Gazeteciler traduction Portugais
446 traduction parallèle
Polisler ve gazeteciler beni hemen tanırlar.
Até os polícias e os jornaleiros me reconhecem ao primeiro olhar.
Ve işte gazeteciler. İçeri gelin, çocuklar.
Cá estão os repórteres.
Nick, gazeteciler geldi.
Nick, repórteres.
Gazeteciler arayıp Strand'daki olayı haber verdiğinde onları yatıştırmayı başardım.
Quando os jornalistas me telefonaram sobre a confusão em Strand... ... consegui acalmá-los.
Gazeteciler çok heyecanlı.
Os jornalistas estão informados.
O halde beraber gazeteciler masasında oturalım.
Então sente-se na mesa da imprensa comigo.
- Gazeteciler.
- Eu sei, conheço-os muito bem.
Gazeteciler oyaladı beni.
É que esses jornalistas não me deixavam em paz.
Gazeteciler gelmeden düşünmeye çalışıyorum.
Mas, apanhá-lo-ão. - Já sei! Estou a tentar pensar nalguma coisa antes que venham os agentes.
Arada sırada onu görürdüm ama onların yanlarında hep gazeteciler olurdu.
Quero dizer, via-o por lá muitas vezes mas os jornalistas andam sempre por lá.
Otel odam çok sıcaktı ve sonra bütün o insanlar, gazeteciler ve telefonlar vardı.
O quarto do hotel era quente, e pessoas e reporteres e telefone.
Gazetesi küçüktü ama Avrupa'daki bütün gazeteciler tavize ve Münih ihanetine karşı verdiği mücadeleye hayran olmuştu.
O seu jornal era pequeno, mas todos os jornalistas na Europa admiravam... a luta que ele empreendia contra os nazis e aos colaboracionistas de Munique.
Gazeteciler de benimle bu konuyu konuşmak istiyordu.
É isso que os repórteres queriam falar consigo? - Os repórteres?
Ukala gazeteciler, kimi kandırdıklarını sanıyor bunlar?
Jornalistas! Quem pensam que enganam?
Sanki bu yetmezmiş gibi bir de dışarıdaki gazeteciler sorularıyla üzerime atladı.
Como se isso não chegasse, quando saí de casa, os repórteres massacraram-me com perguntas também.
Siz kadın gazeteciler çok çalışıyorsunuz Bayan Gill.
Vocês, jornalistas mulheres, são mesmo aplicadas, Srta. Gill.
Gördükleriniz cinayet masası ekipleri, dedektifler, gazeteciler.
Eis a Brigada de Homicídios, além de detectives e de jornalistas.
Gidişata bakılırsa burnunu sokmak isteyen başka gazeteciler de olacak, hem de bir sürü.
Da forma como isto vai, vai haver mais jornalistas tentando intrometer-se na história... muitos deles.
Gazeteciler buraya toplanacak.
Teremos aqui à imprensa.
Şu gazeteciler duyarlılıktan yoksunlar.
Estes repórteres e a falta de sensibilidade deles.
Tüm gazeteciler meydan dayağından geçirilmeli.
Os colunistas deveriam ser convertidos em pasta de papel.
Gazeteciler geldi bayım. Bazı gerçekleri öğrenmek istiyorlar.
Vieram uns jornalistas.
Gazeteciler saklanamaz.
Os jornalistas não se podem esconder.
Biz çavuşa söylüyordum, Duyduk ki bazı en önemli generaller, ve gazeteciler buraya gelmek üzere yoldalarmış.
Como eu dizia ao sargento, soubemos que alguns dos seus generais mais importantes e jornalistas estão a caminho daqui.
Gelenlerin çoğu inananlar. Ama sırf meraktan gelenler de var. Dünyanın dört bir yanından gazeteciler de var.
Muitos são os fiéis e curiosos, entre estes estão os jornalistas, foto-repórteres e enviados das agências de quase todos os jornais do mundo.
Siz gazeteciler Bert'in başına zaten yeteri kadar sorun çıkardınız?
Vocês dos jornais não percebem que trazem muitos problemas para o Bert.
