Bakalım ne olacak traduction Portugais
257 traduction parallèle
Bakalım ne olacak.
Bom, quem sabe.
Peki kasaya koyup bakalım ne olacak.
Vamos pô-los no cofre e ver o que acontece.
Bakalım ne olacak.
Vamos só dar uma vista de olhos.
Ama sinir sistemine elektrik verdiğimizde bakalım ne olacak...
Mas... Vamos ver o que acontece quando introduzimos electricidade no seu sistema nervoso...
Tamam, bakalım ne olacak...
- Então dá cá um bocado para provar.
Bakalım ne olacak.
Agora é que vocês vão ver.
Bakalım ne olacak.
Olhe para aquilo...
Yok be, dediklerini yaparsam bakalım ne olacak görelim dedim.
Não, eu só queria ver o que aconteceria se eu continuasse com isto.
Bekleyelim. Bakalım ne olacak?
Vamos esperar para ver o que acontece, ãh?
Eski otobüs hattı ile planlanan demiryolu sistemini karşılaştır bakalım ne olacak.
Fazemos o seguinte : tenta comparar a velha linha com o sistema ferroviário proposto, para ver o que sucede.
Bakalım ne olacak.
Ver o que acontece.
Bizde sizinle duvar örgüsünün ardına gizleniriz. bakalım ne olacak.
Fiquemos atrás da tapeçaria.
Bilin bakalım ne olacak?
E adivinha?
Arama duyurusu çıkarın, bakalım ne olacak.
Comuniquem as patrulhas a ver o que dá.
Ara şu telefonu. Bak bakalım ne olacak.
liga para o teu telefone para ver o que acontece.
- Bakalım ne olacak.
- E ver que passa.
Ama bil bakalım ne olacak?
Mas adivinha.
Bakalım ne olacak.
Veremos o que fazem com isso.
Toplanalım ve bakalım ne olacak.
Vamos embora e depois se vê isso.
Bil bakalım ne olacak Alek?
Adivinhe, Alek.
Soluk bir renk yumurtayı yuvaya koyuyorum bakalım ne olacak?
Vamos ver o que acontece se eu colocar um ovo pálido nele.
— Şimdi arkadaşım Kyle'a bir kafa atacağım ve bakalım ne olacak!
Agora, vou dar um pontapé nos tomates do meu amigo Kyle a ver o que acontece, crocodilinho.
Ona yalancı de de, gör bakalım ne olacak.
- Chama-lhe mentiroso, então.
Sen de Prensesle evlenecek başka birini bulmaya çalış, bakalım ne olacak.
Arranje outro para casar com a princesa.
Pekala, bu odayla başlayalım bakalım ne olacak.
Vou ver o que a profetisa tem a dizer.
- Bakalım ne olacak, görelim bir.
Vamos ver como isto acaba.
Onları tekrar yerine koyalım bakalım ne olacak.
Vamos ver se conseguimos montá-lo.
Bakalım ne olacak.
Vamos ver no que dá.
Ve kaçabileceğini sandın, ama bil bakalım ne olacak?
E pensaste que te safavas, mas olha...
Bakalım ne olacak serseri.
Vamos ver o que acontece filho da puta.
Bakalım ne olacak.
Vamos ver o que acontece.
Bakalım şimdi ne olacak.
Tenho que pensar bem.
Anlat bakalım. Ne olacak şimdi yani?
Diga-nos o que devemos esperar.
Her şey doğru giderse ne olacak bir bakalım.
Vamos ver o que acontece se tudo correr bem. Prontos?
Bakalım bu kutuya ateş edince ne olacak.
Quero ver o que acontece se eu der uns tiros nessa latrina.
Bakalım bu kutuya ateş edince ne olacak dedim.
Eu disse que quero ver o que acontece se colocar outro buraco nessa coisa.
Bakalım ne olacak?
Será que ele vai querer?
Bir uyuyalım, bakalım enzim parçalamasından sonra ne olacak?
Vamos dormir e amanhã vemos o que se passa após digestão enzimática.
Bakalım ne olacak.
Vejamos o que acontece.
Bakalım bugün ne olacak.
Aqui vão as novas de hoje.
Revire gitsem iyi olacak, bakalım orada ne değişiklik var.
Será melhor voltarmos à enfermaria e ver se há alguma mudança.
Şimdi, ne olacak görelim bakalım.
Vamos ver o que acontece.
Bir konuşalım. Bakalım tavrı ne olacak.
Falamos com ela, vemos que posição tem.
"Ne maç olacak bakalım şimdi."
E que jogo temos agora!
Bakalım bu kumarın sonu ne olacak?
Irá ser um jogo compensador?
Bakalım arkadaşların seninle ilgili gerçeği öğrenince ne olacak.
Mal posso esperar que os teus amigos descubram a verdade sobre ti.
George, belki de Pentagon'a dönmem en iyisidir. Bakalım oradaki adamlarımızın ne faydası olacak.
George, se calhar é melhor eu voltar para o Pentágono, para ver o que podemos fazer daquele lado.
Söyle bakalım bana ; bu dal parçası ne olacak?
Quero que me digam o que acontecerá com esse graveto.
- Her şey güzel olacak, Baba. Bakalım ne var burda?
Abra, e deixe-me ver o que aí tem.
Bakalım sonra ne olacak.
Vamos ver no que vai dar.
Bakalım şimdi ne olacak? Havuz için hazırmıyız?
Se estes meninos no saco não se embrenham no espírito do jogo... acabarão na piscina!