English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ G ] / Giderler

Giderler traduction Portugais

1,016 traduction parallèle
Çok zaman şehre aynı arabayla giderler.
Costumam irjuntos de carro para a cidade.
Erkekleri çayırlara dağılınca Onlar da yüzmeye giderler
Parece que todas foram nadar enquanto Os maridos estavam a pastar gado
Pazarları erken kalkıp birlikte oynamak için bir yerlere giderler.
Os três saíam cedo no domingo para passear algumas horas.
Farklı yerlere giderler.
Não, eles iam a lugares diferentes.
"150 dolar maaş artı giderler ödenecektir... " Londra vatandaşı olması tercih sebebidir...
" Cavalheiro inglês pagará $ 150 e despesas... a compatriota, preferivelmente londrino...
Bazı insanlar daha iyi iklime, Florida'a ya da Bahamalar'a giderler.
Algumas pessoas vão para um clima melhor. Florida ou Bahamas.
Şey, garaja gelip, giderler, bilirsiniz.
Estão sempre a ir e a vir, na garagem, sabe.
Şansımız varsa, çekip giderler.
Se tivermos sorte, irão embora.
Kışın göçmen kuşlar gibi güneye giderler.
Vão todos para sul no Inverno, como pássaros.
Eger mutsuzlarsa, giderler.
Quando estão tristes, vão-se embora.
Mevsim değişimlerinde başımızın üstünden uçup giderler.
Só que voam um pouco mais alto que nós, mais nada.
Onlara yardım etmek zorundasın, yoksa seni bırakıp giderler.
Tens que ajudá-los, Frank, senão, virar-te-ão as costas.
Oraya gidenler bir neden için giderler.
Ali só se vai por um motivo.
Daha sonra ise bir restorana ya da sinemaya giderler.
Depois, vão a um restaurante ou ao cinema.
- Bir şey söylememize gerek yok. Kovalarız giderler işte.
Não dizemos nada, mandamos dar uma curva.
İnsanlar aslında kiliseye giderler.
As pessoas vinham à igreja.
Bir anda giderler.
Caem que nem moscas.
Atlı bir arabaya binip ormana giderler.
Ele chama uma carruagem para o Bosque.
Dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden giderler.
Muitas pessoas no mundo lutam por isso.
Giderler.
Eles vão-se embora.
Evet. O zaman bu salaklar savaşmak için başka bir yere giderler.
Sim, então estes idiotas iam lutar para outro lado.
# Güneş doğmadan kalkar Sonra da el sallayıp giderler #
Sempre abandonadas ao despertar do dia. Porquê? .
Baskınlardan bıktıklarında, giderler.
Quando se fartam de ser roubadas, väo-se embora.
Bazen daha büyük bir kasabaya giderler. Orada Benito Juárez'in askerleri onları korur.
Às vezes väo para uma cidade maior onde estejam sob a protecçäo dos soldados de Benito Juárez.
Sıcak yerlere giderler.
Foram tomar banho às nascentes.
Biliyorsunuz, kente giderler, kahvelere, sinemalara girerlerdi.
Sabe, eles costumavam ir a cafés e a cinemas,
Birkaç dakikalığına, sonra giderler.
Só por uns minutos, depois vão-se embora.
Belki giderler.
Talvez vão.
- Gündüzleri, kapalı tutarsanız makul kıyafet olduğunu söyleyip, 335 numaralı maddeye istinaden "gerekli giderler" kalemi altından vergiden düşebilirsiniz.
- Estou a ver. - Durante o dia, pode desligá-lo... e pode alegar que é uma despesa razoável e descontar na alínea "despesas permitidas"... ao abrigo do parágrafo 335...
# Ama onlar hiç durmadan giderler #
But they just go on and on Mas eles vão sem parar
Böyle bir şey gördüğünde, avlanmazlar, sadece giderler.
Quando se movimentam assim, não estão a caçar, apenas a caminhar.
Hep uzar giderler.
Sabes como são os artistas, sempre a bazarem.
İstedikleri yere giderler.
Essa gente pode ir e vir quando quiser.
Bakarsın sonra giderler.
Talvez vá.
- Henüz bilmiyorum! - Kiralarlar, sonra giderler..... en son benim haberim olur.
- Eles arrendam, vão-se embora e sou a última a saber.
Gelirler, giderler.
Eles vêm e vão.
Eğer bizi görmezlerse, yanımızdan geçip giderler.
Se não nos virem, vão sempre.
Gelir, siker ve giderler.
Vêm, fodem e vão embora.
O atlar kaçmayı bıraktıysa, su aramaya başlar ve nehre doğru giderler.
Se aqueles cavalos pararem de correr, vão começar a pensar em água... e irão para o rio.
- Bekçilik okuluna giderler.
- Praticou o tiro.
Onlar Harleme giderler, Puerto Rikolu semtler.
É o que vai para Harlem, para o bairro porto-riquenho.
Yoksa bu atları Kansas'a doğru yollarım giderler!
Ponha estes cavalos ai, para serem amarrados. Vamos indo.
Hafif bir ceza alır, altı ay yatar sonra karı ve çocuklarına giderler.
Conseguir uma pena leve, prendê-los 6 meses e de volta a suas famílias.
- Çünkü o zaman cennete giderler.
Se matar uma bicha no domingo ela vai direto para o céu.
Kumadamlar daima sayılarını gizlemek için tek sıra halinde giderler.
Gente das Areias anda sempre em linha para ocultarem os seus números.
On bine karşı ondört ve hepsi bile gelmeden bu büyük bir kıyım olur tıpkı çay partisine gidiyormuş gibi, tepemizden geçer giderler.
Quatorze contra dez mil e ainda assim, vão direto a uma destruição certa tão alegremente como iriam tomar chá.
Üçüncü çoğul, geniş zaman. "Onlar giderler."
3ª pessoa do plural, presente do Indicativo. "Eles vão."
Vaaz vermek için bir manastırdan diğerine giderler sık sık.
Eles viajam constantemente de um mosteiro a outro pregando lá.
Gelip giderler.
Vi-os ir e vir.
Sence bu beş para etmez kişiler Başkanı öldürüp sonra da onları teşhis edecek bizleri burada bırakarak giderler mi?
Será porque lhe convém, Ellen. Achas que matariam o presidente e se iriam embora deixando-nos vivos?
Kitap "okuyan" insanlar, kitap "okumayan" insanlara giderler.
As pessoas que lêem livros vão até às pessoas que não lêem livros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]