Açıkçası traduction Portugais
7,086 traduction parallèle
- Açıkçası leydim, tereddütleri var.
Milady, ela está hesitante.
Açıkçası bayım, üzgünsünüz.
- Está transtornado, senhor.
Açıkçası, bu küçük operasyonu devam etmesini sağlayan tek kişi olduğumu düşünüyorum.
Sinceramente, acho que sou o único que mantém esta operação a funcionar.
İyi bir çocuğa benziyorsun ve açıkçası pek de vaktin yok. Öyleyse neden gümbürtüyle ölmüyoruz?
Pareces um bom rapaz e francamente não tens muito tempo, por isso, porque não nos despedimos em grande?
Açıkçası, bunu duymamana şaşırdım. Bütün gazeteler yazıyor.
Surpreende-me não saber, está em todos os jornais.
Açıkçası, baş parmaklarınızın yerinde kalması bir mucize olmuş.
É um milagre ter ficado com seus polegares.
Açıkçası, kupayı ortaya çıkaran bendim, bu yüzden beni koruduğun için sana teşekkür etmek istedim.
Obviamente fui eu que pus lá a caneca. - Obrigada por me encobrires.
- Açıkçası, ayrıldık, ve o... bir anlık zayıflıktı. - Önemli değil.
- De nada.
Açıkçası pek dikkat etmedim.
Não tomei atenção.
Açıkçası Tom... Artık mülkün tüm sorumluluğunu senle beraber üstlenmeliyiz.
Para ser mais precisa, Tom, de agora em diante você e eu precisamos assumir a total responsabilidade pela propriedade.
Açıkçası Henry, tahmin ettiğimden daha hızlı ilerliyor bu.
Henry, para ser honesta, isto está a evoluir mais depressa do que eu imaginava.
Açıkçası anne... Hükümetin ne düşündüğümüzle ilgilendiği yok.
A verdade é, mamã, o governo não se importa sequer com o que pensamos.
Yanılmışım açıkçası.
É óbvio que estava errada.
Bu kadar şüpheci olduğum için üzgünüm ama açıkçası, cenaze töreninden beri, Odelle Ballard, tüm dünyada pek çok insan, - Odelle Ballard olduklarını ya da onun yaşadığını söylemek için aradılar.
Lamento ser tão céptica, mas, sinceramente, desde do funeral da Odelle Ballard pessoas de todo o mundo ligaram a dizer que eram a Odelle Ballard.
Açıkçası beni vurmadığına şaşırdım.
Honestamente, estou surpreendido por não o terem feito.
Açıkçası Viktorya Dönemi'ndeki atalarımızın uğraştığından daha beter bir karmaşayla karşı karşıyayız.
Obviamente um bando mais perigoso do que qualquer antepassado vitoriano enfrentou.
Evet, o aile hissini yakalamaya çalıştık. Açıkçası burası ilk yerimiz değil.
Não é o nosso primeiro, já temos cinco restaurantes.
Açıkçası internet yorumları isimsiz ama onları tamamen görmezden gelemeyiz.
É claro que as queixas online são anónimas mas não as podemos ignorar.
Açıkçası çoğu zamanı Belediye Meclisi'nde geçiriyorum.
Obviamente, passo muito tempo na Câmara.
Açıkçası şu anda bana tavsiye verecek durumda değilsin.
Honestamente, acho que não devias estar a dar-me sermões.
- Kapayın çenenizi yoksa ikinizi de kahrolası suratınızdan vuracağım! - Hayır. Açıkçası ben...
- Não, claramente...
Açıkçası ne düşündük hiç bilmiyorum.
Para ser franca, nem sei realmente no que estávamos a pensar.
Açıkçası gittiğim son konser The Silly Billies'indi.
O último concerto a que fui foi dos Silly Billy's.
Açıkçası bunun bir cevap olduğuna inanıyor musun?
Achas realmente que é esta a resposta?
Açıkçası görevi ciddiye almamışsın.
É claro que não levou a atribuição a sério. Você está feito.
Açıkçası, şansımı deniyorum kahve yapmama izin verirsen belki iyi bir başlangıç yapmayı deneyebiliriz?
Um Honestamente eu uh podiamos conversar se me deixar fazer-lhe uma xícara de café Talvez podemos começar de novo?
Açıkçası tek çocuktan iki çocuğa geçmek...
Honestamente, o salto de um filho para dois é...
Açıkçası dönüşüm kolay olmadı.
Na verdade, a transição não foi fácil.
Açıkçası, Bağımsızlık Salonu.
É o Independence Hall.
Açıkçası, içgüdüleri çok güçlü.
Os instintos dela são muito fortes.
Açıkçası, seninle çok fazla yakınlaştı ve gereğine uygun olarak azarı yedi.
Claramente, ele ficou perto demais, e ele foi devidamente repreendido.
Açıkçası çıkmak istemiyorsan çoktan Dearborn'da olurdun.
Obviamente não querias deixar isto... ou já estarias em Dearborn.
Açıkçası Simon'ı çözdüğünde çok önemli üç belgeyi kaçırmışsın.
Está claro que quando leste o Simon não leste três letras importantes.
Açıkçası, daha fazla bir tanıtıma ihtiyacım yok.
Claramente que não preciso de mais nenhuma apresentação.
Açıkçası bunların olacağını düşünemedim.
Não previ nada disso, para ser sincero.
Açıkçası, onurum kırıldı.
Honestamente, sinto-me insultado.
Bak, açıkçası ne ile uğraştığını bilmiyorsun.
A verdade é que não entende aquilo com que está a lidar.
Açıkçası gelmeyeceğin diye işkillenmedim değil.
Preciso ser sincera, pensei que não ias aparecer.
Açıkçası ekibi tekrar bir araya getirmek istiyorum.
Mas a verdade é que preciso do grupo de volta.
Açıkçası geçmişe değil de önüme bakmayı tercih ederim.
Sinceramente, prefiro olhar para a frente a olhar para trás.
Açıkçası Andrew, daha fazla özür duymak istemiyorum.
- Por favor! - Andrew, não quero mais desculpas.
Açıkçası, ben değilim.
Eu, claramente, não tenho.
Açıkçası, hiç kimseydi.
Sinceramente, ela não era ninguém.
Açıkçası ben senin beni ziyaret etmeni istemem.
Preferia que não o fizesses.
Açıkçası, inşaat işçisi olarak aylarca sürebilecek bir şeyi bir günde bitirebilme fikri gerçek dışı geliyor.
Sinceramente, como construtor civil, a ideia de poder construir uma coisa que normalmente demoraria meses? - É surreal.
İkimizi çok düşünüyorum açıkçası.
Penso muito em nós, na verdade.
Sınırlara saygı duyduğuna pek inanmadım açıkçası.
Não fui levado a acreditar que respeitava linhas.
Açıkçası sana inanırdım, tabii yaşayan tek mirası feda etmeseydin.
Eu até acreditaria em si, se não tivesse sacrificado o único herdeiro da caixa-forte.
Açıkçası, seni gerçekten sevmiştim Phil.
Para ser honesta, apaixonei-me mesmo por ti, Phil.
Açıkcası, o çocuklarla yattım, ama öyle lüks yerler değildi.
Para ser clara, eu fiz sexo com o gajo da alfândega, mas não foi na alfândega.
Açıkçası durumu böyle görüyorlar. Üzgünüm!
- Causa má impressão.