Fotoğraf konusunda sizi bir daha uyarmayacağım... Onbirinci bitti, bir tane kaldı- -... ve siz gazeteciler, telefon için bir dakikanız kaldı.
Não farei mais advertências sobre as fotografias e vocês jornalistas têm um minuto para desligar esses telefones.
Neden burada olduğunu bir öğrenirlerse, gazeteciler bayram eder.
Se descobrirem porque está aqui os jornais não o deixarão em paz.
Ve bu kâğıt 15 dakika içinde elimde olsun yoksa gazeteciler 20 dakika içinde burada olurlar.
E quero isso aqui em 15 minutos... ou todos os repórteres estarão aqui em 20!
- Sonunda geldim. - Bu gazeteciler
Cheguei.
Gazeteciler, fotoğrafçılar.
Repórteres e fotógrafos.
Gazeteciler giremez!
Nada de jornalistas!
Ben Toulebonne'da otururken, adadaki tüm gazeteciler biliyor olacak.
Comandante de Área ou não, só saberei o que ele anda a fazer quando já tiver terminado. Nessa altura estarei aqui, em Toulebonne, com a cara pendurada, e todos os correspondentes da ilha saberão.
Bütün bu İngiliz ve Amerikalı gazeteciler nasıl oluyor? Büyük bir haberimiz olduğunda,
Porquê tantos correspondentes americanos e estrangeiros?
O zaman tabii gazeteciler homurdanmaya başladı.
E, como é óbvio, os jornalistas começaram a gritar :
Dışarıda gazeteciler var.
Por aí hà jornalistas.
1947'ye kadar onunla röportaj yapmak isteyen gazeteciler ve insanlar buraya geldiler ve ona odasında huzur içinde yazı yazmasına bir türlü müsaade etmediler.
Nessa altura vinham muitos jornalistas, e pessoas que queriam ver o Hemingway, entrevistá-lo e nâo o deixavam escrever no seu quarto com tranqüilidade, ela pensou que fazendo aquele escritório isolava o da casa e tentou fazê-lo o mais confortável possível mandando lhe colocar dez janelas dobradas
Gazeteciler ve resmi yetkililer, bu açıklamaları inandırıcı bulmuyordu.
As autoridades e os jornalistas encararam as descrições como sendo inacreditáveis.
Gazeteciler gelen telgraflara bakarak, ikimizi, Başkanın yanında çekiştiriyorlar.
Os jornalistas se inteiraram e nos metem na confusão ante o Presidente.
General, gazeteciler konuşmak istiyor.
General, os repórteres queriam dar-lhe uma palavrinha.
Orada, dedektifler ve gazeteciler olacak.
Haverá detectives por lá, e pessoas da imprensa.
Bize çalışan gazeteciler yok mu elimizde Tom?
Temos pessoas do jornal na lista de pagamentos.
"Yeni Almanya", hiç gecikmeden düşmanlarının hakkından gelmeye başlamıştı. Komünistler, Sosyalistler, herşeye burnunu sokan gazeteciler, hatta parlementerler.
A nova Alemanha começou a cercar os seus inimigos : comunistas, socialistas, jornalistas impertinentes, deputados do Reichstag.
Dover, cehennem ateşinden oluşan bir köşe olarak anılır olmuştu. Gazeteciler ve radyo haberleri için her zaman bir olay mevcuttu. Örneğin BBC'den Charles Gardner için...
Havia sempre algo para as Actualidades ou para o jornalista, como por exemplo, Charles Gardner da BBC.
Gazeteciler de duymasın!
Nada de jornalistas!
Gazeteciler hep aynı. Hep aynı soruları soruyorlar.
Os jornalistas fazem sempre as mesmas perguntas :
Biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart.
Mal entremos, tira-o de lá, depressa, antes que chegue a imprensa.
Aydınlar ve gazeteciler bundan faydalanmayı seviyor.
Intelectuais e jornalistas gostam de fazer publicidade.
Gazeteciler, röportajlar...
São os repórteres, as entrevistas...
Etrafta gazeteciler olabilir.
Acho que não.
- Gazeteciler, çıkın dışarı.
- Agora, saiam daqui.