Açıkça traduction Portugais
5,861 traduction parallèle
Eşinin açıkça sezdiği gibi her şeyi yapabilirim.
Sou capaz de tudo, tal como a tua mulher supõe.
Burada doğmamın bir tür kozmik hata olduğu açıkça görünüyor. Anlayacağın geçmişe gidip, bu hataya engel olacağım.
Nascer nela foi claramente alguma espécie de erro cósmico, por isso vou voltar atrás no tempo para prevenir esse erro.
Asıl nokta onu açıkça görememiştim, ama artık görüyorum...
A questão é que não o via bem e agora que vejo...
Bir şey ona açıkça saldırmış, Alfred.
Alguma coisa claramente o atacou, Alfred.
Tüm incelemeler annelerin kendilerini suçlu hissettiği gerçeğini açıkça gösteriyor.
Todas as pesquisas apontam para o facto de as mães se sentirem culpadas.
# Dostlarım, Açıkça söyleyeceğim... #
Meu amigo Vou dizê-lo com clareza
Açıkça söyleyeyim, eğer bu Tommy ile ilgiliyse onu hiç görmedim ben.
Vou ser sincera consigo, se é sobre o Tommy, não o tenho visto.
Latentler açıkça dortte, altıda, sekizde ve dokuzunca anahtara görünürler.
Os números claramente visíveis são o quatro... seis... oito... e nove.
Ve açıkça görebileceğiniz gibi, psikopat suçlular da var ben veya Penguen gibi suçlular.
E depois tens pura e simplesmente os vilões psicóticos como eu e o Penguin.
Açıkça.
Especificamente.
- Açıkça konuşabilir miyim?
- Posso ser franca?
Moosari Fatah'ın ağına açıkça bağlı.
O Moosari está, claramente, associado à rede do Fatah.
Vali Roosevelt bugünkü New York Atletik kulübü öğle yemeği sırasında yaptığı konuşmasında, Volstead kanunun yürürlükten kaldırılmasını açıkça desteklediğini belirtti.
No seu discurso de hoje durante o almoço, no Clube Atlético de New York, o governador Roosevelt deixou claro, mais uma vez, a sua intenção de apoiar a revogação da Lei Volstead.
Kendimi açıkça ifade ettim.
Fui clara.
Sadece kendisinin uygulayabildiği standartları yerine getirmeyenler hakkındaki fikrini açıkça paylaştı.
Ele dizia o que achava de pessoas que não chegavam ao nível que só ele era capaz de manter.
Ahenk Birleşmesi'nden ilham aldım. Yeni bir çağın doğuşunu temsil ediyor, açıkça görüldüğü gibi.
Inspirei-me na Convergência Harmónica, representa o início de uma nova era.
Evet, yok, bunu açıkça anlayabiliyorum.
- É óbvio. - Claro, claro. Posso ver claramente.
Yani, açıkça reddedilmeyi iyi karşılamayan biri olduğu belli.
Bem, obviamente, não é um tipo que aceite bem a rejeição.
Hiç bir şeyi açıkça söyler misin sen?
Alguma vez dizes as coisas de forma "clara"?
Açıkça sen hiç değişmemişsin.
Tu claramente não mudaste nem um pouco.
Çünkü bunu istediğini açıkça göstermeyi reddediyorsun.
Porque se recusa a deixar, claro que é isso que quer.
Tehlikeliydi, sorumsuzcaydı ve açıkça isyankârcaydı.
Isso era perigoso, irresponsável, e, francamente, insubordinado.
Zenit'te her ne yapıyorlarsa açıkça Melanie'yi öldürüyor.
O que lhe estão a fazer em Zenith está obviamente a matar a Melanie.
Ona açıkça sordu. İnkar etti.
Mas ela perguntou e ele negou.
- Ve artık açıkça görebiliyorum.
Consigo ver claramente agora.
Öyle yapacağını açıkça söylemedi ve bunu biliyorsun.
Ele não me disse diretamente, e sabes bem disso.
- Sir Thomas Wyatt'ın Anne Boleyn için olan aşkı şiirinde açıkça bellidir.
O amor de Sir Thomas por Anne Boleyn era óbvio na sua poesia.
- Gabby açıkça iyiyi oynuyordu.
A Gabby estava, obviamente, a fazer-se de simpática.
Fotoğrafları, Shana'yla konuşmaları. İki yıldır Ali'nin yaşadığını açıkça kaçırılmadığını kanıtlıyor çünkü.
As fotografias, as conversas com a Shana, porque são a prova de que a Ali estava viva, e não foi raptada nos dois últimos anos.
