Bu çok üzücü traduction Portugais
577 traduction parallèle
Eğer iyi niyetli insanlar, gençlerin korkusuzca sevdiği anne babanın çocuklarıyla birlikte yaşlandığı ve insanların hayatında birbirlerine değer verdikleri bir dünyayı kurmakta umursamaz olur veya hata yaparlarsa bu çok üzücü olurdu.
Seria demasiado trágico, se os homens de boa vontade voltassem a falhar... na construção de um mundo, onde a juventude possa amar sem medo, onde os pais possam envelhecer ao lado dos seus filhos, e onde os homens sejam merecedores da confiança uns dos outros.
Bu çok üzücü bir haber Pip.
Isso são notícias muito tristes, Pip.
Beyler, bu çok üzücü bir şeydir, hiçbir şey olmak.
Meus senhores, isto é uma coisa muito triste : não significar nada.
Bu çok üzücü bir hikaye, Cody.
É uma história muito triste, Cody.
Ahlaki değerlerini ve gücünü ispatladın, ama... İngiltere'yi de iki parçaya ayırdın. Ve bu çok üzücü bir durum.
Você provou o valor de sua moral... mas dividiu a Igreja britânica em duas partes... e isso é inaceitável.
Bu çok üzücü.
- Que triste.
Bu çok üzücü.
Que triste.
Bu çok üzücü.
É tudo muito perturbante.
Bu doğru, insanlar da şeytanlık yapabilir ve bu çok üzücü.
Sim, as pessoas cometem o mal. Isto é amargo.
Evet, bu çok üzücü.
É uma pena.
Bu çok üzücü.
É tão triste.
Bu çok üzücü. Hiç dışarı çıkmıyorsun.
É trágico que nunca saias.
Bu çok üzücü.
É horrivelmente triste.
- Biliyorum, bu çok üzücü.
Eu sei. Estou perturbada.
Bu çok üzücü olurdu.
Isso seria uma decepção.
Bu çok üzücü.
Isso é tão triste.
Bu çok üzücü. Oh, hadi ama tatlım.
É tão triste.
Bu çok üzücü.
É tão triste!
Bart, şu an hayatımdaki bana en yakın erkek sensin....... ve bu çok üzücü sanırım ağlayacağım.
Bart, tu és o que mais se aproxima de um homem, na minha vida e isso é tão deprimente que acho que vou chorar.
Bu çok üzücü bir olay. Simone.
Mas que tragédia.
Bu çok üzücü bir haber.
Triste notícia.
Göreve çıkarken "hoşça kal" deme... Bu çok üzücü.
As estrelas são tão bonitas sem a luz artificial.
Bu çok üzücü bir haber.
Isto são notícias muito tristes.
Bu çok üzücü, ama orada gerillalar var.
George : Isto é embaraçoso Há os "Contras" Aqueles que estão contra
İşte asıl bu çok üzücü olurdu değil mi?
E teria sido triste, não?
Bu Cumhuriyetçi umurumda değil. Ama bir bayana küçük bir iyiliği çok görmen Pacquito üzücü. Hem de çok üzücü!
Não quero saber deste republicano, mas o facto de recusares um favor tão pequeno a uma senhora é preocupante, muito preocupante.
Baylar... Çok üzücü bir kazaydı, hepsi bu.
Senhores, tratou-se de um lamentável acidente, mais nada!
- Son. - Çok üzücü bir öyküydü bu.
- Foi uma história muito triste.
Çok üzücü bir durum bu.
E doloroso pensar em tal.
İşlerin bu şekilde halledilmesi çok üzücü.
É uma pena ter de agir deste modo.
Çok üzücü, bu yaştaki bir adamın yaptıklarına bak!
Acho que, na idade dele, isto é lamentável.
Bu kadar erken gidecek olman çok üzücü.
Que pena que tenha de ir tão cedo.
- Bence bu, çok üzücü.
- Pobre homem! Eu acho que é triste.
Evinden bu kadar uzakta ölmek çok üzücü bir şey.
É uma pena se tiver de morrer longe de casa.
Bu çok ama çok üzücü bir şeydir. Bir adamın 27 yaşına gelmesi.
É terrível, é uma coisa muito triste... quando um homem chega aos 27...
Bu çok aptalca, çok üzücü.
Fica estúpido, triste.
Bu çok uzun ve üzücü bir hikaye haksızlığın hikayesi.
É uma história muito longa e triste, uma história de injustiças.
Oh, bu çok üzücü.
Oh, mas que pena.
Maalesef onu savaşta kaybettik ve bu üzücü haberi vermek ne yazık ki bana düşüyor, çok üzgünüm.
Infelizmente cabe-me a mim trazer-te a infeliz notícia de que ele tombou no campo de batalha.
Bu çok üzücü bir durum.
É doloroso.
Ve sen "seni seviyorum" dememin gerçekten oyun olduğunu düşünüyorsan bu gerçekten çok üzücü.
E tu, se pensas que quando disse que te amava era um esquema, és uma desgraça.
- Bu çok trajedik ve üzücü, ama bu kadar yaklaşmışken kaybedemem.
- Isso é trágico e triste, mas não vim até aqui para perder tudo.
Bu çok üzücü bir şey.
Bleek?
Bu çok üzücü.
É muito perturbador, Francis.
Bu benim için çok üzücü bir şey.
É difícil falar sobre isto.
Bu benim için çok üzücü bir gün.
Hoje é um dia muito triste para mim.
Bu çok üzücü.
Que história mais triste...
Şu an bir şey söyleyemeyeceğim. Sadece bu olayın çok üzücü ve trajik olduğunu söyleyebilirim.
Não posso dizer nada agora, a não ser que hoje é um dia trágico,
Bu çok üzücü.
Isso é triste.
Bu, organizasyon için de çok üzücü.
Acho muito triste, também por causa da organização.
- Bu çok üzücü.
- É trágico.
bu çok güzel 567
bu çok iyi 411
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok fazla 165
bu çok iyi 411
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok fazla 165
bu çok doğal 48
bu çok güzeldi 52
bu çok para 46
bu çok kötü oldu 29
bu çok doğru 46
bu çok ilginç 132
bu çok eğlenceli 50
bu çok komik 209
bu çok saçma 642
bu çok kötü 494
bu çok güzeldi 52
bu çok para 46
bu çok kötü oldu 29
bu çok doğru 46
bu çok ilginç 132
bu çok eğlenceli 50
bu çok komik 209
bu çok saçma 642
bu çok kötü 494
bu çok önemli 351
bu çok kolay 78
bu çok iğrenç 62
bu çok tuhaf 143
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16
bu çok kolay 78
bu çok iğrenç 62
bu çok tuhaf 143
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16