Canlanın traduction Portugais
243 traduction parallèle
Hadi kızlar, canlanın biraz.
Vamos, meninas, dêem tudo.
Hadi çocuklar, canlanın biraz.
Vamos, rapazes, despachem-se.
Canlanın, hemen!
Depressa!
Canlanın!
Mexam-se!
Pekala beyler. Canlanın.
Já está documentado depressa.
Canlanın!
Animem-se!
- Canlanın, çocuklar!
- Agitem isso, rapazes!
Canlanın.
Atenção agora.
Canlanın, miskin herifler!
Acelerar malandros! Acordem!
Biraz canlanın.
Animem lá isso.
Canlanın beyler.
Mexam-se, rapazes.
Canlanın!
Vamos!
- Canlanın!
- Rápido!
Kalkın ve canlanın!
Levantem-se!
Biraz canlanın millet.
Toca a andar, pessoal.
Canlanın biraz!
Um pouco mais animado!
- Canlanın, kızlar!
- Mais vida, meninas!
Hadi canlanın biraz!
Está a descer!
Haydi erkekler, canlanın!
"Andiami muchachi"!
Canlanın.
Toca a trabalhar.
Canlanın. Canlanın!
Mexam-se.Mexam-se!
Canlanın!
Mexer.
Canlanın.
Mexam-se.
Canlanın!
Mais depressa.
Hadi çabuk! Canlanın!
Despachem-se!
Genç bir öğrencisi varmış. Öğrencisinin adı Ioaan Kolov'muş. Ona bu ağaç canlanıncaya kadar her gün buraya gelip sulayacaksın demiş.
Depois disse ao seu jovem pupilo, um monge chamado Ioann Kolov, que a devia regar todos os dias até ela ganhar vida.
Tamam, canlanın!
Ok, fiquem de olho.
Bir avuç bebeğe benziyorsunuz! Canlanın biraz, hadi!
Parecem uns putos!
Canlanın!
Animem-se, malta!
Canlanın, haydi.
Toca a mexer depressa, vamos.
Canlanın!
Parece vivo!
Haydi, şunu tekrar yapalım ve canlanın!
Vá lá, outra vez! E quero-os acordados!
Canlanın biraz.
Estejam alerta.
Oradakiler, canlanın.
Vamos a mexer.
Canlanın biraz, sizi hergeleler!
Mexam-se, suas poias!
Pekala, beyler. Canlanın biraz!
Quero vivacidade, meus senhores.
Haydi çocuklar, canlanın!
Vá lá, rapazes, mexam-se!
Haydi, canlanın biraz. İşte böyle.
Vá lá, mostrem o que valem!
Tamam! Pekâlâ çocuklar, canlanın!
Muito bem, pessoal, mexam-se!
Hadi beyler hadi! Biraz canlanın.
Agora, senhores, agora!
Hadi! Canlanın çabuk!
Vamos a despachar!
Canlanın beyler.
Vamos, homens.
.. Pazartesi gününe ancak alırdınız! Hadi, canlan, seni aptal!
Vá, mexe-te, zombie, a senhora tem mais que fazer!
Canlanın!
Atenção!
Canlanırsın zannetmiştim.
Pensei que ias ficar comigo.
hadi, canlanın! Hoşgeldiniz.
Bem-vindos, senhores.
- Evet? Düğünün temasını ve rengini düşününce kafamda şöyle canlanıyor.
Quanto ao tema e cor do casamento, é assim que eu pensar.
Kalabalığın içinde bile Canlanır tüm çiçekler
Quando ela entra numa sala, as flores florescem.
Durmadan o guatrın canlanıp benle konuşacağını düşünüyorum.
Não paro de pensar que o bócio dela vai começar a falar para mim.
"Bahar zamanı kumrular şarkı söylerken hatıralar tekrar canlanır." "Tekrar salıncağa koşmanın zamanıdır." "Kalbi avare gezgini evine çağırır."
Quando os koels cantam na Primavera, é tempo novamente de memórias... é tempo novamente de balançar em baixo dos ramos... volta para casa homem errante, a tua terra chama por ti...
Canlanın!
Despachem-se!