Aynı traduction Portugais
106,922 traduction parallèle
Onun tuttuğum yerin aynısına kapattı beni.
Colocou-me no mesmo sítio onde o mantive.
Yani... aynı eski Klaus.
Por isso, é o mesmo Klaus de sempre.
Senin gibi bir zibidiyle aynı evde büyüyeceği için o küçük kıza acıyorum.
Tenho muita pena daquela miúda por ter de crescer numa casa com um rufia como tu.
Başarısız olursan... Başıma bir şey gelirse... Davina da benimle aynı acıya mahkum olur.
Se falhares, se algo me acontecer, a Davina sofrerá comigo.
Tekrar aynı şeyi yapman en iyisi olur herhalde.
Até é melhor se voltares a esquecer.
Hope'un da aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum.
Mas não quero isso para a Hope.
Ama aynı şeyleri Hope'un da yaşamasını istemiyorum.
Mas não quero isso para a Hope.
Keza senin için de aynısı geçerli.
E tu também não.
O da bizimle aynı kaderin kurbanı olmamalı.
- Ela não deve sofrer o mesmo destino.
Ama aynı zamanda kötü bir haberim de var.
E tenho muito más notícias, também.
Bu yüzden de aynı şeyi Marcel'e ve Klaus'a yapmaya çalıştı.
Por isso é que tentou fazer o mesmo ao Marcel e ao Klaus.
Evet, aynı şey.
Pois, é tudo igual.
Size de aynısını tavsiye ederim.
Recomendo que façam o mesmo.
Aynı kaderi istermiyorsan, kemiği bana ver.
Se não queres que te aconteça o mesmo dá-me o osso.
Kabilelerin sorununun aynısına sahibiz.
Sabes, temos o mesmo problema que as tribos tinham.
Aynı yolla bu aileden aldığın gibi.
Da mesma maneira que tu roubaste esta família.
Şimdi kontrplakta da aynı şey.
Agora contraplacado também?
Onu istiyorsanız satın alacaksınız. Aynı bir Amerikalı gibi.
Se a quiserem, têm de a comprar, como cidadãs americanas.
Aynı terane mi?
É a mesma merda todos os dias?
Evde aynısından var.
Tenho um igual em casa.
Ben de aynı dosyayı inceliyorum.
Tenho andado às voltas com o processo.
Değerli eşyalarınızı onunla aynı yerde tutmayın.
Não deixem nada de que gostem perto dela.
Evet ama işçilerin dindar ve onların yaklaşık yarısıyla aynı Tanrılara tapıyoruz.
Os teus escravos são, quase metade adoram os mesmos deuses que nós.
Aynı zamanda saçımın ağarmasının da sebebidir.
É também a razão por que tenho o cabelo grisalho.
Ama edebiyat boş zaman aktivitesidir. Ben hiç hayvanat bahçesine gitmedim. Botaniği edebiyatla aynı alt kategoriye koyuyorum.
Mas a literatura é um passatempo, nunca fui a um zoológico, a botânica fica na mesma subsecção da literatura, é burguesa.
Tanrı ve doğa bir ve aynı demek.
Significa que Deus e a Natureza são a mesma coisa.
Şimdi, o topun dış uzayda aynı kuvvet uygulanan ikizinin Dünya'daki topla yarıştığını hayal edin.
Agora, imaginem uma bola idêntica no espaço, a competir com a bola na Terra, com a mesma força exercida.
Seni yerin dibine sokmak için paran verenlerle aynı kişiler.
As mesmas pessoas que lhe pagam para continuar a afundar os seus negócios.
Empedocles de aynısını düşünmüş.
Empédocles pensou o mesmo.
Hep aynı terane. Destek niye almıyorsun?
E um empréstimo?
Defalarca, ve her seferinde de aynı sonuca vardım.
E a conclusão era a mesma.
İlginç ben de aynı şeyi senin için söyleyecektim tam.
Engraçado, ia dizer-te o mesmo.
İyi bir hamle. Senin yerinde olsam ben de aynı şeyi yapabilirdim.
Jogada forte, eu teria feito o mesmo.
Bütün gün aynı yerde bekledik.
Ficámos no mesmo sítio o dia todo.
Aslına bakarsanız uygulanıyor ve teoremi öncekiyle aynı şekilde uygulayacaksınız.
De facto, aplica-se. Usa o teorema exactamente como antes.
O zaman enerjiyi eşit olarak bölüyorsunuz. Dairesel ve titreşimsel modlara dönüşümsel olanlarla aynı miktarı veriyorsunuz.
Então divide a energia por igual, dando aos modos de rotação e vibração a mesma energia da translação?
Aynı delikanlıdan üç mektup.
Três cartas do mesmo jovem?
Aynı insanlar, ne daha fazla ne daha az.
As mesmas pessoas, nem mais, nem menos.
Atomlar kimyasal olarak bağlı olsa da olmasa da ortalama kinetik enerji her zaman aynıdır.
A energia cinética média é sempre igual, quer haja ou não uma união química dos átomos.
Temel öğrenime sahip hemen herkes aynı sonuçlara ulaşabilir.
Quase qualquer um com conhecimento rudimentar teria o mesmo resultado.
Bu sabah banyodaydım ve ayağımla saç fırçamı devirmemle aynı anda başımı suya daldırdım.
Estava na banheira de manhã e pus a cabeça dentro de água ao mesmo tempo que derrubei a escova com o pé.
Üç hafta önce masanızdan geçenle aynı cihaz bu.
O mesmo dispositivo que teve na sua mesa há três semanas.
Şimdi tren geçip giderken rayların ilerisinde 100 metre arayla aynı anda düşen iki yıldırım hayal et.
Agora, quero que imagines, quando o comboio passa, dois relâmpagos que caem atrás do carril, ao mesmo tempo, separados por cem metros.
Şimdi aynı senaryoda trenin ortasında durduğunu hayal et.
Agora, imagina que estás no meio do comboio, durante o mesmo cenário.
İkimiz aynı olayı nasıl farklı şekilde tecrübe edebiliriz?
Como podemos viver o mesmo evento de um modo diferente?
Ben, zemin, kağıtlarım, hepimiz aynı hızla düşüyorduk...
Eu, o chão, os meus papéis, caímos todos à mesma velocidade.
İvmelenme ve kütle çekimi aynı şey.
A aceleração e a gravidade são o mesmo.
Aynı şeylerin daha fazlası olacak :
Será mais do mesmo.
Seni son gördüğümde kızlarımla aynı yaştaydın herhalde.
A última vez que te vi, serias da idade das minhas filhas.
Aynı okula mı gitmiştiniz?
Ela estudou contigo?
Sonuna kadar aynı fikirdeyim.
- Não podia estar mais de acordo.
aynısı 57
aynı senin gibi 61
aynı benim gibi 51
aynı yerde 37
aynı şekilde 90
aynı zamanda 238
aynı anda 52
aynı fikirdeyim 99
aynı eski hikaye 16
aynı adam 26
aynı senin gibi 61
aynı benim gibi 51
aynı yerde 37
aynı şekilde 90
aynı zamanda 238
aynı anda 52
aynı fikirdeyim 99
aynı eski hikaye 16
aynı adam 26
aynı değil 21
aynı hikaye 17
aynı şey 224
aynısından 50
aynı şey değil 103
aynı saatte 29
aynı gün 23
aynı fikirde değilim 49
aynı fikirde değil misin 16
aynı hikaye 17
aynı şey 224
aynısından 50
aynı şey değil 103
aynı saatte 29
aynı gün 23
aynı fikirde değilim 49
aynı fikirde değil misin 16