English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Buraya gelmeden önce

Buraya gelmeden önce traduction Portugais

645 traduction parallèle
Buraya gelmeden önce bu işin biteceğini umuyordum.
Esperava que a guerra acabasse, antes de eu chegar cá.
Unut gitsin. Buraya gelmeden önce çok çalışıyordun.
Trabalhas demasiado antes de vires para aqui.
Buraya gelmeden önce, her şeyi unutmuştum.
Esqueci de tudo até vir para aqui.
Geçen gece karar verdik, buraya gelmeden önce.
Decidimos anteontem à noite, antes de virmos para cá.
Ellie buraya gelmeden önce üç defa üzerini değiştirmiş olmalı. - Stanley!
- A Ellie trocou de roupa três vezes.
Cesaretinize hayran kaldım, Pablo, planınıza değil. Bakın, Baron Gruda buraya gelmeden önce silahları ve sarayı ele geçirmemiz gerek.
Temos de conseguir as armas e invadir o palácio antes que chegue o barão Gruda.
Buraya gelmeden önce neredeydin?
Onde estava, antes de vir para aqui?
Sen buraya gelmeden önce onu aradım.
Liguei-lhe mesmo antes de você aqui chegar.
Doğal olarak, buraya gelmeden önce polisi otelden arayacağını düşündüm.
Naturalmente, pensei que ele ligaria à polícia, do hotel, antes de vir para aqui.
Buraya gelmeden önce ne yapıyordun?
O que fazia para viver antes de vir cá? Agrimensor da via férrea.
- Buraya gelmeden önce yerlilerin durumuna baksam iyi olur dedim.
- Pensei em ver os índios primeiro.
Buraya gelmeden önce, Siyam benim için bu küçük beyaz noktadan ibaretti.
Antes que eu chegasse, o Sião era, para mim, só aquele pontinho branco.
Sen buraya gelmeden önce korkuyordum.
Sabes, antes de vires para cá, estava um pouco assustado.
Buraya gelmeden önce Richmond'a anneni ziyarete gitmiştim.
Fui visitar a tua mãe antes de vir para cá, em Richmond.
Buraya gelmeden önce kendimle epey mücadele ettim.
Tive uma discussão muito séria comigo própria antes de vir para cá.
Buraya gelmeden önce iki bira ısmarladım.
Já pedi duas cervejas.
O, kendini ben buraya gelmeden önce öldürmüştü.
Ele começou a matar-se antes que eu cá chegar.
Buraya gelmeden önce sadece bir kez memleketimden ayrılmıştım. O da Birinci Dünya Savaşı'nda askerkendi.
Só estive fora uma vez antes desta... e foi na primeira guerra quando era garoto.
Buraya gelmeden önce ne hayaller kuruyordum.
Quando penso naquilo que achava que ia ser.
Buraya gelmeden önce araştırma yapmadınız mı?
Não investigaram antes de virem para cá?
Buraya gelmeden önce, hep küçük kasabalarda çalıştım.
Durante 2 anos trabalhei em cidades pequenas, até chegar aqui.
- Buraya gelmeden önce...
- Antes de cá ter chegado...
Böylece, 30 yıl önce yaşlı eşimle birlikte buraya gelmeden önceki halimizden, daha kötü bir duruma düştük.
Bem, estávamos bem pior quando eu e a minha velhota chegámos aqui há 30 anos.
Sen buraya gelmeden önce ne olmuştu?
O que aconteceu, antes de ter cá chegado?
Emma Teyzeniz biz buraya gelmeden önce göndermişti.
Venham comigo. Cuidado com o degrau.
Onu gördüğünü söyledi. Buraya gelmeden önce görmüş.
Ele disse-me que a viu, que a viu mesmo antes de vir para cá.
Hocam buraya gelmeden önce... ... pazarda bir çocuk ölüm koridorundan söz etti.
Mestre antes de eu vir para cá um rapaz no mercado falou do corredor da morte.
