Gıtmıştı traduction Portugais
13 traduction parallèle
- Annem gıtmıştı.
A mãe tinha ido embora.
Bu kez kapı açıktı ve Jessıca gıtmıştı.
Nessa altura a porta estava destrancada, e a Jessica tinha desaparecido.
Fransızların yaptığı gibi Ruslar da tankları toplu bir biçimde kullanmak yerine birliklere dağıtmıştı.
Tal como os franceses, no Verão anterior, os russos operavam com os tanques em pequenos grupos, em vez das formações maciças dos panzers alemães.
Aslında ortalığı onlar dağıtmıştı.
Na verdade, foram eles que a tornaram assim.
Büyük savaş ortalığı fena dağıtmıştı.
As grandes batalhas fazem muita porcaria.
Eve geri geldiğimde Arlo ortalığı dağıtmıştı ve ilaçlar gitmişti.
Quando cheguei a casa, o Arlo tinha partido a casa toda e as drogas tinham desaparecido.
Üç dakika kaldı. Baker'in demeye çalıştığı şey, Claudio, oğlun odanın dört bir yanına DNA'sını akıtmış.
O que Baker ia dizer, Claudio, é que seu filho suou seu DNA pela sala toda.
Onun iyi birisi olduğunu hissettim. Sonra onunla tanıştığında onun ne kadar cana yakın olduğunu anladım, dağıtmış birisi değildi, heyecanlıydı. İşte böyle birisiydi.
E senti que ele era bom e assim que o conheci e vi quão apresentável ele era e entusiástico e não todo lixado e sabes, apenas como um tipo a quem lhe enviámos música e literalmente duas semanas depois tínhamos música de volta.
Biri içeri girip ortalığı dağıtmıştı, sanki bir şey arıyorlar gibiydi.
Alguém entrou e revirou tudo, como se procurasse alguma coisa.
Ve bu durumun sebebi ya bu yaptığın şeyin.. ... Dr. House için kabul edilebilir olduğunu düşünmendi ya da şakası senin dikkatini dağıtmıştı ya da House tıbbı bir oyuna çevirmiş ve sen de onu yenmek istedin.
Isso acontece porque o Dr. House parece-lhe tudo bem, ou porque a piada o distraiu.
Kot'un yaptığı özel kuvvetlere katılma teklifi, belki de senin dikkatini dağıtmıştır.
A oferta de te unires ao Kots na equipa-de-intervenção... se calhar, deixou-te distraída.
Günler geçtikçe yaşadığı aile dramasını bayan Akalitus müvekkilime yansıtmıştır ve yöneticisi olarak onun bu programın başına konulması güvensiz bir ortam yaratmıştır.
Dia após dia, a minha cliente suportou o fardo do drama familiar da Sra. Akalitus, recebendo desconfiança sem mérito e difamação da sua supervisora, colocando não só a minha cliente em risco, mas o programa de desvio inteiro.
Evet, Miko ölmeden önce bastığı paraları adanın her yerine dağıtmıştı. Sanırım bunu birilerinin fark etmesi an meselesiydi.
Sim, bem, Miko destribuiou o dinheiro por pela Ilha toda antes de ser assassinado - - acho que era apenas uma questão de tempo até que algum dele começasse a aparecer.
gitmişti 26
gitmiş 384
gitmiyor 31
gitmiyorum 214
gitmiyor musun 26
gitmiyoruz 47
gitmiyor muyuz 27
gitmiş mi 29
gitmiyorsun 77
gitmişler 92
gitmiş 384
gitmiyor 31
gitmiyorum 214
gitmiyor musun 26
gitmiyoruz 47
gitmiyor muyuz 27
gitmiş mi 29
gitmiyorsun 77
gitmişler 92