English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Dura

Dura traduction Portugais

5,394 traduction parallèle
# Hayat bize çok acımasız #
É uma vida dura para nós
# Hayat çok acımasız #
É uma vida dura
# Hayat bize çok acımasız # # Bıyıklarını al #
É uma vida dura para nós
# Hayat bize çok acımasız #
Arrancar a barba do queixo dela É uma vida dura para nós
En kötüsü de sonuna kadar sürmeyecek bir şeyin tadını almak.
E a pior coisa provar de alguma coisa boa, porque nunca dura.
İki dakika sürer.
Dura apenas uns minutos.
Ve şarkısı yoksa, sabahı göremez.
E sem a sua canção, ela não dura a noite.
- Mycenae'e gitmek ne kadar sürüyor?
- Quanto dura a ida a Micenas? - O dia inteiro, minha senhora.
Devam etmedi ama.
Não dura muito tempo.
Gezegendeki en tehlikeli askeri kuvvetin başındayım.
Tenho ao meu comando a maior e a mais dura força armada do planeta.
Denedim, ama biliyorsunuz çok inatçı.
Eu tento mas ele é muito cabeça dura.
Zor yoldan öğren o zaman.
Bem, assi vais aprender da maneira mais dura.
Şenlik üç gece sürecek.
O Festival dura três noites.
Yolculuk zorladığında üstesinden geldin. Gerekliydin.
Quando a jornada se fez dura Tu chegaste
Bazen büyü son bulmayabilir maziye bakabilirsin.
Por vezes o feitiço dura Para lá do que vês
Bence kendine çok yükleniyorsun.
Acho que estás a ser demasiado dura contigo mesma.
Önce çok değer veriyorum sonra her şey acı vermeye başlıyor.
Importo-me muito com as pessoas e, de repente, sou tão dura.
Çok sıkı bir yahudi çıktın.
És uma hebraica dura.
Güzel ve sıkı bir kıza benziyorsun. Muhtemelen de Jack ve Dragna'dan daha uzun süre hayatta kalabilmişsin.
Você parece ser uma rapariga bonita e dura e deve ter mesmo sido para ter conseguido sobreviver ao Jack e ao Dragna.
Göründüğümden daha sertimdir.
Sou mais dura do que isso.
Üzerine fazla gitme.
Não seja tão dura com ela.
Hayat, yaşayanlar için zor olabiliyor bazen.
A vida pode ser muito dura para os vivos.
Biraz sert olmadi mi?
Estás a ser um pouco dura.
Ama rekabet etmek oldukça zor.
Mas a competição é muito dura.
Altı saat sürer.
Dura seis horas.
Dikbaşlı. Ama sevimli.
És uma cabeça dura, mas encantadora.
Ne olursa olsun, kendini zorlama.
Mas não sejas muito dura contigo própria.
Pekala, Robert Saunders, bu derece düşük sıcaklıkta, çoğu erkeğin üç veya dört saatte pili biter. Bil diye söyledim.
- Bem, Robert Saunders, a esta temperatura, a maioria dos homens dura entre 3 a 4 horas, só para que saibas.
Ama hiçbir şey sonsuza dek sürmez.
Mas nada dura para sempre.
Cutter erkekleri için zorlu bir akşamdı.
Foi uma noite dura para os Cutter.
Okul zor olabilir, huh?
A escola pode ser dura, não é?
- Hiçbir şey sonsuza kadar değildir.
Nada dura para sempre. Coitado do Merc.
Kaç atış yapıldığını değiştiremezsin.
Não podes mudar quanto tempo dura o jogo.
- Dayanıklılık konusunda annesine çekmiş.
Ela é dura de roer, como a mãe.
Fikrini de. Çünkü bir şeyin sonsuza kadar sürmemesi değerinin azalacağı anlamını taşımıyor.
E na ideia de que só porque qualquer coisa não dura para sempre não significa que o seu valor seja diminuído.
Zor bir gece geçirdim Rodge.
Foi uma noite dura, Rodge.
Sert insanlar için sert topraklar.
Uma terra dura, para gente dura.
Bu gidişle ömrünüz vefa etmeyecek.
Assim, não dura muito.
- Klonopin'in etkisi uzun sürüyor.
- O Klonopin dura mais tempo.
Sen de annemiz kadar sinir bozucusun.
És tão cabeça dura como a nossa mãe!
Fotoğraf çeksenize, daha kalıcı olur.
Porque não tiram uma fotografia? Dura mais tempo.
Peki ya Nikita?
E Nikita - Dura de Matar?
Hiçbir şey sonsuza dek sürmez.
Nada dura para sempre.
Elbiselerini çıkarıp aletini kaldırma vakti.
Está na hora de tirar a roupa e ficar com a pila dura.
Dayanılır gibi değilsin.
Tu és dura de roer.
Ve bunu zor yoldan öğrenmek üzereydim.
E estava a ponto de aprender da forma mais dura.
Geçtiğimiz birkaç haftaki kötü hava koşullarından daha iyi olacak. Dışarı çıkın, güneşin tadını çıkarın, parka gidin, çıkabiliyorsanız dışarı çıkın çünkü iyi hava koşulları uzun sürmeyecek.
Esteve mau tempo, nas últimas semanas, por isso, saiam de casa, desfrutem do Sol, vão ao parque, caminhem, porque será Sol de pouca dura.
Jackson'a sert davrandın.
Foste dura com o Jackson.
O sert ve yaşlı birkarıdır.
- A velhota é dura.
- Bu iş çok uzun sürdü.
- Isto já dura há tempo demais.
İnatçı mı?
Cabeça dura?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]