English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bir karar ver

Bir karar ver traduction Portugais

327 traduction parallèle
Yeter ki bir karar ver.
Mas tem de se decidir.
Buralarda kimin kime ait olduğuna artık bir karar ver.
Acho bem que decidas já quem é de quem.
Eminim, o düşünce karşılıklıdır. Haydi Al, bir karar ver.
Como a gripe que trouxeste da tua reunião de familia.
Fakat doğru bir karar ver.
Acabei.
Bir karar ver.
Toma já a merda da decisão.
- Hayır bir karar ver.
- Não, tem de escolher.
Hayır mı? Bir karar ver!
Decide-te!
Bir karar ver.
Decide-te!
Bir karar ver.
Decide.
Bir karar ver artık!
Esquerda ou direita?
- Bir karar ver.
- Decida-se.
Bir karar ver.
Faz uma escolha.
Yani, yapma, adamım. Bir karar ver.
Decida-se, homem!
Bir karar ver.
Decide-te.
İyi bir karar vermek için bunu görmem gerekecek.
Eu tenho que ver para poder fazer uma decisão educada.
Bir karar ver, Kerry.
Toma uma decisão, Kerry.
Bay Smith'i satın almaya karar verdim ama bir an dönüp bir İran kedisine baktım.
Decidi comprar o Sr. Smith, mas virei-me por um instante para ver um gatinho persa.
Ketchworth'e vardığımda, kesinlikle kararımı vermiştim... Alec'le bir daha görüşmeyecektim.
Quando cheguei a Ketchworth, já me decidira em não voltar a ver o Alec.
- Evet. Ne kadar sık benimle bir daha görüşmeyeceğine karar verdin?
Quantas vezes decidiu que nunca mais me voltaria a ver?
İkisi de mümkündü. Ben de kulüpten ayrılıp başka bir yerde yemeye, sonra geri gelip, o alçak oradaysa yakalamaya karar verdim.
Ambas as hipóteses eram plausíveis, por isso optei por deixar o clube e irjantar a outro sítio, voltando depois à socapa para ver se apanhava o biltre.
Aklımı biraz bu işten uzaklaştırmak için sinemaya veya o tarz bir yere gitmeye karar verdim.
Decidi ir ao cinema, ou assim, para ver se clareava as ideias.
Birkaç yıl önce parasız kaldığım bir sırada denize açılmaya ve okyanusları görmeye karar verdim.
"Há alguns anos atrás, com pouco ou nenhum dinheiro". "Pensei em navegar e ver todos os Oceanos do Mundo".
Bunun da kararınızla bir ilgisi yoktur.
Isso nada tem a ver com o vosso veredicto.
Biz kadınlardan bir kaç kişi o kadını görmek için gitmeğe karar verdik.
Alguma mulheres decidiram ir ver essa garota.
Sen karar ver. Bir çift yumrukla mı kalmak istersin yeteneğini ödünç vermek mi?
Decida se quer acabar com um par de cotos ou emprestar-nos o seu talento.
Ne istiyorsun be adam, bir karar ver?
Caramba, afilal o que queres?
Haberi duyunca, önce buraya uğrayıp, bir miktar yolluk çıkarmağa karar verdim.
Decidi vir para cá e ver se conseguia pegar um pouco para mim.
Karar verdim, Demir Manyak bir kere daha bana gün ışığını heba ettiğimi söylerse... ağzının payını vereceğim.
Se ele me diz outra vez que estamos a desperdiçar a luz, vão ver o que lhe faço.
Barry bir daha Nora'yı görmemeye karar verdi.
Barry decide não mais voltar a ver Nora.
Kararını bir an evvel ver, olur mu?
Decide-te rapidamente.
Tap'in "Eldiveni Kokla" isminde yeni bir albüm çıkaracağını, ve promosyon için Amerika turnesine çıkmayı planladığını duyduğumda, bir belgesel hazırlamak için uygun bir zaman olduğuna karar verdim, az sonra izleyeceğiniz bir rock belgeselidir.
Quando soube que os Tap iam lançar um novo álbum, "Smell The Glove"... e que planeavam a sua primeira digressão nos Estados Unidos desde há seis anos... para promover esse disco... é claro que aproveitei a ocasião... para fazer o documentário... ou "rockumentário" se preferirem... que vão ver agora.
