English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Baştan

Baştan traduction Portugais

9,843 traduction parallèle
Baştan sonra bir felaket desek nasıl olur?
E que tal "desastre completo"?
Nasıl yürüyor madem? Neden bana tüm hikayeni en baştan anlatmıyorsun?
Começamos consigo a contar-me toda a sua história, de novo.
Öyle bir şey yok ve tüm bu şeyleri en baştan tekrar sana anlatmayacağım.
- Referi tudo. - Não vou passar por isto tudo outra vez.
Baştan al.
Certo.
Oleg yukarda evi temizleyerek beni baştan çıkarmaya çalışıyor.
O Oleg está lá em cima, está tentando me seduzir limpando o apartamento.
Eğer bir daha "takımın parçası" dersen, bütün herşeyi baştan düşünebilirim.
Se disseres "parte da nossa equipa" de novo, vou repensar a coisa toda.
Yarın, dünyayı baştan aşağı değiştireceğiz.
Amanhã, o mundo como conhecemos vai mudar.
Şimdi baştan başlayacağız.
Vamos tentar de novo.
Şimdi, her şeye yeni baştan başlayabileceğimizi söyledim.
Disse-lhe que podíamos começar de novo.
Oraya yerleşince buradaki evi satacağım. Yeni baştan başlayacağım.
Depois de me instalar lá, vou vender a casa e começar de novo.
Bunu daha önce görmüştüm. Fakir Afrika köylerinde baştan savma yapılmış elektrik şebekeleri.
Já vi isto antes, este tipo de cablagem eléctrica sobrecarregada.
Delphine kuşatma sırasında beni baştan çıkarttı.
A Delfina seduziu-me durante o cerco.
Hizmetçi çocuk onu baştan çıkarttığını, kanlı bir kıyafetle bir çeşit ritüel gerçekleştirdiğini söylüyor.
Um servo diz que o seduziste, que fizeste algum tipo de ritual nele com uma camisa manchada de sangue.
Bunu en baştan söylesen olmaz mıydı?
- Contaste o principal no fim?
Kasabayı baştan sona aradık.
Sementes, plantas selvagens? Vasculhámos praticamente toda a cidade.
Sen ve ben baştan başlayacağız sadece ikimiz.
Nós os dois... Vamos começar de novo, apenas os dois.
Mesela lisede öğretmeni tarafından baştan çıkarılmış, ama hangisi olduğunu hatırlamıyormuş.
Tipo como ele foi seduzido por uma professora do secundário, mas não conseguia lembrar-se qual delas.
İster baştan ister sondan başla, umrumda değil. Yeter ki başla.
Começa pelo inicio, começa pelo fim, não quero saber, mas começa.
Baştan alıyorum.
Vou reiniciar.
Minivanı baştan sonra temizledik. Bir şey bulamadık.
Analisámos a carrinha e não encontrámos nada.
İyi, onu baştan çıkarırım tamam.
Eu seduzo-a.
- Baştan başlayalım mı?
Que tal começarmos de novo?
Neden bunu baştan söylemedin?
- Por que não disse logo?
Tyler Parkını baştan sona tarayıp onu açığa çıkardık.
- Seguimo-lo por todo o Parque Tyler, e por fim, obrigamo-lo a sair.
Baştan başlamak gibi.
Sabes, como um recomeço.
Baştan başlayamam.
Não posso começar do início.
Onu terk etmek için istediğimden fazlası... ve sil baştan.
Mais do que precisava para o deixar e começar uma nova vida.
Böyle düşünüyorsanız en baştan ve temelli olarak yollarımızı ayıralım.
Basta! Se é assim que se sente, sugiro que deixe a companhia de uma vez.
Baştan alalım istersen.
Porque não pergunto de novo?
Baştan beri yalan söylüyordu.
Ela está a mentir desde o princípio.
Sen bu cehennemden kaçtıktan sonra, evine döndüğün anda her şey tekrar baştan başlayacaktır.
Todo este inferno que acabaste de escapar, começará novamente assim que voltares para casa.
Pekâlâ. En baştan başlayayım.
Comecemos pelo princípio.
Belki de bir çeşit baştan savma bir organ hasadına bakıyoruz.
Talvez estejamos a olhar para uma colheita de órgãos que correu mal.
- Bak, tamam, botta çıplaklık pek gerçekçi değildi ama baştan başlamalıyız, tamam mı? - Sırf bunu yiyorum diye...
- Lá porque vou comer isto...
Baştan başlamak için benden ayrılmaya gelmiyorsa tabii.
A não ser que seja para acabar tudo comigo para poder começar de novo.
Maskara oldum. - Fikir bana baştan kötü gelmişti zaten.
Perguntei-me se seria boa ideia desde o início.
Baştan sona.
do princípio até ao fim.
Basiret ve sağduyu ile bu baştan çıkarıcı kadın Olivia Pope ve onun bedeni ile oyalamaya yönelik yapılan...
Com prudência e senso comum... Com a sedutora Olivia Pope... A distrai-lo com aquele corpo...
Baştan çıkarıp yatağına aldığın o "şehvet düşkünü adamı"?
Aquele homem lascivo... que seduziste e levaste para a tua cama...
Öğrenmeyi istediğim şey, baştan beri neden şeyhle görüşmek istediğiniz.
Gostava de saber porque solicitaram uma audiência com o sheik, para começar.
Bari bilmediğin şeyleri duyalım bu yüzden baştan başlayalım, olur mu?
Já agora ficamos a saber de tudo o que não sabe, então vamos começar pelo principio, pode ser?
Online olarak baştan çıkartmak yeterli değildi.
A sua sedução online não foi suficiente.
En baştan beri biliyordun.
Sabias o tempo todo. - O quê?
Binayı baştan aşağı araştıralım.
Vamos vasculhar a propriedade, de cima a baixo.
Baştan başlayabilirsin.
Tu podes recomeçar.
Baştan beri bana yalan söylediğin ortada.
Está claro que me mentiste desde o princípio.
Tamam, baştan dinleyelim.
Começa do início.
Ya da bir barda kösesine çekilmis tekila bombalarini yuvarliyor ve görelilik teorisini bastan yaziyordur.
Ou está num bar a beber e a reescrever algum teorema.
- Görelilik teorisini bastan yazarken milkshake yuvarliyordur o zaman.
- Está a beber milk-shake e a reescrever um teorema.
Memnuniyetle Daisy. Fakat baştan söyleyeyim...
Fico feliz, Daisy, mas digo já que não há muito que eu possa fazer.
- Bir süre bizimleydi ama Çağrı tarafından baştan çıkarıldı.
- Ele esteve connosco algum tempo, mas foi seduzido pelo "O Chamado".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]