Doga traduction Portugais
2,143 traduction parallèle
Doğa kanunu! En güçlü olan yaşamını sürdürür.
a Lei da Natureza, a sobrevivência do mais forte.
Düzen, doğa, güç.
Ordem, natureza, força, amor.
Doğa sevgisinin.
- Para amar a Natureza.
- Hadi bir şeyler yapalım, doğa, macera, eğlence.
- Vamos fazer algo espontâneo, divertido, aventureiro
Sana göre doğa olabilirler.
Natureza para ti.
Doğa kuralları işliyor.
Vês? A Natureza está a tomar o seu rumo.
Önce ben de böyle düşündüm ama Angie'nin dediği gibi, doğa bildiğini yapar.
E foi o que pensei no início, mas como disse a Angie, a natureza vai seguir o seu rumo.
Sanırım doğa ve kader, bir yolunu buluyor. Kalp rahatsızlığı var.
Parece que a Natureza e a fé encontraram uma maneira.
Mezosferi canlandırırsak, Doğa yıldırımlarla ozonu yeniden oluşturur.
- Estimular a mesosfera é arriscar mexer com a camada de ozônio. Tem algo, Jack?
Doğa kendi kendini tamir edecek.
Basicamente reduzir naturalmente... A fenda por ela mesma.
Doğa sana hayat boyu güç versin.
Que a natureza te dê vida vindo da força.
Ben Doğa'yım.
Sou único com a natureza.
Doğa, benden aldığını geri getirdi.
A natureza me devolveu o que me tirou.
Aki, doğa gibi.
Aki, é como a natureza.
Doğa ile konuşuyor.
Ele fala com a Natureza.
... Meşhur fosil Fransa Doğa Tarihi Milli Müzesinde serin bir bahar gecesi sergilenmeye başladı.
Por favor, tragam numa fria noite de Inverno, o famoso fóssil veio ter ao Museu Nacional de História Natural, em Paris.
Güneş böyle görünüyor, yıldızlar, doğa...
Este é o aspecto do sol e das estrelas, a natureza...
Yıldızlar böyle görünüyormuş, doğa ve arabalar, telefonlar, filmler ve Başkan.
E as estrelas, a natureza, carros, telefones, filmes e o Presidente.
Doğa.
Natureza.
- Aslında bir doğa gezisine çıkmıştım.
- Na verdade, fui fazer um passeio.
- Doğa gezim için.
- Para o meu passeio.
Doğa gezim.
O meu passeio.
İkimiz de biliyoruz ki biz insanların önemini anlayamadığımız bazı şeyler var : Mesela doğa kanunları. Bize engel olamayan kanunlar.
Ambos sabemos que há certas coisas que tomamos como garantidas, as leis da Natureza, por exemplo, que não são, necessariamente, vinculativas.
Bir gümüşi ıhlamur yaprağı bulursam doğa rozetini kapacağım!
Uma folha da tília e o pin da natureza é todo meu!
Fakat doğa seni yaratırken garip bir kaçıkmış.
Mas a natureza estava estranhamente caprichosa quando a fez.
Olan şu ki doğa ana biraz erken davranıyor.
O que se passa é que a Mãe Natureza se apressou.
Uyuşturucu satıcıları, doğa dostu bir kuru temizlemeci mi işletiyor yani?
Os traficantes dirigem uma lavandaria amiga do ambiente?
Düğmeleri, yukarı doğa yakasındaki aptal bir ceketin hayatını kurtardı.
Os botões dele salvaram a vida de um casaco doente em Upper East Side.
Ben bazen doğa anayı tercih ediyorum.
Às vezes, apenas prefiro a Mãe Natureza.
Isobel. Karım Isobel hayatını bu civardaki doğa üstü aktiviteleri araştırmak için harcadı.
A minha mulher, Isobel, passou a vida a investigar a actividade paranormal nesta zona.
Herneyse, doğa harikası olmadı belki ama arzu ederseniz biraz daha çekicilik kazandırabilirim.
