Deniz traduction Portugais
10,590 traduction parallèle
Deniz Kuvvetleri Bakanı'nı aradık.
Ligamos para a Secretária da Marinha.
Kahire olayından sonra Deniz Kuvvetleri Bakanı'yla konuştum.
Assim como no Cairo... Falei com a secretária da Marinha. Ela...
Deniz kızı için üzgünüm.
Lamento muito pela sereia.
Ayrıca, Lasalle ile birlikte deniz kızının cenazesinde yakın bir arkadaş kullanabilirsin.
Além disso, com o Lasalle no funeral da sereia, podes precisar de apoio.
Hepsi deniz ürünü mü?
Isso é tudo marisco?
11 Eylül'den sonra deniz kuvvetlerine katılmak istemiş ama psikolojik testi geçememiş.
- Porque é que ele está no sistema? Depois do 11 / 9, tentou-se alistar nos Fuzileiros.
Bizi götürmesi için Bombaylı bir deniz tüccarına rüşvet verdim.
Subornei um mercador naval de Bombaim para irmos como clandestinos.
Bir sonraki jüri numarası 17. Şimdi, davalı bir deniz canavarı.
Potencial jurado número 17, o réu é um kraken ( lula ).
Deniz canavarının suçlu bulunmasıyla ilgili bir sorununuz var mı?
Teria algum problema em condenar um kraken?
Adil olmaya çalışırdım ancak şu an kayıt altındayım. Çünkü bir deniz canavarını serbest bıraktıracak kadar ünlü biriyim.
Eu tentaria ser justo, mas que fique claro, sabe, muito famoso, por ter libertado um kraken.
Deniz aygırıyla Tupper'ın ortak ne özelliği vardır?
O que é que uma morsa e um Tupperware têm em comum?
Deniz Kuvvetlerinde miydin?
Estiveste na Marinha?
Deniz kulağı.
- Abalone.
"Yemek", "deniz kabukları" ve "gaz" ise kurşunlar için kullanılıyor.
"Comida", "conchas do mar" e "gasolina", são balas.
- Deniz mahsulleri sever misin?
- Gosta de marisco?
Randy Jackson'ın insan giysileri giyen büyük bir deniz kaplumbağası olduğunu mu?
A Randy Jackson era apenas uma grande tartaruga do mar com roupas humana, já ouvimos.
Sen, umutsuz kaptan deniz tutmuş şu yorgun tekneyi yalçın kayalara bindiriver artık!
Tu, piloto desesperado, lança de um golpe contra a rocha escarpada teu barco cansado. "
- Diğer deniz ürünlerine.
- Outra vida marinha.
Ayrıca yeni deniz şeytanları getirmişler.
- E têm raias novas.
Wasabi tozlu deniz kestanesi, konsept olarak iddialı olsa da hayal kırıklığıydı.
"O uni com neve de wasabi, apesar de ser conceptualmente ambicioso, foi uma desilusão."
- Deniz yoluna bakın.
- Reparem na rota marítima.
Deniz üssü kurulması konusunu tartışmayı kabul ettiğiniz için.
Pela sua participação nos debates sobre a base naval.
Deniz üssü yüzünden, değil mi?
É a base naval, não é?
Deniz üssü kurmak istiyorsunuz.
Quer a sua base naval.
- Bu deniz üsleri stratejik olarak...
- Essas bases navais...
Meğerse Prens Richard deniz üsleri konusunda kraliçeyle aynı fikirde değilmiş.
E parece que o Príncipe Richard vai suceder à Rainha...
Bizim deniz üssümüzde böylece sulara gömülmüş oldu.
A nossa base naval está acabada.
Bu şekilde, Yeni Ajan Adayı ya da YAA olarak bizim için tanınabilir olursunuz, ve güvenlik polisiyle, Narkotik adayıyla ya da yakındaki bir deniz piyadesinden ayrılırsınız.
Dessa forma você é identificável para nós como uma nova estagiária agente, ou chefe e não como a aplicação da lei o treino da DEA ou um vizinho da marinha.
Deniz Piyadeleri'nde kahve berbattı.
Café bebido nos fuzileiros navais.
Deniz kenarında bir köy olmalı.
Deve ser uma vila costeira.
Doğru. Buradan deniz kenarındaki mağaralara kadar olan her dalı biliyorum.
Conheço todos os pormenores desde aqui até às cavernas do mar.
Deniz kıyısına.
Para o mar.
İnsan gücü ve kaynak ile bakımsız sahili temizleyip, bir liman yapabiliriz. Büyük açık deniz gemilerini barındırır.
Com homens e recursos, poderiamos limpar a praia de pedra e construir um porto que permitiria maiores embarcações maritimas.
- Deniz Piyadeleri'nde mi?
- Marinha? - Sim, claro.
2 yili Irak olmak üzere Deniz Piyadelerinde 4 yil hizmet.
Serviu por 4 anos nos Fuzileiros Navais, incluindo duas missões no Iraque.
Deniz üssündeki hayali dostlarini yardim etmeleri için çagirmak ister misin?
Queres chamar os teus amigos imaginários da Marinha para te ajudar?
Normalden fazla seviyede madensel tuz, deniz kabuğu ve deniz yosunu var.
concentração acima do normal de sais mineiras, cascas de moluscos e algas calcárias.
Deniz kabuğu ve yosun da kum yapımında kullanılan biyolojik bileşenlerdir.
Cascas e algas são os componentes biológicos que fazem a areia.
Deniz kenarı olduğu için, birbirlerinin kollarına koşabileceklerdi.
Próximo do mar, para poderem velejar para os braços um do outro.
Köpek balıkları, deniz kaplumbağaları, fok balıkları ve diğer "avlanmayan" balıklar bu piçlerin ağlarına takılıyor, ve denize atılıyorlar karides olmadıkları için.
Tubarões, tartarugas marinhas, focas e outros peixes "não comercializáveis" que acabam nas redes destes desgraçados e, depois, são atirados borda fora porque "não são camarão".
Deniz kuvvetlerinden atılmış.
Foi dispensado dos Fuzileiros.
Deniz hukukuna göre kurtulan kaç kişi Kanada'ya gömülür?
De acordo com a lei marítima quantos sobreviventes serão enterrados no Canadá? Vai!
Bu bıçaklar Birleşik Devletler'de deniz kuvvetlerinde kullanılır.
São as utilizadas pelos fuzileiros da marinha norte-americana, entre outras.
Birleşik Devletler'de deniz kuvvetlerinde olabilir mi?
Um fuzileiro da Marinha dos Estados Unidos?
Jamal parayı yollayınca, deniz aşırı güvenilir bir hesaba Khalil adına aktaracağım.
Assim que o Jamal libertar o dinheiro, eu transfiro para uma conta de confiança para esse Khalil.
Harika bir deniz manzarası.
É uma vista espectacular para o mar.
Birazcık deniz tuzu iyi olurdu. Buna ne dersin?
Acho que precisa de sal marinho.
Deniz seviyesi... yükseliyor mu?
O nível do mar... Está a subir?
Evet, Rüzgarkamçı'nın kovasını deniz sümüklü böcekleriyle doldurdum.
És uma de nós. Já fiz um stock de lesmas do mar no estábulo do Windshear.
Deniz kızı mı?
A sereia?
- Benimle Deniz üsleri ilgili konuşma!
- Não fale sobre bases navais.