Dinleyecek misin traduction Portugais
163 traduction parallèle
Beni dinleyecek misin, yoksa anlayamıyor...
Vai ouvir-me ou não compreende...
- Dinleyecek misin? Tartışmayalım.
Vais ouvir o que te quero dizer!
Şimdi beni dinleyecek misin?
- Nem sequer queres ouvir-me?
Dinleyecek misin?
Queres ouvir-me?
- Beni dinleyecek misin?
- Vai-me ouvir ou não?
- Dinleyecek misin? Hayır!
Queres ouvir-me...
- Beni dinleyecek misin?
- Podes escutar-me?
Peki hala içini döktüğüne göre, şimdi ya beni dinle ya da çeneni kapa, dinleyecek misin?
Agora que já desabafaste, ouve-me um pouco, está bem?
Dinleyecek misin?
Está a ouvir?
Beni dinleyecek misin?
Queres ouvir isto ou não?
Onu dinleyecek misin?
Não quer ouvi-lo?
Jerry, nasihatımı dinleyecek misin?
Fazes o que te digo?
- Dinleyecek misin?
- Vais ouvir?
Ron, dinleyecek misin?
Ron, estás a ouvir?
Şu aptal şeyi kesip, beni dinleyecek misin?
Podes parar com esse disparate ritmado e ouvir-me?
Onlarι dinleyecek misin?
Dás ouvidos ao que eles dizem?
Peki Kontes Ferenczy'yi dinleyecek misin?
E dás-lhe ouvidos? É uma estúpida.
Londra'yı dinleyecek misin?
- Jakob, vais ouvir Londres?
Çeneni kapatıp beni dinleyecek misin?
Cala o bico! Vais fechar o raio dessa boca e ouvir-me?
John, beni dinleyecek misin?
John, ouve o que te digo.
Bu zırvaları dinleyecek misin?
Não reages a uma coisa dessas?
Öğüdümü dinleyecek misin?
Ouv ¡ r ¡ a meu vonselho?
Beni dinleyecek misin? Bakalım bildik geliyor mu söyleyeceklerim.
Vê Iá se não ouviste já isso de alguém :
Dinleyecek misin, karar ver.
Decide se estás a ouvir, ou não.
Beni dinleyecek misin?
Queres ouvir-me?
Dinleyecek misin, pencereden dışarı mı bakacaksın?
Vamos. Rudy! Vais prestar atenção ou ficar a olhar pela janela?
Onları dinleyecek misin?
Vais ouvi-los?
Nasihatimi dinleyecek misin?
- Vais seguir o meu conselho?
- Bunları sen uyduruyorsun. - 4 bin insan Rhonda. Sezgilerini dinleyecek misin?
Queres ouvir a voz da lógica, sim?
Dinleyecek misin?
Você me ouviria?
Bana, ağabeyine vurmanı, söylüyor, dinleyecek misin?
Seu irmão mais velho?
Joshua'yı dinleyecek misin artık?
Vais dar ouvidos ao Joshua agora?
Francis beni dinleyecek misin?
Francis, pode dar-me ouvidos?
Şimdi beni dinleyecek misin?
Agora, presta atenção?
- Dinleyecek misin?
- Queres ouvir-me?
- Dinleyecek misin?
- Vais ouvir? - Sim.
Beni dinleyecek misin?
És capaz de me ouvir?
- Dinleyecek misin?
- Vais ouvir-me?
Dinleyecek misin beni?
Mas ouve só, está bem? !
Onu dinleyecek misin?
Vais fazer como ele diz?
Beni dinleyecek misin?
É capaz de me ouvir?
Geri kalanını dinleyecek misin?
Quer ouvir o resto?
Mulder, dinleyecek misin...
Mulder, vai...
Londra'yı dinleyecek misin?
Vais ouvir Londres?
Canın cehenneme Otis. Şimdi beni dinleyecek misin?
Merda, Otis, é agora que vais ouvir o que eu digo?
Dinleyecek misin yoksa poponun 501'de nasıl duracağını mı düşüneceksin?
Vais prestar atenção ou vais dispersar e pensar sobre... Sei lá, como ficará o teu rabo numas calças 501?
- Rüyamı dinleyecek misin?
- Queres ouvir este sonho?
Beni dinleyecek misin, lanet olası!
Não se importam de me ouvir?
Özrümü dinleyecek ruh halinde misin?
Apetece-lhe pedir desculpas?
Dinleyecek misin?
Escutas?
Beni dinleyecek misin Adele?
- Adele, quer me ouvir?
misin 24
mısın 19
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
mısın 19
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlenmen gerek 19
dinlen biraz 26
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24
dinleyin 2039
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlenmen gerek 19
dinlen biraz 26
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24