De qualquer forma, não é... não é o melhor existente, tecnologia da marinha mas dar-te-á uma pequena vantagem, se precisar.
Doğa bir şehir çocuğunu sahiplendi.
O homem do ar livre criou uma filha caseira.
Doğa kanunları dışında hiç bir şey önceden bilinemez.
Algo fora da ordem natural é... imprevisível.
Aslında senin doğa yürüyüşünü seveceğini hiç tahmin etmezdim.
Bem, sou cheia de surpresas.
Bir daha doğa yürüyüşüne falan çıkacağımı, Sanıyorsan aklını kaçırmış olmalısın.
Se achas que eu vou em outra caminhada, perdeste a cabeça de vez.
Onun teorisi doğa seçiminden başka bir şeye dayanmıyor, ama onun deniz yaşamı hakkındaki seminerleri tıka basa dolu.
A mal pensada teoria dele baseia-se apenas no conceito de selecção natural. Mas os seminários sobre o Mar da Vida ficam lotados.
"Terry'le Doğa" belgeseli devam ediyor...
- Continua a procurar. - Ora aqui está. - Não é isso.
Neyse, burada bir doğa kanunu ihlal ediliyor bence.
De qualquer modo, acho que uma lei da natureza está a ser violada.
Hayatın doğa kanunları dışında var olamaz.
A tua vida não existe fora das leis da natureza.
Program... Filler hakkında bir doğa belgeseliydi.
Estava a ver um documentário qualquer sobre elefantes.
Ses geçirmeyen kulaklıklarımı geçirip Doğa kanalında kaybolmak.
Pôr os meus auscultadores sem fios e desaparecer no canal natureza.
Bu yassısırt ayrıca... Doğa hakkında büyüleyici olan şey : tamamen huzur dolu güzel bir sahneden göz açıp kapayıncaya kadar ham, ilkel şiddete dönüşebilmesi.
O mais fascinante da natureza é que, num piscar de olhos, ela pode ir de uma tranquila beleza à violência bruta e primitiva.
İddiasına göre : doğa bir vakumdan tiksinir.
Como ele expressou, "a natureza abomina o vácuo".
Sanki, doğa bana hiçlik üretmek için izin vermiyormuş gibi.
Como se o Universo não me deixasse criar o nada.
Ve daha daha garibi, eğer içeçeğimden bir fırt çekersem ve ucunu sıkarsam doğa beni durdurmak için o kadar kararlıdır ki kütle çekim kanununu bile devre dışı bırakılır.
E fica ainda mais estranho. Se eu sorver um gole da bebida,... e comprimir a parte superior, parece que a natureza está tão empenhada em me impedir que até a lei da gravidade é suspensa.
Doğa boşluktan tiksinmez.
A natureza não abomina o vácuo.
"Doğa göz kamaştırıcı manzaralara, " ya da görkemli parçalarına rağmen, "insanoğlunun yaşadığı trajedi için arka plan görevi görür."
"A natureza nos seus aspectos mais deslumbrantes ou estupendos, é somente o pano de fundo e palco da tragédia do Homem"
Doğa dostu kumaşlar.
Tecidos ecológicos.
Eğer elçinizin güvenliğinden endişe ediyorsanız bu yerde büyü yapmak, lanetlemek ve doğa üstü bir şekilde ikinize sırf eğlence olsun diye duvara çarpmak olmayacak.
Se estão preocupados com a segurança do vosso Profeta, descansem porque temos uma restrita "nada de feitiços, nada de encantos," "nada de atirar vocês os dois sobrenaturalmente contra a parede" "apenas por diversão" como politica.
Şu doğa düzeni olayından işleri batırdım. Ama eminim bunu da biliyorsundur.
Lixei mesmo a coisa toda da ordem natural, mas tenho a certeza que também sabe isso.
Tüm olanları temizlemen gerektiğinde doğa düzenini bozmak eğlenceli değilmiş değil mi?
Descarrilar a ordem natural não é tão divertido quando tens de limpar a confusão, pois não?