Hata yapıyorsun traduction Portugais
749 traduction parallèle
Hata yapıyorsun.
Isso é um erro.
Tüm erkeklerden! Ama hayatım, büyük bir hata yapıyorsun.
- Bom, se parecias esse tipo de coisas.
Özür dilerim, Baba ama korkarım bu konuda hata yapıyorsun.
Lamento, pai... mas receio que esteja a proceder mal.
- Hata yapıyorsun.
- Está feito ao bife.
Zeki bir kıza göre çok fazla hata yapıyorsun.
Para uma rapariga esperta, cometes muitos erros.
Hata yapıyorsun.
Está a cometer um erro.
- Sam, Sam büyük bir hata yapıyorsun.
Sam, estás terrivelmente enganado.
Hata yapıyorsun.
Você não esteve bem.
Hata yapıyorsun Dave. Wilks'i tanımıyorsun.
Você está enganando, não conhece o Wilks.
Hata yapıyorsun, adamın öldü.
És tonta, o teu homem morto.
Sheriff, sana hata yapıyorsun diyorum.
Xerife, está a cometer um grande erro!
- Hayır, bir hata yapıyorsun!
- Não! Estás enganado!
Hayır, Tate, hata yapıyorsun.
Oh, Tate, cometeu um erro.
Jim, bir hata yapıyorsun. Pişman olacaksın.
Jim, está cometendo um erro do qual se vai arrepender.
Dave, hata yapıyorsun.
Dave, isto é tudo errado.
Şerif, büyük bir hata yapıyorsun!
Xerife, está cometendo um grande erro.
Büyük bir hata yapıyorsun.
Você cometeu um erro.
Büyük bir hata yapıyorsun!
Está a cometer um erro!
Bir hata yapıyorsun.
Está a cometer um erro.
- George, büyük bir hata yapıyorsun.
George, comete um engano.
- Büyük bir hata yapıyorsun!
- Estás a cometer um grande erro!
-... geceleri serbest kalacaksın, değil mi? - Korkunç bir hata yapıyorsun.
- Estás a cometer um erro terrível.
Büyük bir hata yapıyorsun.
Está a cometer um erro.
Bir hata yapıyorsun Arabama el koymayacaksın, anladın mı?
Está fazendo um grande erro. Você não está requisitando meu carro, entendeu?
Biraz mantıklı olmaya başlasan iyi edersin bayım. Çok büyük bir hata yapıyorsun.
Seja sensato, senhor, porque está a cometer um grande erro.
Hata yapıyorsun.
Está enganado.
Sürekli hata yapıyorsun.
Só faz disparates.
Bir hata yapıyorsun.
Estás a cometer um erro.
Bana inanmamakla hata yapıyorsun.
Está errada se não acredita em mim.
Sen hata yapıyorsun.
Cometeu um erro.
- Bence hata yapıyorsun.
Continuo a dizer que é um disparate.
Günde en azından bir kere hata yapıyorsun.
Todos os dias cometes o deslize.
Büyük bir hata yapıyorsun.
Estás a fazer um grande erro.
Çünkü hata yapıyorsun.
- Está cometendo um erro.
Dostum, yaşamı, gerçekliği bir sınırlama olarak... kabul etmekle büyük hata yapıyorsun.
O teu grande erro, meu caro amigo, é considerar a vida, a realidade como uma limitação,
Hata yapıyorsun.
Está cometendo um engano.
- Hata yapıyorsun.
- Estás enganada.
Ama bak, büyük bir hata yapıyorsun... çünkü bugün buradayım, evet, ama yarın kimbilir nerede olacağım?
Mas vê lá bem, estás a cometer um grande erro porque hoje estou aqui, mas amanhã quem sabe?
Sanırım bir hata yapıyorsun.
Acho que está equivocado.
Büyük bir hata yapıyorsun.
Está a cometer um grande erro.
Hata yapıyorsun.
Está a cometer um erro!
- Bence bir hata yapıyorsun.
Eu acho que vais cometer um erro.
Bence çok büyük bir hata yapıyorsun.
Fantástico... - Acho que estás a fazer uma grande asneira.
- Çok kötü bir hata yapıyorsun.
- Está a cometer um terrível erro.
Sen büyük bir hata yapıyorsun. Bizi kandırabileceğini düşünerek.
- Não, você é que está, ao pensar que pode chegar aqui e fazer o que lhe apetecer!
Sanırım küçük bir hata yapıyorsun.
- Cometemos um pequeno erro.
- Hata yapıyorsun.
- Está enganado.
- Ah ve bununla beraber, büyük bir hata daha yapıyorsun.
E alem disso estás a cometer um grande erro...
Hata yapıyorsun.
Eu digo o que penso.
Sant Acoma'da da hata yaptın. Burada da yapıyorsun.
Enganou-se em San Acoma, e enganou-se aqui.
Bana hiçbirşey söylemeyerek büyük bir hata yapıyorsun.
Estás a cometer um erro ao não falares.
hata yapıyorsunuz 42
yapıyorsun 36
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptım 57
hata yaptın 26
hata mı 40
yapıyorsun 36
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptım 57
hata yaptın 26
hata mı 40