Bu akşam, elinde liste olan herkesin profesyonel suikastçı olsun olmasın avcı ya da eline silah almış herhangi bir amatör olması fark etmez bizi para için avlayabileceğini düşünen herkesin başka bir listede yer alacağını açıkça belirtelim.
Vamos tornar algo perfeitamente claro a quem estiver com essa lista. Não importa se forem assassinos profissionais, caçadores ou um amador que apenas pegou em uma arma. Qualquer um que pense que nos pode caçar e matar por dinheiro, será colocado noutra lista...
- Bu çok açık. - "Açık" derken çok doğru bir kelime seçtin çünkü açıkça görülüyor ki katilimiz görünmez adam.
- "Claramente" é a palavra perfeita, porque, claramente, o assassino é o Homem Invisível.
Bay Hall kadınları açıkça tehdit ediyor.
As mulheres têm sido fisicamente ameaçadas pelo Sr. Hall.
Direk söylemeye utandım ama açıkça belli ettiğimi düşünüyordum.
Digo, fora dizer com todas as letras, eu acho que fui bem óbvia.
- Ne eğitmenlerim ne de ailem konuşmamın açıkça doğduğum yeri belli ettiğini duymaktan hoşlanmazlar hanımefendi. Bunu önemli bir mesele olarak görüp gidermek için harcama yapmışlardı.
Nenhum dos meus tutores nem os meus pais ficariam satisfeitos de ouvir que o meu discurso tão claramente reflecte o meu local de nascimento, Senhora, tendo eles trabalho e despesas consideráveis para remediá-lo.
Üyeleri saklandıkları yerlerden çıkıp açıkça Avatar'a hizmet ettiler.
Os seus membros reapareceram e serviram o Avatar.
- Çünkü son kez banyo yaparken, bir erkek bu fikrini açıkça söyledi.
Bem... A última vez que tomei banho, houve quem deixasse isso bem claro.
Hiçbir zaman açıkça politik olmamıştır.
Nunca foi aparentemente, política.
Tutkunuz açıkça belirtilmişti.
Articulou bem a sua paixão.
Açıkça konuşurduk ama o zaman da terapiye gitmemiz gerekirdi.
E sim, eu podia vir esclarecer tudo, mas então íamos estar em terapia.
Bunu gördüğü için özür dilerim, ama açıkça, kardeşim bir ilişkiye karşı pek sorumluluk sahibi değil.
lamento que tenhas que ver isso, mas como é óbvio, ela não é responsável o suficiente para estar num relacionamento.
Ama aramızda her şeyin açıkça bilinmesini istiyorum, tamam mı? Her şeyin.
Só queria esclarecer isso entre nós, está bem?
Evli bir çift, açıkça partner arıyor.
Casais a explorar outros parceiros abertamente.
Açıkça konuşmak gerekirse, Neil. beyninin bunu gerçekten hakedip etmediğini düşünüyorum. Çünkü vücudun kesinlikle etmiyor.
Honestamente, Neil, às vezes pergunto-me se o teu cérebros realmente vale a pena, porquê o teu corpo certamente não.
Ve ne duyduğunu bilmiyorum Kalinda,... ama Bishop'un ekibinden üç kişi bana sorular sordular,... ve ben onlara hiçbir şey hakkında tavsiye veremeyeceğimi açıkça belirttim.
E não sei aquilo que ouviste, Kalinda, mas, fui questionado por três membros da equipa do Bishop, e deixei bem claro que não podia ajudá-los em nada.
Açıkça bir çeşit kod hatası var Çünkü şimdeye kadar sorulardan bıkmış olmalıydım
Há claramente um erro de código, porque, por esta altura, devia estar a sufocar-me em pedidos.
Orada ne olduğunu bilmiyorum ama şunu açıkça söyleyeyim seninle ilgili kolay görünen hiçbir şey yok.
Não sei que raio aconteceu ali atrás, mas quero deixar algo bem claro : não há nada de descontraído em ti.
Açıkca bu şimdiki medyadan önce gerçekleşti.
Isto foi, naturalmente, muito antes das comunicações por satélite.
Emily Thorne da bu anın acısını duymadıkça olmaz.
Só quando a Emily Thorne sentir a mesma dor que eu.
- Öldüğümüz gün... - Neden böyle yapıyosun? Herşeyi açıkca göreceğiz.Ve gerçeğin gizemini anlayacağız.
Mas no dia em que ascendermos... veremos com clareza e entenderemos a sua misteriosa vontade.
O hırslandıkça benim çocuklar aç kaldı.
Ficou ganancioso e os meus miúdos começaram a passar fome.
Demek istediğim, kız açıkça bir piskopat. Andrew ne isterse onu yapabilir, tamam mı?
O Andrew pode muito bem fazer o que quiser.