Ağlamayacağım traduction Portugais
123 traduction parallèle
Artık ağlamayacağım.
Já não choro.
Ağlamayacağım.
Não vou chorar.
Ama geri gelmezse de, arkasından ağlamayacağım.
Mas, se ele não voltar mais, não vou chorar.
Tamam, ağlamayacağım.
Tudo bem, eu não preciso chorar.
Ağlamayacağım.
Não preciso chorar.
Gerek yok, artık ağlamayacağım!
Não... não voltarei a chorar.
Üzgünüm, duruşmadan sonra artık omzunda ağlamayacağımı söylemiştim.
Desculpa. Prometi não chorar mais no teu ombro depois do julgamento.
Hayır, ağlamayacağım.
Näo, näo chorarei.
Gerçi ağlamak için çok neden var ama bin bir parça olana kadar şu yüreğim ağlamayacağım.
Tenho motivo de sobra para chorar mas este coraçäo quebrará com cem mil fracassos antes que chore aqui.
O yüzden beni mazur gör ama senin için ağlamayacağım Arjantin.
Peço desculpa se não choro por ti, Argentina.
Ağlamayacağım.
- Não vou chorar.
- Ağlamayacağım, Roy.
- Não vou chorar, Roy.
Ağlamayacağım, üzülmeyeceğim yada korkmayacağım.
Não vou chorar nem ficar triste ou assustado.
- Ağlamayacağım. Ağlamayacağım.
Não vou chorar...
O yüzden ağlamayacağım.
Por isso não vou chorar.
Senin için ağlamayacağım.
Não vou chorar por tua causa.
Sağol, ama artık ağlamayacağım.
- Obrigada, mas eu não vou chorar mais.
Hayır, ağlamayacağım.
Não, não vou chorar.
Kesin eminim, ölürsem ağlamayacağım.
Espero não sangrar até à morte.
Bir daha asla ağlamayacağım.
Eu nunca mais conseguirei chorar.
Ağlamayacağım.
- Não, não vou chorar.
Ağlamayacağım. - Güzel.
- Já disse que não vou chorar.
Ağlamayacağım.
"Vou ser forte, não vou chorar".
Baba, düşersem, ağlamayacağım.
Pai, se eu caír, não vou chorar...
Ağlamayacağım, sadece kafamı toparlayacağım.
- Não, só espairecer.
Bir daha o kadın için ağlamayacağım ve bir kuruş bile vermeyeceğim.
Nunca mais irei chorar por aquela mulher... E não irei dar-lhe um centavo sequer.
Babam için ağlamayacağım.
" Não vou chorar pelo meu pai.
Hayır, ağlamayacağım.
Não vou lamuriar-me.
Ağlamayacağım.
- Eu não choro.
Hapse girdiğimde ağlamadım şimdi de ağlamayacağım.
Não chorei quando fui para a prisão. Nem vou chorar agora.
Ağlamayacağım.
E não vou chorar.
Özür dilerim, kendi kendime ağlamayacağım demiştim.
- Como vai? Desculpe, eu prometi a mim mesma que não ia chorar.
İyi, çünkü ağlayıp ağlamayacağımı bilmiyorum.
Ainda bem, porque eu não sei se vou ou não.
Hayır, hayır... Ağlamayacağım...
Não, não, não vou chorar, não vou chorar.
- Hayır, ağlamayacağım.
- Não, não vou.
Ağlamayacağım, ağlamayacağım, ağlamayacağım.
Não vou, não vou, não vou, não vou, não vou.
Bu gece duşta ağlamayacağım.
Esta noite, não choro no banho.
Babana ağlamayacağıma söz verdim. Sanırım mikrofonu sana vermeliyim.
Prometi ao teu pai que não ia chorar... será melhor passar-lhe o microfone.
- Ağlamayacağım.
- Não vou chorar.
İyi iyi ağlamayacağım "braire"
Bem, bem, não vou "berrar"
Ağlamayacağım.
Não vou nada.
Endişelenme, ağlamayacağım, artık büyüyor kız.
Não te preocupes, não vou chorar, agora já sou crescidinha.
Ağlamayacağım.
Eu não vou chorar.
Sizin için ağlamayacağım.
Não vou chorar por si.
Ağlamayacağım, tamam mı?
E eu não chorei, está bem?
sanırım anlamadın hey, umursamamış olmam, anlamadığım anlamına gelmez ağlamayacağım söylediğim şeylerin senin için bir şey ifade etmemesinden nefret ediyorum ama sen, sen bir maymunsun!
- E...? Eu sabia que tu não ias entender. Só porque não me interesso, não quer dizer que não entendo.
Bunun için ağlamayacağım!
Isso não me interessa.
- Ağlamayacağım.
- Não.
Çünkü ayrıldığımızda ağlamayacağını biliyordum... o yüzden ben de boşverdim.
Porque sabia que quando acabassemos tu não chorarias por isso tive de superá-lo.
Ağlamayacağım.
Não vou chorar!
Ağlamayacağız. Biraz neşemizi bulalım.
Nada de lágrimas, pois só há alegria aqui.
ağlama 668
ağlamak 20
ağlamak istiyorum 20
ağlamayı kes 61
ağlama artık 44
ağlamayın 45
ağlamaya başladı 16
ağlamayı bırak 20
ağlamıyorum 59
ağlamak 20
ağlamak istiyorum 20
ağlamayı kes 61
ağlama artık 44
ağlamayın 45
ağlamaya başladı 16
ağlamayı bırak 20
ağlamıyorum 59