Anlatma traduction Portugais
1,162 traduction parallèle
Sanırım bana tüm bunların ne olduğunu anlatma vaktin geldi.
Já é hora de que me diga do que se trata tudo isso.
Demek aileme ne kadar iyi bir çocukluk geçirdiğimi anlatma fırsatım olmadı.
Nunca tive a oportunidade de dizer aos meus pais sobre a minha maravilhosa infância.
Hey, bana bu saçmalıkları anlatma! Masucci'ye benimle oynamamasını, yoksa oraya gelip bacaklarını doğrayacağımı söyle!
Não me venhas com merdas e diz ao Masucci que ou ajuda, ou desço e corto-lhe a porra das pernas!
Sadece bir fıkra anlatma şansım oldu çünkü sadece bir bölüm çekebildik.
Só pude contar a primeira, porque só filmámos o piloto.
- Başka hikaye de anlatma.
- E não me contes mais histórias.
Bana anlatma...
Não digas...
Ona bir şey anlatma, lütfen.
Fica e encontra-te com ele. Não lhe digas nada, por favor.
Ama orada ne yaptığını asla bana anlatma.
Só nunca me contes o que fizeste lá dentro.
Sana bir şey anlatma gibi bir planım yok.
Não pretendo dizer-lhe nada.
- Homer, bir daha asla sırlarımı başkasına anlatma!
- Nunca mais lhes contes coisas sobre mim!
Oğluma o iğrenç hikayeleri anlatma.
Não contes as tuas aventuras sexuais ao meu filho.
- Ona bir şey anlatma.
- Não lhe contes nada.
Bana hep aynı martavalı anlatma.
Não me venhas com borzeguins ao leito que eu não te arrecebo.
Gerçeği anlatma cesaretini sen de görene dek hiçbir yere gitmiyorum.
Só saio quando te vir com coragem para dizer a verdade.
Sadece beş dakika için. Dur, anlatma.
Fui, durante 5 minutos.
Eğer yakalarlarsa... Anlatma
E se eles te apanham...
Spor salonumu nasıl idare edeceğimi anlatma bana.
Não me digas como gerir o meu ginásio.
- Kardeşim, daha anlatma!
- Pare, mana!
Bir kez anlatma şansın olursa iyi hissedeceğini biliyordum.
Sabia que, assim que falasse, se sentiria melhor.
Sakın neler olacağını anlatma. Sürprizleri severim.
Não nos digam o que vai acontecer, porque gosto de surpresas.
Ayrıntıları anlatma.
Apenas o básico.
O yüzden bana durumu anlatma!
Não me venha dizer o que temos aqui.
- Yine rüya anlatma, ne olur.
- Não me fales em sonhos, mamã.
Sana demiştim, anlatma.
Disse-lhe que não contasse.
Bana anlatma.
A quem o dizes!
Sana kim olduğumu veya neden bunu yaptığımı anlatma zahmetine girdiler mi? Yoksa seni de herkesi kullandıkları gibi kullanıyorlar mı?
Disseram-lhe por que estou a fazer isto, ou estão só a usá-lo?
Bana bir daha bunu anlatma.
Nunca mais me contes isso.
Sakın kimseye anlatma tamam mı?
- Sim. Olha, Sam.
Sen en iyisi anlatma.
Não nos contes.
Anlatmak istemiyorsan iyi, anlatma.
Se não me queres dizer, pronto, não digas.
Bana anlatma.
Não me diga a mim.
- Gabrielle... şu hikaye anlatma işiyle ilgili sonra konuşabilir miyiz?
Hey podemos conversar mais logo sobre as histórias?
Ben dönene kadar sakın birşey anlatma.
Não te atrevas a dizer-lhes nada até eu voltar.
Ama telefon açıp onlara gerçekleri anlatma cesaretini gösteremedin!
Mas tu nem tens a coragem de telefonar-lhes a contar!
Ama bunu bana anlatma.
Não me incomodes com isso.
Kes şunu. Nasıl olduğunu bana anlatma.
Não me diga como é!
- Bana önemsiz şeyler anlatma.
- Deixe-se de ninharias.
- Hayır, anlatma.
É giro como...
Ona anlatma.
Não lhe conte a ele.
Burası dolaylı anlatma arenası değil, baylar bayanlar.
Senhoras e senhores, não estamos numa arena de interpretações.
Size sonsuza kadar kapalı tutmak istediğim hayatımdan bir hikayeyi anlatma zamanı geldi.
Vou falar-vos de um capítulo da minha vida, que esperava estar encerrado para sempre.
Bana masal anlatma.
Não me venhas com tretas.
Her şeyi olduğu gibi anlatma fikri onundu.
Foi dele a ideia de dizer a verdade.
Hayır, anlatma. İlgilenmiyorum.
Não me diga, não me interessa.
Sakın bana dergideki ilk barmen röportajının senin olduğunu anlatma!
Não me digas que foi a primeira vez que leste a Interview!
Linda'ya anlatma.
Não digas à Linda.
Bana anlatma.
Poupa-me!
Bana pusu anlatma! Seni bir kupa kahveyle pusuya düşürdüm.
Eu embosquei-te com uma chávena de café!
Bana anlatma.
A quem o diz.
Büyük tarihsel olayların arka planında sürükleyici kişisel hikâyeler anlatma heveslisiydi.
O público, dizia, interessa-se por indivíduos que ama ou odeia.
- Anlatma, duydum olanı.
- Nada me contes, que tudo já ouvi.
anlatmak ister misin 34
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlat ona 104
anlat bize 72
anlatabiliyor muyum 95
anlattı 18
anlattım 33
anlatın 77
anlat onlara 49
anlatın bana 25
anlatacak bir şey yok 35
anlat ona 104
anlat bize 72
anlatabiliyor muyum 95
anlattı 18
anlattım 33
anlatın 77
anlat onlara 49
anlatın bana 25
anlatacak bir şey yok 35