- Derse gir, bir dene, kararını ver. - Adaletli bir öneri.
Ok vais-te vestir, vais ter à sala depois e vês se queres ficar!
Bizimle bir iki kere çık. Bir bak bakalım. Sonra girip giremeyeceğine karar ver.
Vais 1 ou 2 vezes connosco, para ver, e decides.
Peg ve ben bu konuyu konuştuk ve bu benim hatam olduğu için, her şeyi benim halletmeme karar verdik. Bütün ayarlamaları benim yapmama izin ver olur mu? Eğer bu seni daha iyi hissettirecekse, bence bir sakıncası yok.
E mesmo que não tivesses tentado comprar-me o relógio, se os 16 anos que estamos juntos não chegam para dizer que te amo, de que serviria um relógio estúpido?
Palermo'da bir sigorta talebindeydim. Ve birkaç gün tatil yapmaya karar verdim.
Estava a verificar uma queixa ao seguro em Palermo... e decidi tirar uns dias de folga, Ver a ilha.
Niles'ın odasına bir şey bulabilirim diye düşünerekten göz atmaya karar verdim.
Decidi ir dar uma volta ao gabinete do Niles para ver se descobria algo.
Bunu bir düşün ama çabuk karar ver.
Pense a respeito, mas pense rápido.
Biz de bir denemeye karar verdik.
PARA VENDA Decidimos fazer um teste para ver se tínhamos sorte.
İzlediğiniz bu video sanığın suçlu olduğuna karar verilmesini sağlayacak, birinci dereceden bir kanıttır.
O vídeo que acabaram de ver é a prova em primeira mão... da culpa do réu. Assinale-o como evidência "A".
Alberto Ruz yazıtların bulunduğu tapınağı, bir başka yapının üzerine inşa edilip edilmediğini anlamak için araştırmaya karar verdi.
Alberto Ruz decidiu investigar o templo das inscrições para ver se tinha sido construído em cima de outro edifício.
Önümüzdeki on yıl iyi bir kız olursan on yılın sonunda kararımı gözden geçiririm.
Se te portares bem, durante os próximos dez anos, Levo-te a ver uma parada militar.
Bir kez olsun sen karar ver.
Tome a decisão sozinha!
Yarın gelin de, bir hastalık kapmadığınız konusunda kesin kararı verelim.
Vá ter comigo amanhã para eu ver se isso não infectou.
Karar senin, bir düşün. silahını ver...
Faça você os cálculos, largue a arma
Lehte bir karar çıkmayacağını düşünemiyorum bile...
O senhor conseguiu. Não estou a ver como isto possa deixar de acabar bem.
Verilmesi oldukça zor bir karar.
Como deveríamos ver?
Ama onunla güzel bir iş ilişkisi geliştirdik ve eminim kararın ardındaki bilgeliği görmesini sağlayabilirim.
Mas desenvolvemos uma bela relação de trabalho e asseguro-lhe que o ajudarei a ver a sabedoria da decisão.
Binlerce yıl canlı kalmayı başardıktan sonra... Öleceğini fark etmek berbat bir şey. Erdemli bir polis, lanet dünyayı kurtarmaya karar verdi diye.
Podem imaginar como é estar vivo por milhares de anos... e ver que vamos de facto morrer, porque um chui moralista decidiu que ia salvar o raio do mundo?
Ben birbirimizi bir daha görmemeye karar verdik diye sanıyordum.
A sério? Eu achei que fosse porque... decidimos que nunca mais nos queriamos ver de novo.
Bir morarmış göz mü yoksa iki mi, Damon sen karar ver.
Um olho negro ou dois, Damon. Tu é que escolhes.
Tam anlayamadıkları bir geçitten... olayların kesişmesiyle... sayısız kararın bir araya gelip ötesini göremedikleri bir yola... sürüklenmekten şikayetçiler.
Estão preocupados com um nexo que não podem explorar totalmente... uma intersecção de eventos... um encontro de incontáveis decisões delicadas... além do qual jaz um caminho que eles não conseguem ver. E onde fica esse nexo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]