Buraya gelmeden önce onları aramaya gittiğimde ortadan kaybolmuşlardı.
Hoje eu antes de vir aqui, procurei a Pensão. Desapareceu.
Nasl ve neden oldugunu ögrenmek istiyorum, - - Escobar buraya gelmeden önce.
Quero saber como aconteceu e porquê, antes que o Escobar chegue.
Buraya gelmeden önce başka bir plantasyondaydım.
Antes de vir para aqui... Estive em outra plantação. Não és o meu primeiro homem.
Büyük büyük büyük babam, buraya gelmeden önce İngiltere'de yaşamış.
O meu tetravô viveu em Inglaterra antes de virmos para cá.
Buraya gelmeden önce de yaşama sevincim olduğu söylenemezdi ve genel anlamda hayatım berbattı.
Não tinha alegria de viver antes de chegar aqui. Regra geral, a minha vida tem sido uma droga.
Aslında siz buraya gelmeden önce yaralarınıza pansuman yapılmış.
Trataram das suas feridas antes de ter cá chegado.
David'in elbiseleri buraya gelmeden önce parçalanmış.
Trataram das lacerações do David antes de ele chegar cá.
O ikisi yeterince çıldırmış gibiydiler. Belki de buraya gelmeden önce diğerlerini öldürmüş olabilirler.
Podem ter feito muitos danos antes de terem chegado aqui.
Yani tam buraya gelmeden önce her şey bitmişti.
Mas quando cheguei aqui, acabou tudo.
Buraya gelmeden önce bana ayrıldığını söylemişti.
Antes de sair, disse-me que tinha acabado.
Buraya gelmeden önce kontrol ettim.
Eu verifiquei, antes de chegar aqui.
Oraya buraya gelmeden önce gitmişlerdi.
Eles... Eles já estiveram lá.
Tuareg ve yanındaki gerizekalılar buraya gelmeden önce bir saatten fazla vaktimiz olduğunu sanmıyorum.
Está bem. Não temos mais que uma hora até o Truang e os rufiões chegarem.
Evet, ve Siz Buraya Gelmeden Önce Çok Etkiliydiniz..
Sim, e vocês eram muito eficazes antes de nós cá chegarmos.
Biliyor musun Vic, buraya gelmeden önce yapacak bir şeyim yoktu çünkü ben yetimdim.
Sabe Vic, antes de vir pra cá, eu nunca tinha nada pra fazer, porque eu era órfão e tal.
Biri buraya gelmeden önce dışarı çıkmış olurum ejderhayla birlikte...
Quando finalmente alguém aqui chega,
- Evet, buraya gelmeden önce.
- Sim, antes de vir para aqui
Fikirlerin değişmesinden söz etmişken Bay McPherson buraya gelmeden hemen önce avukatımla görüştüm.
Falando de mudanças de opinião, Sr. McPherson... Acabo de falar com o meu advogado.
Başkan gelmeden önce buraya getirip burasını basmalarına neden olabilir.
Podemos ir embora agora. Podemos consegui-lo.
Onlar buraya gelmeden saatler önce gitmiş olacağım.
Pois não vai demorar para que perceba que parti.
Biz buraya gelmeden hemen önce tamtamları duyuluyordu.
Apenas tínhamos saído e os tambores já tinham prevenido.
Buraya gelmeden bir kaç dakika önce sana postaladım. Anladın mı?
Coloquei-a no Correio minutos antes de me prenderem.
- Bilmiyorum, yöneticiler beni arayıp sizi programıma sıkıştırmamı ve kontrol edilemez hale gelmeden önce bu sabah buraya uğramamı söylediler. Çoktan öyle olmadıysa tabi.
O guarda atrapalhou-me o horário todo e mandou-me vir aqui hoje de manhã antes que fique pior do que já está.
Benim için önemli... Buraya gelmeden önce aranızda bir şeyler var mıydı?
Vocês já dormiam juntos antes de virmos para cá?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]