Intihar etmiş traduction Portugais
352 traduction parallèle
- Davidson intihar etmiş, duydun mu?
- Soube que o Davidson se suicidou?
İki çocuğunu öldürmüş ve intihar etmiş.
Tiziano. Matou as duas crianças com dois tiros e a seguir suicidou-se.
- Bir hemşire, Maggie'nin arkadaşı intihar etmiş.
Que aconteceu, Rock? Aquela enfermeira amiga da Maggie suicidou-se.
- Neden intihar etmiş?
- Porque se suicidou?
Kralımız intihar etmiş.
O nosso rei suicidou-se...
Terzi 1933'te iflas etmiş ve sonra... intihar etmiş.
O alfaiate foi à falência em 1933 e, mais tarde, suicidou-se.
Muhasebeden Jack Edwards intihar etmiş.
Sabe o Jack Edwards da contabilidade? Suicidou-se.
Adam bunu komisyona sunduktan iki hafta sonra intihar etmiş.
E, duas semanas depois, o oficial do Governo cometeu suicídio.
- Aç gözlerini. Paul MacCane dünyanın gözü önünde intihar etmiş gibi yapıp Arthur Boyd'u öldürdü.
As impressões que surgiram oportunamente, quando estávamos tão cansados e confusos.
Bu gece kız arkadaşı intihar etmiş.
A namorada suicidara-se.
Bu yüzden kadın intihar etmiş.
Então ela suicidou-se.
Ben iki yaşındayken annem intihar etmiş.
Matou-se quando eu tinha dois anos.
Professor Levy intihar etmiş.
O Prof. Levy... suicidou-se.
Kızkardeşin yine intihar etmiş.
Tua irmã voltou a tentar suicidar-se.
Daha önce arayan hastam, intihar etmiş.
O paciente que ligou recentemente, Cometeu suicídio!
Çocuk intihar etmiş. Kız şikâyette bulunmuş.
A rapariga vai apresentar queixa.
Rikers Island'daki hapishanedeki genç bir mahkûm, intihar etmiş,... çarşafla kendini asmış.
Hoje li que um jovem se suicidou na prisão de Rikers Island, atou uma camisa à roda do pescoço e enforcou-se.
Simeon Lee kapıyı kendi kilitlemiş ve intihar etmiş sanalım diye mi?
Para pensarmos que Simeon Lee trancou a porta e se suicidou?
Ne yazık ki hücresinde intihar etmiş.
Infelizmente, ele suicidou-se na cela.
Anselmo az önce intihar etmiş.
O Anselmo acabou de se suicidar.
Burada yazdığına göre 1980'de intihar etmiş.
Na verdade, diz aqui que se suicidou em 1980.
Bizim kışladan biri intihar etmiş.
Alguém nas barracas suicidou-se.
"Yetkililer medya patronunun intihar etmiş olabileceğini düşünüyorlar."
"As autoridades locais crêem que o magnata dos média se suicidou."
Dedektif Walenski dün gece intihar etmiş.
O Detective Walenski suicidou-se esta noite.
Geçen sene intihar etmiş.
Suicidou-se há um ano.
Bir şarlatan olarak damgalanmış ve sonunda intihar etmiş.
Ela foi entitulada uma fraude, uma charlatã, e acabou por cometer suicídio.
Bir hafta sonra hücresinde intihar etmiş.
Cometeu suicídio uma semana depois na cela dele.
Hepsi de son 6 ay içinde intihar etmiş.
Os quatro suicidaram-se nos últimos seis meses.
Duymayanlarınız için açıklıyorum... Travis Stark dün gece intihar etmiş.
Para os que não sabem... o Travis Stark matou-se na noite passada.
İntihar etmiş galiba.
Parece um suicídio.
Masaryk intihar etmiş olabilir.
Há rumores que Masaryk suicidou-se.
Bu toplumun intiharı tercih etmiş olması üzüntü verici.
É de lamentar que esta sociedade tenha optado pelo suicídio.
Niye Otatoclan'da intihar etmiş olsun ki?
Poderia tê-lo feito em Tijuana. Um homem desesperado.
İntihar etmiş.
Tinha-se suicidado.
- Intihar etmis olabilir mi?
- Não é possível que se suicidasse?
İntihar etmiş gibi yapıp, onu aşağı atacaklar.
Vão atirá-lo de lá, como se fosse um suicídio.
İntihar etmiş, öyle mi?
O resto da história veio nos jornais. Foi quando ele cometeu suicídio?
İntihar etmiş.
Matou-se.
intihar etmis.
- Suicidou-se.
İntihar etmiş olması gerektiğidir.
Deve ter sido suicídio.
- İntihar etmiş olamaz! - Bunu açıklayamazsın!
Ele não fazia aquilo!
İntihar etmiş.
Foi suicídio!
- Morley intihar mı etmiş?
- O Morley? Suicídio?
Bay Morley intihar mı etmiş?
Suicidou-se?
İntihar mı etmiş?
Foi suicídio?
İntihar etmiş.
Tentou suicidar-se.
İntihar etmiş olduğunu daha sonra anladım.
Só mais tarde é que eu descobri que ela tinha suicidando-se.
İntihar etmiş.
40 anos.
İntihar etmiş olabileceğini söylüyorlar.
Dizem que pode ter sido suicídio.
Demek istediğim, biyolojik silah programının gizlice devam etmiş olabileceği ve birisinin Ajan Mulder'ı bir intihar görevine göndermiş olabileceği.
- Estou a dizer que o programa de armas biológicas pode ter continuado secretamente. E o agente Mulder pode ter sido enviado numa missão suicida.
Ama bu olayda önemli olan Ashley Ferrars'ın öldürülmesi değil dul eşinin intihar etmiş olması.
Mas o momento importante deste caso não é o homicídio de Ashley Ferrars, mas o suicídio da sua viúva.