mı?
Pronto, vemo-nos por volta da 1 : 30?
Dedigim gibi 5 : 30...
O comboio sai às...
Tüm dünyayı, Atlantik Okyanusunu geçen Başkan, Temsilciler Meclisi merdivenlerinden çıkıp, Meclis binasına girip, içeride kendisini bekleyen Meclis ve Senato, Yüce Divan ve Washington diplomatik heyeti üyelerine seslenmek üzere, neredeyse tam planlandığı gibi saat 9 : 30'da Hükümet Meclisi Binasına geldi.
Espantosa pontualidade! O Presidente, vindo do outro lado do mundo... depois de atravessar o Atlántico, chega quase exactamente à hora marcada, 21 : 30, à praça do Capitólio... para subir à Cámara dos Representantes, dirigir-se aos membros da Cámara e do Senado, do Supremo Tribunal, ao Corpo Diplomático, a todos quantos o aguardam... na Cámara dos Representantes.
Eğer bunun gibi 30 tane çocuğunuz olunca ne yaparsınız bilmiyorum.
Não sei como você consegue lidar com 30 crianças!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]