Azız traduction Portugais
6,992 traduction parallèle
Anlattıklarınıza göre ve bildiğim kadarıyla, ki çok az şey biliyorum... Kızınız bir iblis ya da şeytani bir varlık tarafından takip ediliyor olabilir.
Pelo que descrevem e pelo que conheço, que é pouco, parece que a sua filha pode estar a ser perseguida por um demónio ou presença demoníaca.
Beni takip edin ama en az 300 yarda geriden gelin, arkada kalmanız daha iyi!
Sigam-me Mas mantenham pelo menos 300 jardas de distância, bem para trás!
Uzun süre atta olup, çok az uyuyacağız.
Cavalgando muito e dormindo o mínimo.
Eğer içinde azıcık insanlık kaldıysa, Tony Balerdi ve babasını yalnız bırak.
Se ainda tiveres alguma humanidade, deixa o Tony Balerdi e o pai em paz.
Ayrıca zaten yaptığımız onca dandik filmi izlemesi için en az 1 ya da 2 ayımız vardı.
Além disso, tínhamos pelo menos um ou dois meses até ela ver todos os filmes péssimos que já tínhamos feito.
Zirve tırmanışı olasılığınızı artırmak için oksijeni az havaya alışmamız gerekiyor.
E a falta dele. Para terem a melhor hipótese de chegarem ao cume, precisam de preparar os vossos corpos para o ar rarefeito que existe lá.
Gittikçe kızışan İskoçya'daki iç savaşta Kral Duncan'a karşı paralı askerlerin başında hain MacDonwald vardır ve geriye kalanların da çok azı krala sadıktır.
A guerra civil assola a Escócia.
Az önce istesen de istemesen de bizim tarafımızı seçtin.
Quando nos ajudaste, escolheste o nosso lado.
Eğer şu an bu mesajı izliyorsanız bu aranızdan en az biri deneyimizin başarılı olduğunun kanıtıdır demektir.
Se estão a ver isto agora, então pelo menos um de vocês provou que a nossa experiência foi bem sucedida.
Eğer şu an bu mesajı izliyorsanız bu aranızdan en az biri deneyimizin başarılı olduğunun kanıtıdır demektir.
Se estão a ver isto, então pelo menos um de vocês provou que a nossa experiência foi bem sucedida.
- Daha az kaba olmanızı rica edecektim.
- Ia pedir-te que fosses menos mau.
NasıI oluyor da film az renkli ve tatsız olabiliyor?
Como é possível que o filme tenha umas partes a cores e outras sem cor?
Sonunda size önerdiğimden çok daha azına razı olacaksınız.
Acabarão por aceitar muito menos do que aquilo que estou a oferecer agora.
Dalgıçlarımızın sizi bulması en az bir saati bulur.
Os mergulhadores vão levar pelo menos uma hora a encontrar-vos.
Daha az hava harcamak için elinizden geleni yapmalısınız.
Façam tudo o que puderem para poupar oxigénio.
- Az pişmiş ve soğansız.
Mal passado, sem cebola.
En azından hız kazandırdık.
Pelo menos temos velocidade.
Savaşamayız, sayımız çok az.
Não podemos atacá-los. Estamos em desvantagem.
Yönetim az önce farkında vardı, ki geciktiler yeni bir Merkez yüzü için farklı yönlere başvurmalıyız.
A direção apercebeu-se agora, embora um pouco tarde, que somos obrigados a seguir uma direção diferente para o rosto do Centro.
Ve şu anda yerlerin azılmasıyla, beyinlerimizi ve cüzdanlarımızı sayılan yere koyuyoruz.
E como agora há menos espaço, estamos a usar a nossa inteligência e as carteiras onde é importante.
"Geleceğe Dönüş" te yaptığımız işin çoğu düz, kapsamlı, özel, mekanik efektlerdi. Az miktarda ateş ve çok miktarda el yapımı efekt.
Muito do trabalho que fizemos, no Regresso ao Futuro, eram, na verdade, somente efeitos especiais mecânicos com uma pequena dose de pirotecnia e grande quantidade de adereços.
Ve en azından, konuyla ilgili ulusal bir tartışma başlatmak zorundayız, ve de, sanırım daha iyi çalışabilecek alternatif sistemler üzerinde uzun uzun ve çok fazla düşünmek zorundayız.
E, pelo menos, nos temos que abrir um debate nacional sobre o tema, e, no maximo, eu acho que temos que pensar longo e duro em sistemas alternativos que podem funcionar melhor.
- Zamanlarda, Alis çok az şeyin gerçekten imkânsız olduğunu düşünmeye başlamıştı.
Ultimamente... que a Alice começou a pensar que pouquíssimas coisas eram realmente impossíveis.
Az daha kaçırıyorduk ama bir şansımız var.
Quase a perdemos, mas temos uma hipótese!
Herkes farklı masalarda oturup az parayla girecek, arka arkaya oynayacaksınız, destede ne kadar kart kaldığını kafanızdan sayacaksınız.
Todos se sentam em mesas diferentes, apostam baixo, jogando mão após mão, contando mentalmente quantas cartas altas são deixadas no baralho.
En azından avukatınızın iyiliği için.
Parece-me que será para benefício próprio da sua parte.
Ya da en azından vatandaşlarımızı koruyoruz.
Ou pelo menos na protecção dos concidadãos.
Az önce kadınları ayakkabıyla mı kıyasladınız?
Acabou de comparar as mulheres a um par de sapatos?
- Az önce Kate aradı, eğer bir şey bulamazsak onu serbest bırakmak zorunda kalacağız.
A Kate ligou-me, se não encontrarmos alguma coisa, - vamos ter que o libertar.
En azından kız kardeşini görmeye gelir misin?
Pelo menos virás ver a tua irmã?
Buradan St. Augustine'e yürümek birkaç günümüz alır ama en azından ufak da olsa bir şansımız olur.
Claro, seriam uns dias a pé para Saint Augustine, mas pelo menos teríamos uma hipótese.
Vatikan'dan daha fazla paramız ve en az o kadar avukatımız var.
Temos quase tanto dinheiro como o Vaticano e quase tantos advogados.
Karantinaya alınırız ama en azından tıbbi yardım gelir.
Vão-nos colocar em quarentena, mas pelo menos seremos medicados.
Şuana dek başardığımız şeyler inanılmaz ancak daha da büyüleyici olan çok azını biliyor olmamız.
É impressionante o que conquistamos, mas o mais fascinante é o quão pouco realmente sabemos.
Alıcımızla buluşmamıza üç saatten az bir zamanımız kaldı.
Temos menos de 3 horas para nos encontrarmos com o comprador.
Daha sonra karnını yarar ve içerisini iyi yıkanmış yeşil ve kırmızı biberle doldurursun,... çok az baharat, biraz sarımsak ve nane koyarsın.
Depois abres a barriga e enches com pimentos verdes e vermelhos bem lavados, não muito picantes, e um alho pequeno e menta.
- Ama Karachi'ye varmamız en az 10 saat sürer.
Mas vai levar pelo menos 10 horas para chegar a Karachi.
Aslında az önce yaptığımız şey demek.
Bem, significa o que acabamos de fazer.
Çok değil belki ama, en azından eşyalarımız geldi.
Não é grande coisa, mas pelo menos chegaram as nossas coisas.
Lütfen in arabadan. Onlar gelmeden önce çok az zamanımız var.
Por favor, saia do carro, tem pouco tempo, antes que eles voltem.
En azından bir anlaşma filan yapamaz mıyız Calloway?
Não podemos, pelo menos, fazer algum tipo de acordo agora, Calloway?
Şansımız çok az.
Temos uma janela muito pequena.
En azından onları düzgün yetiştiriyormuş gibi yapmalıyız, tamam?
Estamos no mínimo a fingir que estão a ser educadas como deve ser, sim?
Bu harika! Azıtacağız!
Isto é demais!
Az önce benim sevgilime yumruk attınız.
Acabaste de esmurrar o meu namorado.
Neden az önce bir kızı sildi?
Porque é que apagaria apenas aquela?
En azından Paris'te onun için üzülüyormuş gibi yapmayacağız.
Bem, pelo menos não temos de estar em Paris a fingir que estamos de luto.
Az farkla kaçırdınız.
Acabam de sair.
- Eğer girişiminize daha az kuşkucu yaklaşmalarını istiyorsanız Amiral Hennessey yardımcı olmaktan memnuniyet duyacaktır.
- Se quereis pedir uma ligação mais simpatizante com as vossas visões, tenho a certeza que o Almirante Hennessey ficará contente em prestar serviço.
En azından küçük kızım geldi.
Ao menos a minha menina veio.
Daha az bariz bir araba almalısınız.
Vocês têm de arranjar um carro menos vistoso.